أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

şehadette bulunmak

şehadette bulunmak Deyim tanıklık etmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

3/Aliimran-81
وَاِذْ اَخَذَ
Bu kelime "söz almak" deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ م۪يثَاقَ
Bu kelime "söz almak" deyiminde vurgulanmış
النَّبِيّ۪نَ لَـمَٓا اٰتَيْتُكُمْ مِنْ كِتَابٍ وَحِكْمَةٍ ثُمَّ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَكُمْ لَتُؤْمِنُنَّ بِه۪ وَلَتَنْصُرُنَّهُۜ
Bu kelime "yardımda bulunmak " deyiminde vurgulanmış
قَالَ ءَاَقْرَرْتُمْ وَاَخَذْتُمْ عَلٰى ذٰلِكُمْ اِصْر۪يۜ قَالُٓوا اَقْرَرْنَاۜ قَالَ فَاشْهَدُوا وَاَنَا۬ مَعَكُمْ مِنَ الشَّاهِد۪ينَ

Allah, nebilerden şöyle söz almış ve “Bakın size kitap ve hikmet verdim, şimdi yanınızda bulunanı doğrulayıcı bir elçi geldiğinde ona mutlaka inanacak ve yardımda bulunacaksınız. Bunu kabul ettiniz mi? Bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?” demişti. Onlar da “Kabul ettik!” dediler. “O halde şehadette bulunun ve ben de sizinle beraber şehadette bulunanlardanım.” dedi.

3/Aliimran-86
كَيْفَ يَهْدِي
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ قَوْماً كَفَرُوا بَعْدَ ا۪يمَانِهِمْ وَشَهِدُٓوا اَنَّ الرَّسُولَ حَقٌّ وَجَٓاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُۜ وَاللّٰهُ لَا
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
يَهْدِي
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

İman etmelerinden, Resul'ün hak olduğuna şehadette bulunmalarından ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah zalim bir toplumu hidayete erdirmez.

4/Nisa-15
وَالّٰت۪ي يَأْت۪ينَ
Bu kelime "(biriyle) ilişkiye girmek " deyiminde vurgulanmış
الْفَاحِشَةَ
Bu kelime "(biriyle) ilişkiye girmek " deyiminde vurgulanmış
مِنْ نِسَٓائِكُمْ فَاسْتَشْهِدُوا
Bu kelime "şahit tutmak " deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِنَّ اَرْبَعَةً مِنْكُمْۚ فَاِنْ شَهِدُوا فَاَمْسِكُوهُنَّ
Bu kelime "gözaltında tutmak" deyiminde vurgulanmış
فِي
Bu kelime "gözaltında tutmak" deyiminde vurgulanmış
الْبُيُوتِ
Bu kelime "gözaltında tutmak" deyiminde vurgulanmış
حَتّٰى يَتَوَفّٰيهُنَّ الْمَوْتُ اَوْ يَجْعَلَ
Bu kelime "yoluna koymak " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ لَهُنَّ سَب۪يلاً
Bu kelime "yoluna koymak " deyiminde vurgulanmış

Kadınlarınızdan (kendi cinsleriyle) ilişkiye girenlerin aleyhinde olmak üzere içinizden dört şahit tutun. Eğer şehadette bulunurlarsa onları, ölüm alıp götürünceye veya Allah, kendi tutumlarını bir yoluna koyana kadar gözaltında tutun.

6/Enam-19
قُلْ اَيُّ شَيْءٍ اَكْبَرُ شَهَادَةًۜ قُلِ اللّٰهُ شَه۪يدٌ بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْ وَاُو۫حِيَ اِلَيَّ هٰذَا الْقُرْاٰنُ لِاُنْذِرَكُمْ بِه۪ وَمَنْ بَلَغَۜ اَئِنَّكُمْ لَتَشْهَدُونَ اَنَّ مَعَ اللّٰهِ اٰلِهَةً اُخْرٰىۜ قُلْ لَٓا اَشْهَدُۚ قُلْ اِنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌ وَاِنَّن۪ي بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَۢ

"Şehadette bulunmak konusunda hangi şey tek büyüktür?" diye sor. "Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Sizi ve kime ulaşırsa kendisiyle uyarmam için bana şu Kur'an vahyolundu. Allah'la birlikte başka ilahların olduğuna siz mi şehadette bulunuyorsunuz?" de. "Ben (buna) şehadette bulunmam." de. "O, ancak tek bir ilahtır ve ben sizin şirk koştuklarınızdan uzağım." de.

6/Enam-130
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ اٰيَات۪ي وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَاۜ قَالُوا شَهِدْنَا عَلٰٓى اَنْفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ
Bu kelime "gurura kapılmak " deyiminde vurgulanmış
الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا كَافِر۪ينَ

Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar "Kendi aleyhimize şehadette bulunuyoruz." derler. Onlar dünya hayatıyla gurura kapıldılar ve kâfir oldukları konusunda kendi aleyhlerine şehadette bulundular.

6/Enam-150
قُلْ هَلُمَّ شُهَدَٓاءَكُمُ الَّذ۪ينَ يَشْهَدُونَ اَنَّ اللّٰهَ حَرَّمَ هٰذَاۚ فَاِنْ شَهِدُوا فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْۚ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَالَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ وَهُمْ بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ۟
Bu kelime "bir tutmak (görmek)" deyiminde vurgulanmış

De ki 'Allah'ın bunları yasakladığına şehadette bulunan şahitlerinizi getirin. 'Onlar şehadette bulunacak olurlarsa sen onlarla birlikte şehadette bulunma. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların heveslerine uyma. Onlar başkalarını Rablerine bir tutuyorlar.

21/Enbiya-56
قَالَ بَلْ رَبُّكُمْ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ الَّذ۪ي فَطَرَهُنَّۘ وَاَنَا۬ عَلٰى ذٰلِكُمْ مِنَ الشَّاهِد۪ينَ

Hayır, dedi, sizin Rabb’iniz, yarattığı göklerin ve yerin de Rabb’idir ve ben buna şehadette bulunanlardanım.

24/Nur-23
اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ
Bu kelime "leke sürmek " deyiminde vurgulanmış
الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ لُعِنُوا فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌۙ

O kimseler ki tertemiz, yoz iş nedir bilmeyen kadınlara leke sürerler. Onlar bu dünyada da öbür dünyada da lanete uğratıldılar. Onlar için pek büyük bir azap vardır.

24/Nur-24
يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ اَلْسِنَتُهُمْ وَاَيْد۪يهِمْ وَاَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

O günde, onların aleyhine dilleri, elleri ve ayakları neler yapmış olduklarına dair şehadette bulunacaktır.

41/Fussilet-20
حَتّٰٓى اِذَا مَا جَٓاؤُ۫هَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَاَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Sonra kulakları, gözleri ve derileri, yapmış oldukları işler hakkında, kendileri aleyhine şehadette bulunurlar.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 15.09.2025
Paylaş: