أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

ders almak

ders almak Deyim 2) mec. bir olaydan deneyim kazanmak, ibret almak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-221
وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكَاتِ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
حَتّٰى يُؤْمِنَّۜ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
وَلَاَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
وَلَوْ اَعْجَبَتْكُمْۚ
Bu kelime "(birinin) hoşuna gitmek" deyiminde vurgulanmış
وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِك۪ينَ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
حَتّٰى يُؤْمِنُواۜ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
وَلَوْ اَعْجَبَكُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ يَدْعُونَ
Bu kelime "davet etmek " deyiminde vurgulanmış
اِلَى النَّارِۚ وَاللّٰهُ يَدْعُٓوا
Bu kelime "davet etmek " deyiminde vurgulanmış
اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِه۪ۚ وَيُبَيِّنُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ۟

Şirk koşan kadınları, imana gelinceye kadar nikâhlamayın; imana gelmiş bir esir kadın, hoşunuza giden şirk koşan bir kadından daha hayırlıdır. Şirk koşan erkekleri de imana gelinceye kadar nikâhlamayın; imana gelmiş bir esir erkek de hoşunuza giden şirk koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe davet eder; Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete davet eder. O, insanlara ayetlerini bildirir. Umulur ki ders alırlar.

2/Bakara-269
يُؤْتِي الْحِكْمَةَ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُو۫تِيَ خَيْراً كَث۪يراًۜ وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّٓا اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak sağduyu sahipleri ders alır.

3/Aliimran-7
هُوَ الَّـذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ اٰيَاتٌ مُحْكَمَاتٌ هُنَّ اُمُّ الْكِتَابِ وَاُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌۜ فَاَمَّا الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ
Bu kelime "takılıp kalmak" deyiminde vurgulanmış
مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَٓاءَ
Bu kelime "kafa (kafasını) karıştırmak " deyiminde vurgulanmış
الْفِتْنَةِ
Bu kelime "kafa (kafasını) karıştırmak " deyiminde vurgulanmış
وَابْتِغَٓاءَ
Bu kelime "kafasına göre" deyiminde vurgulanmış
تَأْو۪يلِه۪ۚ
Bu kelime "kafasına göre" deyiminde vurgulanmış ve 1 diğer deyimde
وَمَا يَعْلَمُ تَأْو۪يلَهُٓ اِلَّا اللّٰهُۢ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ اٰمَنَّا بِه۪ۙ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَاۚ وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّٓا اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

O, sana Kitap’ı indirendir. Onun muhkem olan ayetleri Kitap’ın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, kafa karıştırmak ve onlardan kafalarına göre sonuç çıkarmak (tevil) için müteşabih ayetlere takılıp kalırlar. Oysa onun nasıl sonuçlanacağını (tevil) ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar (rasihun), “Onlara inandık, hepsi Rabb’imiz katındandır.” derler. (Bundan) ancak sağduyu sahipleri ders alır.

6/Enam-80
وَحَٓاجَّهُ
Bu kelime "tartışmaya girmek " deyiminde vurgulanmış
قَوْمُهُۜ قَالَ اَتُحَٓاجُّٓونّ۪ي
Bu kelime "tartışmaya girmek " deyiminde vurgulanmış
فِي اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينِۜ وَلَٓا اَخَافُ مَا تُشْرِكُونَ بِه۪ٓ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ رَبّ۪ي شَيْـٔاًۜ وَسِعَ
Bu kelime "içine almak " deyiminde vurgulanmış
رَبّ۪ي كُلَّ شَيْءٍ عِلْماًۜ اَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ

Ve toplumu onunla tartışmaya girdi. Dedi ki “Beni doğru yola ileten o olduğu hâlde, siz Allah hakkında hâlâ benimle tartışmaya mı giriyorsunuz? Ben sizin şirk aracı kıldığınız şeylerden korkmuyorum. Rabb’imin istemediği hiçbir şey gerçekleşmez. Rabb’imin ilmi her şeyi içine alır. Siz hâlâ düşünüp ders almayacak mısınız?

6/Enam-126
وَهٰذَا صِرَاطُ رَبِّكَ مُسْتَق۪يماًۜ قَدْ فَصَّلْنَا الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

Bu (din), Rabb’inin dosdoğru yoludur. Biz, ders alacak bir kavim için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık.

6/Enam-152
وَلَا تَقْرَبُوا مَالَ الْيَت۪يمِ اِلَّا بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ حَتّٰى يَبْلُغَ اَشُدَّهُۚ وَاَوْفُوا
Bu kelime "yerine getirmek" deyiminde vurgulanmış
الْكَيْلَ وَالْم۪يزَانَ بِالْقِسْطِۚ لَا
Bu kelime "öneride bulunmak " deyiminde vurgulanmış
نُكَلِّفُ
Bu kelime "öneride bulunmak " deyiminde vurgulanmış
نَفْساً اِلَّا
Bu kelime "altından kalkamamak" deyiminde vurgulanmış
وُسْعَهَا
Bu kelime "altından kalkamamak" deyiminde vurgulanmış
وَاِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰىۚ وَبِعَهْدِ اللّٰهِ اَوْفُواۜ
Bu kelime "yerine getirmek" deyiminde vurgulanmış
ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ
Bu kelime "(birini, bir şeyi) salık vermek" deyiminde vurgulanmış
بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَۙ

'Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (biçim) dışında yaklaşmayın. Ölçü ve tartıda kıstı yerine getirin. Biz hiç kimseye altından kalkamayacağı işler için öneride bulunmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız dahi olsa, adil olun. Allah'a olan ahdinizi yerine getirin. İşte bunlarla size salık verdi. Umulur ki ders alırsınız.'

7/Araf-3
اِتَّبِعُوا مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكُمْ مِنْ رَبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۜ
Bu kelime "dost edinmek " deyiminde vurgulanmış
قَل۪يلاً مَا تَذَكَّرُونَ

Rabbinizden size ne indirildiyse ona uyun, ondan başkalarını dost edinip onlara uymayın. Ne kadar da az ders alıyorsunuz!

7/Araf-26
يَا بَن۪ٓي اٰدَمَ قَدْ اَنْزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاساً يُوَار۪ي سَوْاٰتِكُمْ وَر۪يشاً۠ وَلِبَاسُ التَّقْوٰى ذٰلِكَ خَيْرٌۜ ذٰلِكَ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ

Ey Adem oğulları! Size avret yerlerinizi örten giysi ve giyinip süsleneceğiniz elbise indirdik. Takva elbisesi ise en hayırlı olandır. İşte bunlar Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki ders alırlar.

7/Araf-57
وَهُوَ الَّذ۪ي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْراً بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه۪ۜ حَتّٰٓى اِذَٓا اَقَلَّتْ سَحَاباً ثِقَالاً سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَٓاءَ فَاَخْرَجْنَا
Bu kelime "boy vermek" deyiminde vurgulanmış
بِه۪ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِۜ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Yaklaşan rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgârları gönderen odur. Yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip, bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz. Belki düşünür ders alırsınız.

7/Araf-130
وَلَقَدْ اَخَذْنَٓا اٰلَ فِرْعَوْنَ بِالسِّن۪ينَ وَنَقْصٍ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ

Ant olsun ki biz de Firavun ailesini ders alsınlar diye yıllarca kuraklığa ve ürün kıtlığına uğrattık.

9/Tevbe-126
اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ
Bu kelime "sınava çekilmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪ي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ

Onlar, her yıl birkaç kez, sınava çekildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tövbe ediyorlar ne de ders alıyorlar.

10/Yunus-3
اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى
Bu kelime "eline almak " deyiminde vurgulanmış
عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ
Bu kelime "çekip çevirmek" deyiminde vurgulanmış
الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ
Bu kelime "(bir şeye) kul olmak " deyiminde vurgulanmış
اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Kuşku yok ki Rabb’iniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra kâinatın idaresini eline alan, her şeyi çekip çeviren odur. Onun izni olmadan kimse şefaatçi olamaz. İşte o Rabb’iniz Allah’tır. O hâlde ona kul olun. Hâlâ ders almaz mısınız?

11/Hud-24
مَثَلُ الْفَر۪يقَيْنِ كَالْاَعْمٰى وَالْاَصَمِّ وَالْبَص۪يرِ وَالسَّم۪يعِۜ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلاًۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ۟

Bu iki zümrenin (müminler, kâfirler) durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların hâli hiç eşit olur mu? Hâlâ ders almıyor musunuz?

11/Hud-114
وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفاً مِنَ الَّيْلِۜ اِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ
Bu kelime "silip süpürmek" deyiminde vurgulanmış
السَّيِّـَٔاتِۜ ذٰلِكَ ذِكْرٰى لِلذَّاكِر۪ينَۚ

Gündüzün iki tarafında (Sabah, öğle ve ikindi) ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde (akşam ve yatsı) namazını kıl, unutma ki iyilikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, ders alacaklara bir hatırlatmadır.

14/İbrahim-25
تُؤْت۪ٓي اُكُلَهَا كُلَّ ح۪ينٍ بِاِذْنِ رَبِّهَاۜ وَيَضْرِبُ
Bu kelime "örnek vermek " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ الْاَمْثَالَ
Bu kelime "örnek vermek " deyiminde vurgulanmış
لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

(O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Ders alsınlar diye Allah insanlara örnekler verir.

14/İbrahim-52
هٰذَا بَلَاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِه۪ وَلِيَعْلَمُٓوا اَنَّمَا هُوَ اِلٰهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

İşte bu Kur'an, insanlara bir tebliğdir. Ta ki onunla uyarılsınlar, ta ki Allah'ın tek İlah olduğunu bilsinler. Ve ta ki aklı ve vicdanı temiz olanlar, düşünüp ders alsınlar.

16/Nahıl-13
وَمَا ذَرَاَ لَكُمْ فِي الْاَرْضِ مُخْتَلِفاً اَلْوَانُهُۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

Yeryüzünde sizin için rengârenk yarattıklarında da ders alacak kimseler için ayet vardır.

16/Nahıl-17
اَفَمَنْ يَخْلُقُ كَمَنْ لَا يَخْلُقُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Her şeyi yaratan, hiçbir şey yaratamayanlarla bir olur mu? Ders almıyor musunuz?

16/Nahıl-90
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ
Bu kelime "harama uçkur çözmek " deyiminde vurgulanmış
وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ يَعِظُكُمْ
Bu kelime "öğütte bulunmak" deyiminde vurgulanmış
لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya yardım etmeyi emreder; harama uçkur çözmeyi, münkeri ve azgınlığı da yasaklar. O, ders alırsınız diye size öğütte bulunuyor.

20/Taha-44
فَقُولَا لَهُ قَوْلاً لَيِّناً لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ اَوْ يَخْشٰى

Ona yumuşak söz söyleyin. Belki ders alır veya korkar.

24/Nur-1
سُورَةٌ اَنْزَلْنَاهَا وَفَرَضْنَاهَا وَاَنْزَلْنَا ف۪يهَٓا اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Bu, bizim indirdiğimiz, (hükümlerini) farz kıldığımız bir suredir. Belki ders alırsınız diye onda apaçık ayetler indirdik.

24/Nur-27
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتاً غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتّٰى تَسْتَأْنِسُوا
Bu kelime "yakınlık görmek " deyiminde vurgulanmış
وَتُسَلِّمُوا
Bu kelime "selam vermek " deyiminde vurgulanmış
عَلٰٓى اَهْلِهَاۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, yakınlık görmeden ve halkına selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Belki ders alırsınız.

25/Furkan-50
وَلَقَدْ صَرَّفْنَاهُ بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُواۘ فَاَبٰٓى اَكْثَرُ النَّاسِ اِلَّا كُفُوراً

Ant olsun bunu, insanların ders almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır ama insanların çoğu nankörlük etmiştir.

28/Kasas-43
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ مِنْ بَعْدِ مَٓا اَهْلَكْنَا
Bu kelime "helak etmek " deyiminde vurgulanmış
الْقُرُونَ الْاُو۫لٰى بَصَٓائِرَ لِلنَّاسِ وَهُدًى وَرَحْمَةً لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Ant olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Musa'ya, insanlar ders alsınlar diye apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitap'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.

28/Kasas-46
وَمَا كُنْتَ بِجَانِبِ الطُّورِ اِذْ نَادَيْنَا وَلٰكِنْ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ لِتُنْذِرَ
Bu kelime "ihtarda bulunmak " deyiminde vurgulanmış
قَوْماً مَٓا اَتٰيهُمْ مِنْ نَذ۪يرٍ مِنْ قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

(Musa'ya) seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (elçi) gelmemiş bir kavme ihtarda bulunman için Rabb’inden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki ders alırlar.

28/Kasas-51
وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَۜ‌۟

Ant olsun ki biz, ders alsınlar diye sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir.

32/Secde-4
اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى
Bu kelime "eline almak " deyiminde vurgulanmış
عَلَى الْعَرْشِۜ مَا لَكُمْ مِنْ دُونِه۪ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا شَف۪يعٍۜ اَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ

Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da kâinatın idaresini eline alandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ ders almıyor musunuz?

38/Sad-29
كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُٓوا
Bu kelime "kafa yormak " deyiminde vurgulanmış
اٰيَاتِه۪ وَلِيَتَذَكَّرَ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

Sana bu mübarek Kitap'ı, ayetleri üzerinde kafa yorsunlar ve sağduyu sahipleri (ondan) ders alsınlar diye indirdik.

39/Zümer-9
اَمَّنْ هُوَ قَانِتٌ اٰنَٓاءَ الَّيْلِ سَاجِداً
Bu kelime "secde etmek" deyiminde vurgulanmış
وَقَٓائِماً يَحْذَرُ الْاٰخِرَةَ وَيَرْجُوا رَحْمَةَ رَبِّه۪ۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذ۪ينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَۜ اِنَّمَا يَتَذَكَّرُ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ۟

Yoksa o, gece saatlerinde secde ederek ve ayakta durarak ibadet eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini uman gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri ders alırlar."

39/Zümer-27
وَلَقَدْ ضَرَبْنَا
Bu kelime "örnek vermek " deyiminde vurgulanmış
لِلنَّاسِ ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍ
Bu kelime "örnek vermek " deyiminde vurgulanmış
لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَۚ

Ant olsun ki biz, ders alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü örneği verdik.

44/Duhan-58
فَاِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Biz onu (Kur'an'ı), ders alsınlar diye senin dilinle kolaylaştırdık.

54/Kamer-17
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ

Ve doğrusu biz bu Kur’an’ı ders alınsın diye kolaylaştırdık öyleyse yok mudur ders alan?

80/Abese-4
اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ
Bu kelime "faydasını görmek" deyiminde vurgulanmış
الذِّكْرٰىۜ

4. Belki de ders alıp faydasını görecek.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 12.11.2025
Paylaş: