أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

kulis yapmak

kulis yapmak Deyim herhangi bir toplulukta oturumlar dışında gizli çalışmalar yapmak; bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapmak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

4/Nisa-114
لَا
Bu kelime "hayır yok" deyiminde vurgulanmış
خَيْرَ
Bu kelime "hayır yok" deyiminde vurgulanmış
ف۪ي كَث۪يرٍ مِنْ نَجْوٰيهُمْ اِلَّا مَنْ اَمَرَ بِصَدَقَةٍ اَوْ مَعْرُوفٍ اَوْ اِصْلَاحٍ
Bu kelime "ıslah etmek" deyiminde vurgulanmış
بَيْنَ النَّاسِۜ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِ فَسَوْفَ نُؤْت۪يهِ اَجْراً عَظ۪يماً

Sadaka, iyilik veya insanların arasını ıslah etmeyi konuşmanın dışında yapılan kulislerin çoğunda bir hayır yok. Kim bunu Allah'ın Rızasını almak için yaparsa ona büyük bir ecir vereceğiz.

9/Tevbe-78
اَلَمْ يَعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ سِرَّهُمْ وَنَجْوٰيهُمْ وَاَنَّ اللّٰهَ عَلَّامُ الْغُيُوبِۚ

Allah’ın onların sırlarını ve yaptıkları kulisleri bildiğini, bilmediler mi? Allah bütün gizlilikleri bilendir.

43/Zuhruf-80
اَمْ يَحْسَبُونَ اَنَّا لَا نَسْمَعُ سِرَّهُمْ وَنَجْوٰيهُمْۜ بَلٰى وَرُسُلُنَا لَدَيْهِمْ يَكْتُبُونَ

Yoksa onlar, bizim sırlarını ve yaptıkları kulisleri duymadığımızı mı, sanıyorlar? Hayır, öyle değil; yanlarındaki elçilerimiz yazmaktadırlar.

58/Mücadele-7
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَا يَكُونُ مِنْ نَجْوٰى ثَلٰثَةٍ اِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ اِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَٓا اَدْنٰى مِنْ ذٰلِكَ وَلَٓا اَكْثَرَ اِلَّا هُوَ مَعَهُمْ اَيْنَ مَا كَانُواۚ ثُمَّ يُنَبِّئُهُمْ بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ

Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa bildiğini görmedin mi? Üç kişi aralarında kulis yapsa dördüncüleri mutlaka odur; beş kişi olsalar altıncıları odur. Bundan az da olsalar, çok da olsalar her nerede bulunsalar o kendileriyle beraberdir. Sonra kıyamet günü yaptıklarını kendilerine haber verir. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir.

58/Mücadele-8
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ نُهُوا عَنِ النَّجْوٰى ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَيَتَنَاجَوْنَ بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِۘ وَاِذَا جَٓاؤُ۫كَ حَيَّوْكَ بِمَا لَمْ يُحَيِّكَ بِهِ اللّٰهُۙ وَيَقُولُونَ ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ لَوْلَا
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
يُعَذِّبُنَا
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
بِمَا
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
نَقُولُۜ
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
حَسْبُهُمْ جَهَنَّمُۚ يَصْلَوْنَهَاۚ فَبِئْسَ الْمَص۪يرُ

Kulis yapmaktan menedilip de sonra menedildikleri şeye dönenleri ve günah, düşmanlık ve Rasul'e karşı gelme konusunda aralarında Kulis yapanları görmedin mi? Sana geldiklerinde de Allah'ın selamlamadığı bir şekilde sana selam verirler ve kendi aralarında "Söylediğimizden dolayı Allah bize azap verse ya!" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler. Orası ne kötü bir varış yeridir!

58/Mücadele-9
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا تَنَاجَيْتُمْ فَلَا تَتَنَاجَوْا بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَمَعْصِيَتِ الرَّسُولِ وَتَنَاجَوْا بِالْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّـذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Ey iman edenler! Şayet siz gizlice konuşacak olursanız sakın günah, zulüm ve Peygambere isyan hususlarında kulis yapmayın. Bunu hayır ve takvâ hususunda yapın. Dirilip huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı gelmekten sakının.

58/Mücadele-10
اِنَّمَا النَّجْوٰى مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَيْسَ بِضَٓارِّهِمْ
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
شَيْـٔاً اِلَّا بِـاِذْنِ اللّٰهِۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ
Bu kelime "(birine, bir şeye) güveni olmak" deyiminde vurgulanmış
الْمُؤْمِنُونَ

(Kötü niyetle) Kulis yapmak ancak şeytandandır. İman edenleri üzmek içindir. Oysa bu, Allah'ın izni olmadan onlara zarar verecek değildir. Mü'minlerin sadece Allah'a güveni olsun.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.06.2025
Paylaş: