أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

yakından bilmek (tanımak)

yakından bilmek (tanımak) Deyim bir kimseyi, bir şeyi bütün özellikleriyle bilmek veya tanımak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-144
قَدْ نَرٰى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَٓاءِۚ فَلَنُوَلِّيَنَّكَ قِبْلَةً تَرْضٰيهَاۖ
Bu kelime "hoşnutluk duymak" deyiminde vurgulanmış
فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِۜ وَحَيْثُ مَا كُنْتُمْ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ شَطْرَهُۜ وَاِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ لَيَعْلَمُونَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْۜ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnutluk duyacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescidiharam yönüne döndür. Siz de her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

2/Bakara-145
وَلَئِنْ اَتَيْتَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ بِكُلِّ اٰيَةٍ مَا تَبِعُوا قِبْلَتَكَۚ وَمَٓا اَنْتَ بِتَابِـعٍ قِبْلَتَهُمْۚ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِـعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍۜ وَلَئِنِ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
اتَّبَعْتَ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
اَهْوَٓاءَهُمْ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَكَ مِنَ الْعِلْمِۙ اِنَّكَ اِذاً لَمِنَ الظَّالِم۪ينَۢ

Sen kendilerine Kitap verilmiş olanlara bütün delilleri göstersen yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblelerine de uymazlar. Eğer sana gelen ilimden sonra onların hevasına uyarsan şüphesiz zalimlerden olursun.

2/Bakara-146
اَلَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ اَبْنَٓاءَهُمْۜ وَاِنَّ فَر۪يقاً مِنْهُمْ لَيَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (mesajı) kendi oğullarını bildikleri gibi yakından bilirler. Onlardan bir grup ise bile bile hakkı gizlerler.

6/Enam-19
قُلْ اَيُّ شَيْءٍ اَكْبَرُ شَهَادَةًۜ
Bu kelime "şehadette bulunmak " deyiminde vurgulanmış
قُلِ اللّٰهُ شَه۪يدٌ بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْ وَاُو۫حِيَ اِلَيَّ هٰذَا الْقُرْاٰنُ لِاُنْذِرَكُمْ بِه۪ وَمَنْ بَلَغَۜ اَئِنَّكُمْ لَتَشْهَدُونَ
Bu kelime "şehadette bulunmak " deyiminde vurgulanmış
اَنَّ مَعَ اللّٰهِ اٰلِهَةً اُخْرٰىۜ قُلْ لَٓا
Bu kelime "şehadette bulunmak " deyiminde vurgulanmış
اَشْهَدُۚ
Bu kelime "şehadette bulunmak " deyiminde vurgulanmış
قُلْ اِنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌ وَاِنَّن۪ي بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَۢ

"Şehadette bulunmak konusunda hangi şey tek büyüktür?" diye sor. "Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana şu Kur'an vahyolundu. Allah'la birlikte başka ilahların olduğuna siz mi şehadette bulunuyorsunuz?" de. "Ben (buna) şehadette bulunmam." de. "O, ancak tek bir ilahtır ve ben sizin şirk koştuklarınızdan uzağım." de.

6/Enam-20
اَلَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ اَبْنَٓاءَهُمْۢ اَلَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ۟

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (mesajı) kendi oğullarını bildikleri gibi yakından bilirler. Kendilerini hüsrana uğratanlar ise işte onlar inanmayanlardır.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 09.12.2025
Paylaş: