أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

ihtilafa düşmek

ihtilafa düşmek Deyim anlaşamamak, bozuşmak, uyuşamamak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-113
وَقَالَتِ الْيَهُودُ لَيْسَتِ النَّصَارٰى عَلٰى شَيْءٍۖ وَقَالَتِ النَّصَارٰى لَيْسَتِ الْيَهُودُ عَلٰى شَيْءٍۙ وَهُمْ يَتْلُونَ الْكِتَابَۜ كَذٰلِكَ قَالَ الَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ مِثْلَ قَوْلِهِمْۚ فَاللّٰهُ يَحْكُمُ
Bu kelime "hükmünü icra etmek " deyiminde vurgulanmış
بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ

Yahudiler, "Hristiyanlar bir şey üzere değildirler." dediler. Hristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzere değildirler." dediler. Oysa onlar Kitap'ı okumaktadırlar. Bir şey bilmeyenler (müşrikler) de tıpkı onların söylediklerini söylediler. İhtilafa düştükleri konularda, kıyamet günü Allah hükmünü icra edecektir.

2/Bakara-176
ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ نَزَّلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّۜ وَاِنَّ الَّذ۪ينَ اخْتَلَفُوا فِي الْكِتَابِ لَف۪ي
Bu kelime "açmaza düşmek" deyiminde vurgulanmış
شِقَاقٍ
Bu kelime "açmaza düşmek" deyiminde vurgulanmış
بَع۪يدٍ۟

O azabın sebebi, Allah'ın, Kitap'ı hak olarak indirmiş olmasıdır. Kitap'ta ihtilafa düşenler, elbette derin bir açmaza düşmüşlerdir.

2/Bakara-213
كَانَ النَّاسُ اُمَّةً وَاحِدَةً فَبَعَثَ اللّٰهُ النَّبِيّ۪نَ مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۖ وَاَنْزَلَ مَعَهُمُ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ ف۪يمَا اخْتَلَفُوا ف۪يهِۜ وَمَا اخْتَلَفَ ف۪يهِ اِلَّا الَّذ۪ينَ اُو۫تُوهُ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ بَغْياً بَيْنَهُمْۚ فَهَدَى اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لِمَا اخْتَلَفُوا ف۪يهِ مِنَ الْحَقِّ بِاِذْنِه۪ۜ وَاللّٰهُ يَهْد۪ي
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
مَنْ يَشَٓاءُ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ

İnsanlar tek bir ümmetti. Sonra Allah, müjde verici ve uyarıcı nebiler gönderdi. Onlarla birlikte, insanlar arasında ihtilafa düştükleri konularda hükmetmeleri için hak üzere kitap indirdi. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra aralarındaki kıskançlıklarından, kinlerinden dolayı bu (kitap) hakkında ihtilafa düşenler kendilerine kitap verilmiş olanlardan başkaları değildir. Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini hidayete erdirir.

2/Bakara-253
تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلٰى بَعْضٍۢ مِنْهُمْ مَنْ كَلَّمَ اللّٰهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَاتٍۜ وَاٰتَيْنَا ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَاَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ مَا اقْتَتَلَ الَّذ۪ينَ مِنْ بَعْدِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَلٰكِنِ اخْتَلَفُوا فَمِنْهُمْ مَنْ اٰمَنَ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
وَمِنْهُمْ مَنْ كَفَرَۜ
Bu kelime "inkârdan gelmek " deyiminde vurgulanmış
وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ مَا اقْتَتَلُوا وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يَفْعَلُ مَا
Bu kelime "dilediği gibi" deyiminde vurgulanmış
يُر۪يدُ۟
Bu kelime "dilediği gibi" deyiminde vurgulanmış

O elçilerin bir kısmını, diğerlerinden (farklı konularla ilgili) üstün (faziletli) tuttuk. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık beyyineler verdik ve onu Ruhülkudüs ile destekledik. Allah dileseydi arkalarından gelenler, kendilerine açık beyyineler geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi imana geldi, kimi de inkârdan geldi. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi lakin Allah dilediği gibi yapar.

3/Aliimran-105
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌۙ

Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.

4/Nisa-157
وَقَوْلِهِمْ اِنَّا قَتَلْنَا الْمَس۪يحَ ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّٰهِۚ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلٰكِنْ شُبِّهَ لَهُمْۜ وَاِنَّ الَّذ۪ينَ اخْتَلَفُوا ف۪يهِ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُۜ مَا لَهُمْ بِه۪ مِنْ عِلْمٍ اِلَّا اتِّبَاعَ الظَّنِّۚ وَمَا قَتَلُوهُ يَق۪يناًۙ

“Biz Allah’ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden ötürü... Aslında onu öldürmediler ve çarmıha germediler fakat onlara, öyle gösterildi. Onun hakkında ihtilafa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Bu hususta onların kesin bir bilgisi yoktur, sadece sanısına kapılmışlar. Onu kesin olarak öldürmediler.

5/Maide-48
وَاَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِناً عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَا
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
تَتَّبِعْ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
اَهْوَٓاءَهُمْ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
عَمَّا جَٓاءَكَ مِنَ الْحَقِّۜ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجاًۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ
Bu kelime "imtihana çekmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪ي مَٓا اٰتٰيكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعاً فَيُنَبِّئُكُمْ
Bu kelime "haber vermek " deyiminde vurgulanmış
بِمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَۙ

Sana da Kitap'ı, hak ile, kendinden önceki kitapları doğrulayıcı ve onların üzerine şahit olarak indirdik. Sen de onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hakkı bırakıp da onların havasına uyma. Sizin her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı. Ancak (bu) size verdiklerinden sizi imtihana çekmek içindir. Artık hayırlarda yarışa kalkın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, üzerinde ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

10/Yunus-19
وَمَا كَانَ النَّاسُ اِلَّٓا اُمَّةً وَاحِدَةً فَاخْتَلَفُواۜ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ ف۪يمَا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ

İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ihtilafa düştüler. Eğer Rabb’inden alınmış karar olmasaydı aralarında ihtilafa düştükleri konu hemen karara bağlanırdı.

10/Yunus-93
وَلَقَدْ بَوَّأْنَا بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ مُبَوَّاَ صِدْقٍ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِۚ فَمَا اخْتَلَفُوا حَتّٰى جَٓاءَهُمُ الْعِلْمُۜ اِنَّ رَبَّكَ يَقْض۪ي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ

Ant olsun biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz nimetlerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler. Kesinlikle Rabb’in kıyamet günü, ihtilafa düştükleri hususlarda aralarında karara varacaktır.

11/Hud-110
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ ف۪يهِۜ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُ مُر۪يبٍ

Ant olsun! Biz Musa’ya kitabı verdik. Onun hakkında da ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden alınmış karar olmasaydı aralarındaki (konu) hemen karara bağlanırdı. Onlar, kuşkuya düşüren bir tereddüttedirler.

16/Nahıl-39
لِيُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذ۪ي يَخْتَلِفُونَ ف۪يهِ وَلِيَعْلَمَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنَّهُمْ كَانُوا كَاذِب۪ينَ

Hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklamak ve inkâr edenlerin de yalancı olduklarını bilmeleri için (diriltecektir)

16/Nahıl-64
وَمَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ اِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذِي اخْتَلَفُوا ف۪يهِۙ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

(Ey Resul!) Biz (bu) kitabı (Kur’an’ı) ancak, hakkında (insanların) ihtilafa düştükleri şeyi onlara (bu Kur’an vasıtasıyla) bildirmen ve (tüm insanlara) kılavuz ve iman edecek bir topluma da rahmet olması dışında (başka bir amaçla) indirmedik.

16/Nahıl-92
وَلَا تَكُونُوا كَالَّت۪ي نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ اَنْكَاثاًۜ تَتَّخِذُونَ اَيْمَانَكُمْ دَخَلاً بَيْنَكُمْ اَنْ تَكُونَ اُمَّةٌ هِيَ اَرْبٰى مِنْ اُمَّةٍۜ اِنَّمَا يَبْلُوكُمُ
Bu kelime "imtihana çekmek " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ بِه۪ۜ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ مَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَ

Bir toplum diğer bir toplumdan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir fesat aracı edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın. Allah, bununla sizi imtihana çekmektedir. Hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi kıyamet gününde mutlaka size bildirecektir.

16/Nahıl-124
اِنَّمَا جُعِلَ السَّبْتُ عَلَى الَّذ۪ينَ اخْتَلَفُوا ف۪يهِۜ وَاِنَّ رَبَّكَ لَيَحْكُمُ
Bu kelime "hüküm vermek" deyiminde vurgulanmış
بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ

Cumartesi tatili, ancak onda ihtilafa düşenlere (farz) kılınmıştı. Kıyamet günü Rabb’in, muhakkak onların ihtilafa düştükleri şey hakkında aralarında hüküm verecektir.

19/Meryem-37
فَاخْتَلَفَ الْاَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْۚ فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ مَشْهَدِ يَوْمٍ عَظ۪يمٍ

Ne var ki hizipler (Yahudi ve Hristiyanlar) kendi aralarında ihtilafa düştüler. O büyük (dehşetli) günü görecek kâfirlerin vay haline!

41/Fussilet-45
وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ ف۪يهِۜ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُ مُر۪يبٍ

Ant olsun! Biz Musa’ya kitabı verdik. Onun hakkında da ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden alınmış karar olmasaydı aralarındaki (konu) hemen karara bağlanırdı. Onlar, kuşkuya düşüren bir tereddüttedirler.

43/Zuhruf-65
فَاخْتَلَفَ الْاَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْۚ فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ اَل۪يمٍ

Sonra (Yahudi ve Hıristiyan) gruplar (İsa hakkında) aralarında ihtilafa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin hâline!

45/Casiye-17
وَاٰتَيْنَاهُمْ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْاَمْرِۚ فَمَا اخْتَلَفُٓوا اِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَهُمُ الْعِلْمُۙ بَغْياً بَيْنَهُمْۜ اِنَّ رَبَّكَ يَقْض۪ي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ

Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Ve onlar, kendilerine doğru bilgi geldikten sonra çekememezlikten dolayı aralarında ihtilafa düştüler. Kesinlikle Rabb’in kıyamet günü, ihtilafa düştükleri hususlarda aralarında karara varacaktır.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 25.07.2025
Paylaş: