أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

salık vermek

salık vermek Deyim 1) tavsiye etmek; 2) esk. haber vermek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

4/Nisa-131
وَلِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَلَقَدْ وَصَّيْنَا الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَاِيَّاكُمْ اَنِ اتَّقُوا اللّٰهَۜ وَاِنْ تَكْفُرُوا فَاِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَنِياًّ حَم۪يداً

Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Ant olsun, biz sizden önce kitap verilenlere ve sizlere, “Allah'tan korkup sakının.” diye salık verdik. Eğer inkârdan gelirseniz şüphesiz ki göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, hamda layık olandır.

6/Enam-151
قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلَّا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـٔاًۜ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۚ وَلَا
Bu kelime "canına kıymak " deyiminde vurgulanmış
تَقْتُلُٓوا
Bu kelime "canına kıymak " deyiminde vurgulanmış
اَوْلَادَكُمْ مِنْ اِمْلَاقٍۜ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَاِيَّاهُمْۚ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ
Bu kelime "(biriyle) ilişkiye girmek " deyiminde vurgulanmış
مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَۚ وَلَا
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
تَقْتُلُوا
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
النَّفْسَ
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
الَّت۪ي
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
حَرَّمَ اللّٰهُ اِلَّا بِالْحَقِّۜ ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
Bu kelime "aklını kullanmak " deyiminde vurgulanmış

Şöyle de: "Gelin Rabb'inizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi şirk koşmayın, anne babaya iyilik edin, geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. “Sizi de onları da biz rızıklandırmaktayız.” (Biriyle gayrimeşru) ilişkiye girmenin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı cana kıymayın! Aklınızı kullanırsınız diye (Allah) size böyle salık verdi."

6/Enam-152
وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَت۪يمِ اِلَّا بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ حَتّٰى يَبْلُغَ اَشُدَّهُۚ وَاَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْم۪يزَانَ بِالْقِسْطِۚ لَا نُكَلِّفُ نَفْساً اِلَّا
Bu kelime "altından kalkamamak" deyiminde vurgulanmış
وُسْعَهَا
Bu kelime "altından kalkamamak" deyiminde vurgulanmış
وَاِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰىۚ وَبِعَهْدِ اللّٰهِ اَوْفُواۜ ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَۙ
Bu kelime "ders almak " deyiminde vurgulanmış

'Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (biçim) dışında yaklaşmayın. Ölçü ve tartıda kıstı yerine getirin. Biz hiç kimseye altından kalkamayacağı işler için öneride bulunmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız dahi olsa, adil olun. Allah'a olan ahdinizi yerine getirin. İşte bunlarla size salık verdi. Umulur ki ders alırsınız.'

6/Enam-153
وَاَنَّ هٰذَا صِرَاط۪ي مُسْتَق۪يماً فَاتَّبِعُوهُۚ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَنْ سَب۪يلِه۪ۜ ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte bunları size salık verdi. Umulur ki sakınırsınız.

29/Ankebut-8
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْناًۜ وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَاۜ اِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

İnsana anne ve babasına iyilik etmesini salık verdik. Eğer seni, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana şirk koşman için zorlarlarsa o zaman onlara itaat etme. Dönüşünüz banadır. Yapmakta olduklarınızı size haber veririm.

31/Lokman-14
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِۚ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْناً عَلٰى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ ف۪ي عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيْكَۜ اِلَيَّ الْمَص۪يرُ

Biz insana, anne ve babasını (onlara iyi davranmayı) salık verdik. Anası onu zahmet üstüne zahmet çekerek taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. Bana ve anne babana şükret. Dönüş, yalnız banadır.

46/Ahkaf-15
وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ اِحْسَاناًۜ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ كُرْهاً وَوَضَعَتْهُ كُرْهاًۜ وَحَمْلُهُ وَفِصَالُهُ ثَلٰثُونَ شَهْراًۜ حَتّٰٓى اِذَا بَلَغَ اَشُدَّهُ وَبَلَغَ اَرْبَع۪ينَ سَنَةًۙ قَالَ رَبِّ اَوْزِعْن۪ٓي اَنْ اَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّت۪ٓي اَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلٰى وَالِدَيَّ وَاَنْ اَعْمَلَ صَالِحاً تَرْضٰيهُ وَاَصْلِحْ ل۪ي ف۪ي ذُرِّيَّت۪يۚ اِنّ۪ي تُبْتُ اِلَيْكَ وَاِنّ۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ

Biz insana, ana babasına iyilik etmesini salık verdik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki, “Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben Müslümanlardanım.”

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.06.2025
Paylaş: