أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

temas etmek

temas etmek Deyim görüşüp konuşmak; cinsel ilişkide bulunmak

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-236
لَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اِنْ طَلَّقْتُمُ النِّسَٓاءَ مَا لَمْ تَمَسُّوهُنَّ اَوْ تَفْرِضُوا لَهُنَّ فَر۪يضَةًۚ وَمَتِّعُوهُنَّۚ عَلَى الْمُوسِعِ
Bu kelime "hâli vakti yerinde " deyiminde vurgulanmış
قَدَرُهُ وَعَلَى الْمُقْتِرِ
Bu kelime "eli dar (darda) olmak" deyiminde vurgulanmış
قَدَرُهُۚ مَتَـاعاً بِالْمَعْرُوفِۚ حَقاًّ عَلَى الْمُحْسِن۪ينَ

Kendileriyle temas etmediğiniz, mihrlerini tespit etmediğiniz kadınları boşamanız size günah değil. Onları faydalandırın, Hâli vakti yerinde olan kendi gücüne göre, eli darda olan da kendi gücüne göre, örfe uygun bir şekilde faydalandırsın. (Bu,) muhsinler üzerinde bir haktır.

2/Bakara-237
وَاِنْ طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِنْ قَبْلِ اَنْ تَمَسُّوهُنَّ وَقَدْ فَرَضْتُمْ لَهُنَّ فَر۪يضَةً فَنِصْفُ مَا فَرَضْتُمْ اِلَّٓا اَنْ يَعْفُونَ اَوْ يَعْفُوَا الَّذ۪ي بِيَدِه۪
Bu kelime "elinde bulunmak (olmak)" deyiminde vurgulanmış
عُقْدَةُ النِّكَاحِۜ وَاَنْ تَعْفُٓوا اَقْرَبُ لِلتَّقْوٰىۜ وَلَا تَنْسَوُا الْفَضْلَ بَيْنَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ

Eğer onları mihrlerini belirledikten sonra, henüz kendilerine temas etmeden boşarsanız belirlemiş olduğunuz mihrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak kadınlar vazgeçer veya nikâh bağı elinde bulunan (erkek) tamamını bağışlarsa başka. Bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızda fazileti unutmayın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı görür.

3/Aliimran-47
قَالَتْ رَبِّ اَنّٰى يَكُونُ ل۪ي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْن۪ي بَشَرٌۜ قَالَ كَذٰلِكِ اللّٰهُ يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۜ اِذَا قَضٰٓى اَمْراً فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

(Meryem) "Ey Rabbim! Bana bir insan temas etmemişken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. (Allah) "Allah, işte böyle dilediğini yaratır. Bir şeye hükmettiği zaman ona 'ol' der, o da oluverir" dedi.

4/Nisa-43
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْتُمْ سُكَارٰى حَتّٰى تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُباً اِلَّا عَابِر۪ي سَب۪يلٍ حَتّٰى تَغْتَسِلُواۜ وَاِنْ
Bu kelime "hasta düşmek " deyiminde vurgulanmış
كُنْتُمْ
Bu kelime "hasta düşmek " deyiminde vurgulanmış
مَرْضٰٓى
Bu kelime "hasta düşmek " deyiminde vurgulanmış
اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَٓاءَ اَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَٓائِطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَٓاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَٓاءً فَتَيَمَّمُوا صَع۪يداً طَيِّباً فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَاَيْد۪يكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَفُواًّ غَفُوراً

Ey iman edenler! Sarhoşken zihniniz açılana kadar ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın. Hasta düşmüşseniz veya yolcu iseniz yahut biriniz ayak yolundan gelmişse yahut kadınlara temas etmiş de su bulamamışsanız bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Ondan yüzlerinize, ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

5/Maide-6
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا
Bu kelime "ayağa kalkmak " deyiminde vurgulanmış
قُمْتُمْ
Bu kelime "ayağa kalkmak " deyiminde vurgulanmış
اِلَى
Bu kelime "ayağa kalkmak " deyiminde vurgulanmış
الصَّلٰوةِ
Bu kelime "ayağa kalkmak " deyiminde vurgulanmış
فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَاَيْدِيَكُمْ اِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِۜ وَاِنْ كُنْتُمْ جُنُباً فَاطَّهَّرُواۜ وَاِنْ
Bu kelime "hasta düşmek " deyiminde vurgulanmış
كُنْتُمْ
Bu kelime "hasta düşmek " deyiminde vurgulanmış
مَرْضٰٓى
Bu kelime "hasta düşmek " deyiminde vurgulanmış
اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَٓاءَ اَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَٓائِطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَٓاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَٓاءً فَتَيَمَّمُوا صَع۪يداً طَيِّباً فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَاَيْد۪يكُمْ مِنْهُۜ مَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيَجْعَلَ
Bu kelime "güçlük çekmek" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْكُمْ
Bu kelime "güçlük çekmek" deyiminde vurgulanmış
مِنْ
Bu kelime "güçlük çekmek" deyiminde vurgulanmış
حَرَجٍ
Bu kelime "güçlük çekmek" deyiminde vurgulanmış
وَلٰكِنْ يُر۪يدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ey iman edenler! Namaz için ayağa kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı da mesh edin. Cünüp iseniz gusledin. Hasta düşmüşseniz veya yolcu iseniz yahut biriniz ayak yolundan gelmişse yahut kadınlara temas etmiş de su bulamamışsanız bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Ondan yüzlerinize, ellerinize sürün. Allah, sizin güçlük çekmenizi istemez lakin sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

19/Meryem-20
قَالَتْ اَنّٰى يَكُونُ ل۪ي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْن۪ي بَشَرٌ وَلَمْ اَكُ بَغِياًّ

Benim nasıl çocuğum olur, dedi, bana bir beşer temas etmemişken ve ben iffetsiz biri de değilim.

33/Ahzap-49
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا نَكَحْتُمُ الْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ طَلَّقْتُمُوهُنَّ مِنْ قَبْلِ اَنْ تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمْ عَلَيْهِنَّ مِنْ عِدَّةٍ تَعْتَدُّونَهَاۚ فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحاً جَم۪يلاً

Ey iman edenler, mümin kadınları nikâhlayıp da, onlarla temas etmeden boşadığınızda bir "iddet süresi" saymanıza gerek yoktur, onları güzel bir bağışla memnun edin ve güzellikle serbest bırakın.

58/Mücadele-3
وَالَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَٓائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَـتَحْر۪يرُ رَقَـبَةٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۜ ذٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِه۪ۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ
Bu kelime "haberi olmak " deyiminde vurgulanmış

Kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir esiri serbest bırakmaları gerekir. İşte size bununla öğütte bulunulmaktadır. Allah, amellerinizden haberi olandır.

58/Mücadele-4
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۚ فَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَاِطْعَامُ سِتّ۪ينَ مِسْك۪يناًۜ ذٰلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ۜ وَتِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَلِلْكَافِر۪ينَ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

Kim (bu imkânı) bulamazsa yine birbirleriyle temas etmeden önce aralıksız iki ay oruç tutması gerekir. Buna da güç yetiremeyen altmış yoksulu doyursun. Bu Allah'a ve elçisine iman etmeniz içindir. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. İnkâr edenler için ise acıklı bir azap vardır.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.06.2025
Paylaş: