أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

(bir şeyin) kefaretini ödemek

(bir şeyin) kefaretini ödemek Deyim cezasını çekmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

66/Tahrim-1
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ
Bu kelime "(bir şeyi birine) haram etmek" deyiminde vurgulanmış
تُحَرِّمُ
Bu kelime "(bir şeyi birine) haram etmek" deyiminde vurgulanmış
مَٓا اَحَلَّ اللّٰهُ لَكَۚ تَبْتَغ۪ي مَرْضَاتَ
Bu kelime "razı etmek" deyiminde vurgulanmış
اَزْوَاجِكَۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

Ey Nebi! Eşlerini razı etmek için, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

66/Tahrim-2
قَدْ فَرَضَ اللّٰهُ لَـكُمْ تَحِلَّةَ اَيْمَانِكُمْۚ وَاللّٰهُ مَوْلٰيكُمْۚ وَهُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Allah size, (gereksiz) yeminlerinizin kefaretini ödemeyi meşru kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur. O bilendir, hüküm sahibidir.

66/Tahrim-3
وَاِذْ اَسَرَّ
Bu kelime "sır vermek (sızdırmak) " deyiminde vurgulanmış
النَّبِيُّ اِلٰى بَعْضِ اَزْوَاجِه۪ حَد۪يثاًۚ
Bu kelime "sır vermek (sızdırmak) " deyiminde vurgulanmış
فَلَمَّا نَبَّاَتْ بِه۪ وَاَظْهَرَهُ اللّٰهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَاَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍۚ فَلَمَّا نَبَّاَهَا
Bu kelime "haber vermek " deyiminde vurgulanmış
بِه۪ قَالَتْ مَنْ اَنْبَاَكَ هٰذَاۜ قَالَ نَبَّاَنِيَ الْعَل۪يمُ الْخَب۪يرُ

Hani Nebi, eşlerinden birine bir sır vermişti. (Fakat eşi) o sözü (başkasına) bildirip Allah da bunu (Nebi’ye) haber verince o da (konunun) bir kısmını (eşine) bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. (Nebi) bunu ona (eşine) bildirince, (eşi) “Bunu sana kim bildirdi?” diye sormuş, o da “Bilen, haberi olan (Allah) bana bildirdi.” demişti.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 05.08.2025
Paylaş: