أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

sanısına kapılmak

sanısına kapılmak Deyim sanmak, zannetmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-78
وَمِنْهُمْ اُمِّيُّونَ لَا يَعْلَمُونَ الْكِتَابَ اِلَّٓا اَمَانِيَّ وَاِنْ هُمْ اِلَّا يَظُنُّونَ

İçlerinde Kitap'ı (Tevrat'ı) bilmeyen ümmiler var. Onlar sadece temennide bulunurlar ve sanısına kapılırlar.

3/Aliimran-154
ثُمَّ اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِ الْغَمِّ اَمَنَةً
Bu kelime "güven vermek " deyiminde vurgulanmış
نُعَاساً يَغْشٰى طَٓائِفَةً مِنْكُمْۙ وَطَٓائِفَةٌ قَدْ اَهَمَّتْهُمْ
Bu kelime "canının derdine düşmek " deyiminde vurgulanmış
اَنْفُسُهُمْ
Bu kelime "canının derdine düşmek " deyiminde vurgulanmış
يَظُنُّونَ بِاللّٰهِ غَيْرَ الْحَقِّ ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِۜ يَقُولُونَ هَلْ لَنَا مِنَ الْاَمْرِ مِنْ شَيْءٍۜ قُلْ اِنَّ الْاَمْرَ كُلَّهُ لِلّٰهِۜ يُخْفُونَ
Bu kelime "(bir şeyi) gizli tutmak " deyiminde vurgulanmış
ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ مَا لَا يُبْدُونَ لَكَۜ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ الْاَمْرِ شَيْءٌ مَا قُتِلْنَا هٰهُنَاۜ قُلْ لَوْ كُنْتُمْ ف۪ي بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ الَّذ۪ينَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقَتْلُ اِلٰى مَضَاجِعِهِمْۚ وَلِيَبْتَلِيَ اللّٰهُ مَا ف۪ي صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا ف۪ي قُلُوبِكُمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

Sonra o kederin ardından Allah size bir güven verdi ki (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hâli bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının derdine düşmüş bir grup da gerçek dışı bir cahiliye zannıyla Allah hakkında sanısına kapılarak “Bu işten bize ne!” diyorlardı. Şöyle de “Şüphesiz işin tümü Allah'ındır.” Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, “Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik.” diyorlar. De ki 'Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

4/Nisa-157
وَقَوْلِهِمْ اِنَّا قَتَلْنَا الْمَس۪يحَ ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّٰهِۚ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلٰكِنْ شُبِّهَ لَهُمْۜ وَاِنَّ الَّذ۪ينَ اخْتَلَفُوا
Bu kelime "ihtilafa düşmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪يهِ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُۜ مَا لَهُمْ بِه۪ مِنْ عِلْمٍ اِلَّا اتِّبَاعَ الظَّنِّۚ وَمَا قَتَلُوهُ يَق۪يناًۙ

“Biz Allah’ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden ötürü... Aslında onu öldürmediler ve çarmıha germediler fakat onlara, öyle gösterildi. Onun hakkında ihtilafa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Bu hususta onların kesin bir bilgisi yoktur, sadece sanısına kapılmışlar. Onu kesin olarak öldürmediler.

6/Enam-116
وَاِنْ تُطِـعْ اَكْثَرَ مَنْ فِي الْاَرْضِ يُضِلُّوكَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَاِنْ هُمْ اِلَّا يَخْرُصُونَ
Bu kelime "işkembeden atmak (söylemek) " deyiminde vurgulanmış

Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece sanısına kapılıyorlar ve sadece işkembeden atıyorlar.

6/Enam-148
سَيَقُولُ الَّذ۪ينَ اَشْرَكُوا لَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ مَٓا اَشْرَكْنَا وَلَٓا اٰبَٓاؤُ۬نَا وَلَا حَرَّمْنَا مِنْ شَيْءٍۜ كَذٰلِكَ كَذَّبَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ حَتّٰى ذَاقُوا بَأْسَنَاۜ قُلْ هَلْ عِنْدَكُمْ مِنْ عِلْمٍ فَتُخْرِجُوهُ لَنَاۜ اِنْ تَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَاِنْ اَنْتُمْ اِلَّا تَخْرُصُونَ
Bu kelime "işkembeden atmak (söylemek) " deyiminde vurgulanmış

Şirk koşanlar şöyle diyecekler: “Allah dileseydi ne biz şirk koşardık ne atalarımız… Ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de bizim zorlu şiddetimizin tadına bakıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki “Sizin yanınızda, bize sunacağınız bir ilim mi var? Siz sadece sanısına kapılıyor ve sadece işkembeden atıyorsunuz.

10/Yunus-36
وَمَا يَتَّبِعُ اَكْثَرُهُمْ اِلَّا ظَناًّۜ اِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْن۪ي مِنَ الْحَقِّ شَيْـٔاًۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ

Onların çoğu bir sanısına kapılmıştır, o kadar. Zan ise asla gerçeğin yerini tutmaz. Allah, onların neler işleyip durduğunu mutlaka biliyor.

10/Yunus-66
اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِۜ وَمَا يَتَّبِعُ الَّذ۪ينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ شُرَكَٓاءَۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَاِنْ هُمْ اِلَّا يَخْرُصُونَ
Bu kelime "işkembeden atmak (söylemek) " deyiminde vurgulanmış

İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah'ındır. Allah'tan başkalarına tapınanlar da gerçekte şirk koştukları şeylere uymuyorlar. Onlar sadece sanısına kapılıyorlar ve sadece işkembeden atıyorlar.

45/Casiye-24
وَقَالُوا مَا هِيَ اِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَٓا
Bu kelime "helak etmek " deyiminde vurgulanmış
اِلَّا الدَّهْرُۚ وَمَا لَهُمْ بِذٰلِكَ مِنْ عِلْمٍۚ اِنْ هُمْ اِلَّا يَظُنُّونَ

Dediler ki hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman (dünya) helak eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece sanısına kapılırlar.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.06.2025
Paylaş: