helak etmek
helak etmek Deyim 1) öldürmek, ortadan kaldırmak;
İlgili Deyimler
Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler
O, iş başına geldi mi yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çalışır. Allah ise, fesadı sevmez.
Görmediler mi ki onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkânları kendilerine verdiğimiz, üzerlerine göğü (yağmuru) bolca göndermiş, (evlerinin) altından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helak etmiştik. Onları, günahları sebebiyle helak etmiş ve onların ardından başka nesiller yaratmıştık.
Onlar da "Sen bize gelmeden önce de geldikten sonra da bize eziyet edildi." dediler. (Musa), “Umulur ki Rabb’iniz düşmanınızı helak eder ve onların yerine sizi yeryüzünde yetkili kılar da nasıl iş yapacağınıza bakar.” dedi.
Musa belirlediğimiz vakit için kavminden yetmiş adam seçti. Onları kuvvetli bir sarsıntı alınca (Musa) şöyle dedi: "Ey Rabbim! İsteseydin onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki Akıllı geçinenler (sefihler, beyinsizler) yüzünden bizleri helak eder misin? O ancak senin tarafından bir sınava çekilmektir. Onunla dilediğini dalalete düşürür dilediğini de hidayete eriştirirsin. Sen bizim velimizsin. Şu hâlde bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.
Onlardan bir topluluk, “Allah'ın helak etmek veya şiddetli bir azap vermek istediği bir kavme ne diye öğütte bulunuyorsunuz?” dediğinde “Rabb’inize karşı bir mazeretimizin olması bir de belki hizaya gelirler diye!" dediler. (ARAF-164)
Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi… Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar; biz de günahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun ordusunu (denize) gark ettik! Onların tümü zulmeden kimselerdi.
Rabb'in, ahalisi ıslah edici iken o beldeleri haksız yere helak edecek değildi.
İnkâr edenler elçilerine; "Ya sizi toprağımızdan kesinlikle çıkaracağız ya da bizim dinimize döneceksiniz." dediler. Bunun üzerine Rablerinden onlara şöyle vahyolundu: “Zalimleri mutlaka helak edeceğiz.”
Biz hiçbir toplumu, (kendilerine gönderilmiş) belli bir kitap olmadan helâk etmedik.
Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada, yoldan çıkarlar. Böylece o ülke, helake müstahak olur; biz de oraya ağır bir darbe vururuz.
Kendilerinden önce nice nesilleri helak etmiş olmamız onları yola getirmedi mi? Oysa kendileri de onların yurt edindikleri yerlerde dolaşıyorlar. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için ayetler vardır.
Eğer onları daha önce bir azapla helak etseydik mutlaka şöyle derlerdi: "Rabb’imiz! Bize bir elçi gönderseydin de zillete düşmeden ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık."
Sonra sözümüze sadık kaldık. Böylece onları ve dilediklerimizi kurtardık. Aşırı gidenleri ise helak ettik.
Ant olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Musa'ya, insanlar ders alsınlar diye apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitap'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Biz, geçim rahatlığı dolayısıyla şımarmış nice beldeleri helak ettik. İşte konakları; onlardan sonra ancak çok az oturulmuştur. (Oralara) hep biz varis olduk.
Kendilerinden önce nice nesilleri helak etmiş olmamız onları yola getirmedi mi? Oysa kendileri de onların yurt edindikleri yerlerde dolaşıyorlar. Şüphesiz bunda ayetler vardır. Yine de kulak vermiyorlar mı?
Dediler ki hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman (dünya) helak eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece sanısına kapılırlar.
De ki “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah, beni ve benimle birlik olanları helak etti yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?”
Bu sayfa yardımcı oldu mu?