أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

gelip geçmek

gelip geçmek Deyim 1) bir yerden geçmek; 2) bir makam, bir yer vb.nde kısa bir süre bulunmak; 3) kısa bir süre etkin olmak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-134
تِلْكَ اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَا كَسَبْتُمْۚ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından mesul tutulmazsınız.

2/Bakara-141
تِلْكَ اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَا كَسَبْتُمْۚ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ۟

Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından mesul tutulmazsınız.

3/Aliimran-137
قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ سُنَنٌۙ فَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّب۪ينَ

Sizden önce de sünnetler (örnek uygulamalar) gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünde gezin dolaşın da (Allah'ın ayetlerini) yalan sayanların akıbeti ne olmuş, görün!

3/Aliimran-144
وَمَا مُحَمَّدٌ اِلَّا رَسُولٌۚ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُۜ اَفَا۬ئِنْ مَاتَ اَوْ قُتِلَ انْقَلَبْتُمْ
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
عَلٰٓى
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
اَعْقَابِكُمْۜ
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
وَمَنْ يَنْقَلِبْ
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
عَلٰى
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
عَقِبَيْهِ
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
فَلَنْ
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
يَضُرَّ
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهَ شَيْـٔاًۜ وَسَيَجْزِي اللّٰهُ الشَّاكِر۪ينَ

Muhammed, sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmişti. Eğer o ölür veya öldürülürse çark mı edeceksiniz? Kim çark ederse Allah'a bir zarar veremez. Allah şükredenleri ödüllendirecektir.

5/Maide-75
مَا الْمَس۪يحُ ابْنُ مَرْيَمَ اِلَّا رَسُولٌۚ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِ الرُّسُلُۜ وَاُمُّهُ صِدّ۪يقَةٌۜ كَانَا يَأْكُلَانِ الطَّعَامَۜ اُنْظُرْ كَيْفَ نُبَيِّنُ لَهُمُ الْاٰيَاتِ ثُمَّ انْظُرْ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ

Meryem oğlu Mesih, sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmişti. Anası da çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.

7/Araf-38
قَالَ ادْخُلُوا ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ فِي النَّارِۜ كُلَّمَا دَخَلَتْ اُمَّةٌ لَعَنَتْ اُخْتَهَاۜ حَتّٰٓى اِذَا ادَّارَكُوا ف۪يهَا جَم۪يعاًۙ
Bu kelime "bir araya gelmek " deyiminde vurgulanmış
قَالَتْ اُخْرٰيهُمْ لِاُو۫لٰيهُمْ رَبَّنَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ اَضَلُّونَا فَاٰتِهِمْ
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
عَذَاباً
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
ضِعْفاً مِنَ النَّارِۜ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلٰكِنْ لَا تَعْلَمُونَ

(Allah) “Sizden önce gelip geçen insan ve cin toplulukları ile ateşe girin.” der. Her bir grup içeri girdikçe diğer kardeş gruba lanet eder. Nihayet hepsi orada bir araya gelince sonrakiler, öncekiler için derler ki: “Ey Rabbimiz! İşte bunlardır bizi saptıranlar. Onlara ateşten iki kat azap ver.” Allah, “Hepiniz için de kat kat (azap) var. Fakat siz bilmiyorsunuz!” der.

13/Ra'd-6
وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالسَّيِّئَةِ قَبْلَ الْحَسَنَةِ وَقَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمُ الْمَثُلَاتُۜ وَاِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغْفِرَةٍ لِلنَّاسِ عَلٰى ظُلْمِهِمْۚ وَاِنَّ رَبَّكَ لَشَد۪يدُ الْعِقَابِ

(Bir de) senden, iyilikten önce, (tehdit edildikleri) kötülüğün (azabın dünyada iken) gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Muhakkak ki senin Rabb'in, işledikleri zulümlere rağmen insanlara karşı (her zaman) mağfiret sahibidir. Bununla beraber (unutmayın ki) Rabb'inin azabı da çok şiddetlidir.

13/Ra'd-30
كَذٰلِكَ اَرْسَلْنَاكَ ف۪ٓي اُمَّةٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهَٓا اُمَمٌ لِتَتْلُوَ۬ا عَلَيْهِمُ الَّـذ۪ٓي اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ وَهُمْ يَكْفُرُونَ بِالرَّحْمٰنِۜ قُلْ هُوَ رَبّ۪ي لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَاِلَيْهِ مَتَابِ

(Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki sana vahyolunanı onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkâr ediyorlar. De ki o benim Rabb’imdir. Ondan başka tanrı yoktur. Sadece ona tevekkül ettim ve dönüş sadece onadır.

41/Fussilet-25
وَقَيَّضْنَا
Bu kelime "(bir şeyi birinin) başına sarmak" deyiminde vurgulanmış
لَهُمْ
Bu kelime "(bir şeyi birinin) başına sarmak" deyiminde vurgulanmış
قُرَنَٓاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۚ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ۟
Bu kelime "hüsrana uğramak " deyiminde vurgulanmış

Biz onların başına birtakım yoldaşlar sardık da bunlar, onların geçmişlerine ve geleceklerine (yaptıklarına ve yapacaklarına) “çok değerliymiş” süsü verdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmuştur. Kuşkusuz ki onlar hüsrana uğrayanlardır.

46/Ahkaf-18
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۜ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ
Bu kelime "hüsrana uğramak " deyiminde vurgulanmış

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde üzerlerine söz gerçekleşmiş kimselerdir. Şüphesiz onlar hüsrana uğrayanlardır.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 20.07.2025
Paylaş: