أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

aklını kullanmak

aklını kullanmak Deyim iyice düşünüp taşınarak hareket etmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-44
اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ

Sizler Kitap'ı (Tevrat) okuduğunuz hâlde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?

2/Bakara-76
وَاِذَا لَقُوا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قَالُٓوا اٰمَنَّاۚ وَاِذَا خَلَا
Bu kelime "(biriyle, bir şeyle) baş başa kalmak" deyiminde vurgulanmış
بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ قَالُٓوا اَتُحَدِّثُونَهُمْ بِمَا فَتَحَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَٓاجُّوكُمْ بِه۪ عِنْدَ رَبِّكُمْۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ

(Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında «İman ettik» derler. Birbirleriyle baş başa oldukları vakit ise “Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabb’iniz katında sizin aleyhinize hüccet olması için mi onlara laf anlatıyorsunuz. Aklınızı kullanmıyor musunuz?” derler.

2/Bakara-164
اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّت۪ي تَجْر۪ي
Bu kelime "akıp gitmek " deyiminde vurgulanmış
فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنْفَعُ
Bu kelime "faydalı olmak " deyiminde vurgulanmış
النَّاسَ وَمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ السَّمَٓاءِ مِنْ مَٓاءٍ فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ ف۪يهَا مِنْ كُلِّ دَٓابَّةٍۖ وَتَصْر۪يفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخَّرِ بَيْنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardından gelmesinde, insanlara faydalı olan şeylerle denizlerde akıp giden gemilerde, Allah'ın gökten su indirip onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve böylece üzerinde bütün canlı türlerini yaymasında, rüzgârları estirmesinde, gök ile yer arasında dolaştırılan bulutları oluşturmasında aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır.

2/Bakara-171
وَمَثَلُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا كَمَثَلِ الَّذ۪ي يَنْعِقُ بِمَا لَا يَسْمَعُ اِلَّا دُعَٓاءً
Bu kelime "bağırıp çağırmak" deyiminde vurgulanmış
وَنِدَٓاءًۜ
Bu kelime "bağırıp çağırmak" deyiminde vurgulanmış
صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَعْقِلُونَ

İnkâr edenleri imana çağıran ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Böyle oldukları için akıllarını kullanmazlar.

3/Aliimran-118
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا
Bu kelime "içini açmak" deyiminde vurgulanmış
تَتَّخِذُوا
Bu kelime "içini açmak" deyiminde vurgulanmış
بِطَانَةً
Bu kelime "içini açmak" deyiminde vurgulanmış
مِنْ دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالاًۜ
Bu kelime "fenalık etmek" deyiminde vurgulanmış
وَدُّوا مَا عَنِتُّمْۚ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَٓاءُ مِنْ اَفْوَاهِهِمْۚ وَمَا تُخْف۪ي صُدُورُهُمْ اَكْـبَرُۜ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْاٰيَاتِ اِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ

Ey iman edenler! Sizden olmayanlara içinizi açmayın. Onlar fenalık etmekte kusur etmezler. Size sıkıntı vermek isterler. Ağızlarından öfkelerini kusarlar. Kalplerinin gizlediğiyse daha büyüktür. Eğer aklınızı kullanıyorsanız size ayetleri bildirdik.

5/Maide-58
وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış
هُزُواً
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış
وَلَعِباًۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ

Namaza çağırdığınız zaman onu alaya alıp onunla eğlenirler. Bu davranış, onların aklını kullanmayan bir toplum olmalarındandır.

5/Maide-103
مَا جَعَلَ اللّٰهُ مِنْ بَح۪يرَةٍ وَلَا سَٓائِبَةٍ وَلَا وَص۪يلَةٍ وَلَا حَامٍۙ وَلٰكِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يَفْتَرُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَۜ وَاَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ

Allah, kulağı yarılıp salıverilen (Bahira), putlara adanan (Saibe), erkek-dişi ikizler doğuran (Vasîle) ve on defa yavru yapmasından dolayı sırtına yük vurulmayan (Ham) hayvanlarla ilgili uygulamaların hiçbirini hoş görmemiştir. Ancak kâfirler Allah hakkında iftira ve yalan atıyorlar. Onların çoğu aklını kullanmaz.

6/Enam-32
وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَعِبٌ وَلَهْوٌۜ
Bu kelime "vakit geçirmek" deyiminde vurgulanmış
وَلَلدَّارُ الْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ يَتَّقُونَۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ

Dünya hayatı, sadece bir oyun ve vakit geçirme yeridir. Ahiret diyarı, kendini koruyanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmıyor musunuz?

6/Enam-151
قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلَّا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـٔاًۜ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۚ وَلَا
Bu kelime "canına kıymak " deyiminde vurgulanmış
تَقْتُلُٓوا
Bu kelime "canına kıymak " deyiminde vurgulanmış
اَوْلَادَكُمْ مِنْ اِمْلَاقٍۜ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَاِيَّاهُمْۚ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ
Bu kelime "(biriyle) ilişkiye girmek " deyiminde vurgulanmış
مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَۚ وَلَا
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
تَقْتُلُوا
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
النَّفْسَ
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
الَّت۪ي
Bu kelime "cana kıymak " deyiminde vurgulanmış
حَرَّمَ اللّٰهُ اِلَّا بِالْحَقِّۜ ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ

Şöyle de: "Gelin Rabb'inizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi şirk koşmayın, anne babaya iyilik edin, geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. “Sizi de onları da biz rızıklandırmaktayız.” (Biriyle gayrimeşru) ilişkiye girmenin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın (öldürülmesini) haram kıldığı cana kıymayın! Aklınızı kullanırsınız diye (Allah) size böyle salık verdi."

8/Enfal-22
اِنَّ شَرَّ الدَّوَٓابِّ عِنْدَ اللّٰهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذ۪ينَ لَا يَعْقِلُونَ

Kuşku yok ki Allah katında canlıların en kötüsü, aklını kullanmayan sağırlar ve dilsizlerdir.

10/Yunus-42
وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُونَ اِلَيْكَۜ اَفَاَنْتَ تُسْمِـعُ الصُّمَّ وَلَوْ كَانُوا لَا يَعْقِلُونَ

İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Fakat akıllarını kullanıp anlamak istemiyorlarsa sen (gerçeği) sağırlara işittirebilir misin?

10/Yunus-100
وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ اَنْ تُؤْمِنَ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَيَجْعَلُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ لَا يَعْقِلُونَ

Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar eder.

13/Ra'd-4
وَفِي الْاَرْضِ قِطَعٌ مُتَجَاوِرَاتٌ وَجَنَّاتٌ مِنْ اَعْنَابٍ وَزَرْعٌ وَنَخ۪يلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقٰى بِمَٓاءٍ وَاحِدٍ۠ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلٰى بَعْضٍ فِي الْاُكُلِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Yer üzerinde birbirine komşu toprak parçaları, üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki hepsi aynı su ile sulandığı hâlde ürünlerde birbirlerine göre üstünlükler (farklılıklar) oluşur. Şüphesiz bunlarda akıllarını kullananlar için ayetler vardır.

16/Nahıl-12
وَسَخَّرَ
Bu kelime "emrine vermek" deyiminde vurgulanmış
لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَۙ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ وَالنُّجُومُ مُسَخَّرَاتٌ بِاَمْرِه۪ۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَۙ

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok ayetler vardır.

16/Nahıl-67
وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخ۪يلِ وَالْاَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَراً وَرِزْقاً حَسَناًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. İşte bunlarda da aklını kullananlar için büyük bir ayet vardır.

21/Enbiya-10
لَقَدْ اَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكُمْ كِتَاباً ف۪يهِ ذِكْرُكُمْۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ۟

Ant olsun, size, içinde öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?

21/Enbiya-67
اُفٍّ لَكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ

Size de Allah'ı bırakıp taptığınız şeylere de yuh olsun! Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?

29/Ankebut-35
وَلَقَدْ تَرَكْنَا مِنْهَٓا اٰيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Ant olsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ayet bırakmışızdır.

29/Ankebut-63
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ نَزَّلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ مِنْ بَعْدِ مَوْتِهَا لَيَقُولُنَّ اللّٰهُۜ قُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِۜ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ۟

Ant olsun ki onlara “Gökten su indirip onunla, ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?” diye sorsan, mutlaka, “Allah!” derler. De ki (Öyleyse) hamt de Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar.

30/Rum-24
وَمِنْ اٰيَاتِه۪ يُر۪يكُمُ الْبَرْقَ خَوْفاً وَطَمَعاً وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَيُحْـي۪ بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Yine onun delillerindendir ki size korku ve umut için şimşeği gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardından arzı onunla diriltiyor. Doğrusu bunda, aklını kullanan bir kavim için (alınacak) ibretler vardır.

36/Yasin-68
وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ
Bu kelime "ters yüzüne çevirmek " deyiminde vurgulanmış
فِي الْخَلْقِۜ اَفَلَا يَعْقِلُونَ

Kime uzun ömür verirsek onu ters yüzüne çeviriyoruz. (Eski kuvveti, bilgisi ve yetenekleri zayıflıyor) Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 04.07.2025
Paylaş: