أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

hayır işlemek

hayır işlemek Deyim dine ve insanlığa uygun, iyi bir davranışta bulunmak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-158
اِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَٓائِرِ اللّٰهِۚ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ اَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ اَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَاۜ وَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراًۙ فَاِنَّ اللّٰهَ شَاكِرٌ عَل۪يمٌ

Safa ile Merve, Allah'ın işaretlerindendir. Her kim Beyt'i ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesi kendisine günah değil. Kim gönlünden koparak bir hayır işlerse bilsin ki Allah, iyiliklerin karşılığını veren ve her şeyi bilendir.

2/Bakara-184
اَيَّاماً مَعْدُودَاتٍۜ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَر۪يضاً اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ وَعَلَى الَّذ۪ينَ يُط۪يقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْك۪ينٍۜ فَمَنْ تَطَوَّعَ خَيْراً فَهُوَ خَيْرٌ لَهُۜ وَاَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Ona (oruca) takati yetmeyenler bir miskin doyuracak fidye verir. Kim (de) gönlünden koparak bir hayır işlerse (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

2/Bakara-197
اَلْحَجُّ اَشْهُرٌ مَعْلُومَاتٌۚ فَمَنْ فَرَضَ ف۪يهِنَّ الْحَجَّ فَلَا رَفَثَ وَلَا فُسُوقَ وَلَا جِدَالَ فِي الْحَجِّۜ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللّٰهُۜ وَتَزَوَّدُوا فَاِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوٰىۘ وَاتَّقُونِ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِ

Hac, bilinen aylardadır. Kim onlarda haccı yerine getirirse (bilsin ki) hacda ilişkiye girmek, yoldan çıkmak ve kavga çıkarmak yoktur. Siz, ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri! Benden sakının.

2/Bakara-215
يَسْـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَۜ قُلْ مَٓا اَنْفَقْتُمْ مِنْ خَيْرٍ فَلِلْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَب۪ينَ وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَابْنِ السَّب۪يلِۜ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِه۪ عَل۪يمٌ

(Ey Peygamber!) Sana ne harcayacaklarını [yunfikûn] soruyorlar? De ki: “Hayır olarak vereceğiniz/harcıyacağınız; öncelikle ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar [ibnu’s-sebîl] içindir. Her ne hayır işlerseniz işleyin muhakkak ki Allah onu bilir.

3/Aliimran-30
يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَا عَمِلَتْ مِنْ خَيْرٍ مُحْضَراًۚۛ وَمَا عَمِلَتْ مِنْ سُٓوءٍۚۛ تَوَدُّ لَوْ اَنَّ بَيْنَهَا وَبَيْنَهُٓ اَمَداً بَع۪يداًۜ وَيُحَذِّرُكُمُ اللّٰهُ نَفْسَهُۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ۟

O gün her nefis, ne hayır işlemişse ne kötülük yapmışsa onları önünde hazır bulur. Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister. Allah, size asıl kendisinden çekinmenizi emreder. Şüphesiz ki Allah, kullarını çok esirger.

4/Nisa-127
وَيَسْتَفْتُونَكَ فِي النِّسَٓاءِۜ قُلِ اللّٰهُ يُفْت۪يكُمْ
Bu kelime "fetva vermek " deyiminde vurgulanmış
ف۪يهِنَّۙ وَمَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ ف۪ي يَتَامَى النِّسَٓاءِ الّٰت۪ي لَا تُؤْتُونَهُنَّ مَا كُتِبَ لَهُنَّ وَتَرْغَبُونَ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ وَالْمُسْتَضْعَف۪ينَ مِنَ الْوِلْدَانِۙ وَاَنْ تَقُومُوا
Bu kelime "(bir şeyi) ayakta tutmak " deyiminde vurgulanmış
لِلْيَتَامٰى بِالْقِسْطِۜ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِه۪ عَل۪يماً

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki 'Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikâhlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap'ta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne işlerseniz, şüphesiz ki Allah onu bilir.

6/Enam-158
هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّٓا اَنْ تَأْتِيَهُمُ الْمَلٰٓئِكَةُ اَوْ يَأْتِيَ رَبُّكَ اَوْ يَأْتِيَ بَعْضُ اٰيَاتِ رَبِّكَۜ يَوْمَ يَأْت۪ي بَعْضُ اٰيَاتِ رَبِّكَ لَا
Bu kelime "fayda vermemek " deyiminde vurgulanmış
يَنْفَعُ
Bu kelime "fayda vermemek " deyiminde vurgulanmış
نَفْساً ا۪يمَانُهَا
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
لَمْ تَكُنْ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
اٰمَنَتْ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
مِنْ قَبْلُ اَوْ كَسَبَتْ ف۪ٓي ا۪يمَانِهَا خَيْراًۜ قُلِ انْتَظِرُٓوا اِنَّا مُنْتَظِرُونَ

Onlar kendilerine meleklerin yahut Rabb’inin veya Rabb’inin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabb’inin bazı ayetlerinin geldiği gün, önceden imana gelmemiş veya imanıyla bir hayır işlememiş birinin imana gelmesi artık bir fayda vermeyecektir. De ki "Bekleyin, biz de beklemekteyiz."

99/Zilzal-1
اِذَا زُلْزِلَتِ الْاَرْضُ زِلْزَالَهَاۙ

1. Yer sarsıldıkça sarsıldığı zaman,

99/Zilzal-2
وَاَخْرَجَتِ الْاَرْضُ اَثْقَالَهَاۙ

2. Ve yer ağırlıklarını çıkardığı zaman,

99/Zilzal-3
وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَاۚ

Ve insan, "Buna ne oluyor?" dediği zaman

99/Zilzal-4
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ اَخْبَارَهَاۙ

4. İşte o gün (yer) haberlerini anlatır.

99/Zilzal-5
بِاَنَّ رَبَّكَ اَوْحٰى لَهَاۜ

5. Çünkü Rabb’inden ona vahyolunmuştur.

99/Zilzal-6
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ اَشْتَاتاً لِيُرَوْا اَعْمَالَهُمْۜ

6. O gün insanlar, amellerinin kendilerine gösterilmesi için gruplar hâlinde çıkarlar.

99/Zilzal-7
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْراً يَرَهُۜ

Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

99/Zilzal-8
وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَراًّ يَرَهُ

Kim de zerre kadar kötülük yaparsa onu görür.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 23.07.2025
Paylaş: