أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

hüsrana uğramak

hüsrana uğramak Deyim beklenilen sonucun elde edilememesi sebebiyle çok üzülmek, acı çekmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-64
ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَۚ فَلَوْلَا فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لَكُنْتُمْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Ondan sonra sözünüzden dönmüştünüz. Eğer sizin üzerinizde Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olurdunuz.

2/Bakara-121
اَلَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَتْلُونَهُ حَقَّ
Bu kelime "hakkını vermek " deyiminde vurgulanmış
تِلَاوَتِه۪ۜ اُو۬لٰٓئِكَ يُؤْمِنُونَ بِه۪ۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِه۪ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ۟

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler (den bazısı) onu, hakkını vererek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler. Ama her kim onu inkâr ederse, işte gerçekten hüsrana uğrayanlar onlardır.

3/Aliimran-85
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْاِسْلَامِ د۪يناً فَلَنْ
Bu kelime "kabul görmek " deyiminde vurgulanmış
يُقْبَلَ
Bu kelime "kabul görmek " deyiminde vurgulanmış
مِنْهُۚ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Kim, İslam'dan başka bir din ararsa bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul görmeyecek ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.

3/Aliimran-149
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تُط۪يعُوا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يَرُدُّوكُمْ
Bu kelime "geri çevirmek" deyiminde vurgulanmış
عَلٰٓى اَعْقَابِكُمْ فَتَنْقَلِبُوا خَاسِر۪ينَ

Ey iman edenler! Eğer inkâr edenlerin sözlerine uyarsanız sizi ökçelerinizin üzerine geri çevirirler de hüsrana uğrayanlardan olursunuz.

5/Maide-5
اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُۜ وَطَعَامُ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْۖ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْۘ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ مُحْصِن۪ينَ غَيْرَ مُسَافِح۪ينَ وَلَا
Bu kelime "dost tutmak" deyiminde vurgulanmış
مُتَّخِذ۪ٓي
Bu kelime "dost tutmak" deyiminde vurgulanmış
اَخْدَانٍۜ
Bu kelime "dost tutmak" deyiminde vurgulanmış
وَمَنْ يَكْفُرْ بِالْا۪يمَانِ فَقَدْ حَبِطَ
Bu kelime "boşa gitmek " deyiminde vurgulanmış
عَمَلُهُۘ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ۟

Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi, Hristiyan vb. nin) yiyeceği size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Mü’min kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mihrlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Kim (İslami hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de hüsrana uğrayanlardandır.

5/Maide-21
يَا قَوْمِ ادْخُلُوا الْاَرْضَ الْمُقَدَّسَةَ الَّت۪ي كَتَبَ اللّٰهُ لَكُمْ وَلَا تَرْتَدُّوا عَلٰٓى اَدْبَارِكُمْ فَتَنْقَلِبُوا خَاسِر۪ينَ

Ey kavmim! Allah'ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa hüsrana uğrayanlardan olursunuz.

5/Maide-30
فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ اَخ۪يهِ فَقَتَلَهُ فَاَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Bunun üzerine, kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürerek hüsrana uğrayanlardan oldu.

5/Maide-53
وَيَقُولُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَهٰٓؤُ۬لَٓاءِ الَّذ۪ينَ اَقْسَمُوا
Bu kelime "yemin billah etmek" deyiminde vurgulanmış
بِاللّٰهِ
Bu kelime "yemin billah etmek" deyiminde vurgulanmış
جَهْدَ اَيْمَانِهِمْۙ اِنَّهُمْ لَمَعَكُمْۜ حَبِطَتْ
Bu kelime "boşa gitmek " deyiminde vurgulanmış
اَعْمَالُهُمْ فَاَصْبَحُوا خَاسِر۪ينَ

(O zaman) iman edenler "Bunlar mıdır sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle yemin billah edenler?" diyeceklerdir. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir de hüsrana uğrayanlardan olmuşlardır.

6/Enam-12
قُلْ لِمَنْ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قُلْ لِلّٰهِۜ كَتَبَ عَلٰى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَۜ لَيَجْمَعَنَّكُمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَا رَيْبَ ف۪يهِۜ اَلَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ فَهُمْ لَا
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış
يُؤْمِنُونَ
Bu kelime "imana gelmek" deyiminde vurgulanmış

De ki “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendine yazdı. Ant olsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç kuşku yok. Kendilerini hüsrana uğratanlar var ya!.. İşte onlar imana gelmezler.

6/Enam-140
قَدْ خَسِرَ الَّذ۪ينَ قَتَلُٓوا اَوْلَادَهُمْ سَفَهاً بِغَيْرِ عِلْمٍ وَحَرَّمُوا
Bu kelime "(bir şeyi birine) haram etmek" deyiminde vurgulanmış
مَا رَزَقَهُمُ اللّٰهُ افْتِرَٓاءً
Bu kelime "iftira atmak " deyiminde vurgulanmış
عَلَى اللّٰهِۜ قَدْ ضَلُّوا
Bu kelime "dalalete düşmek " deyiminde vurgulanmış
وَمَا
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
كَانُوا
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
مُهْتَد۪ينَ۟
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış

Akılsızlıkları yüzünden bilgisizce çocuklarını öldüren ve Allah'a iftira atarak Allah'ın onlara rızık olarak verdiği şeyleri kendilerine haram edenler elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar dalalete düşmüşler ve hidayete erememişlerdir.

7/Araf-9
وَمَنْ خَفَّتْ
Bu kelime "hafif gelmek " deyiminde vurgulanmış
مَوَاز۪ينُهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ بِمَا كَانُوا بِاٰيَاتِنَا يَظْلِمُونَ

Kimlerin de tartıları hafif gelirse işte onlar ayetlerimize (onları bilerek inkâr etmekle) zulmetmekte olduklarından dolayı, kendilerini hüsrana uğratmış kimselerdir.

7/Araf-23
قَالَا رَبَّـنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

(Âdem ile eşi) dediler ki: Ey Rabb’imiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.

7/Araf-53
هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا تَأْو۪يلَهُۜ يَوْمَ يَأْت۪ي تَأْو۪يلُهُ يَقُولُ الَّذ۪ينَ نَسُوهُ مِنْ قَبْلُ قَدْ جَٓاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّۚ فَهَلْ لَنَا مِنْ شُفَعَٓاءَ فَيَشْفَعُوا لَـنَٓا اَوْ نُرَدُّ
Bu kelime "geri çevirmek" deyiminde vurgulanmış
فَنَعْمَلَ غَيْرَ الَّذ۪ي كُنَّا نَعْمَلُۜ قَدْ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ۟

Onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki “Gerçekten Rabb’imizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak.” Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, “uydurdukları varlıklar (ilahlar) da onları yüzüstü bırakmıştır.”*

7/Araf-90
وَقَالَ الْمَلَأُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِه۪ لَئِنِ اتَّبَعْتُمْ شُعَيْباً اِنَّكُمْ اِذاً لَخَاسِرُونَ

Kavminin inkârcı ileri gelenleri, “Eğer Şuayp’a uyarsanız o takdirde siz mutlaka hüsrana uğrarsınız!” dediler.

7/Araf-92
اَلَّذ۪ينَ كَذَّبُوا شُعَيْباً كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۚۛ اَلَّذ۪ينَ كَذَّبُوا شُعَيْباً كَانُوا هُمُ الْخَاسِر۪ينَ

Şuayp'ı yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç oturmamış gibiydiler. Asıl hüsrana uğrayanlar Şuayp'ı yalanlayanların kendileridir.

7/Araf-149
وَلَمَّا سُقِطَ ف۪ٓي اَيْد۪يهِمْ وَرَاَوْا اَنَّهُمْ قَدْ ضَلُّواۙ قَالُوا لَئِنْ لَمْ يَرْحَمْنَا رَبُّنَا وَيَغْفِرْ لَنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Pişman olup da kendilerinin gerçekten sapmış olduklarını görünce dediler: “Eğer Rabb’imiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa mutlaka hüsrana uğrayanlardan olacağız!”

9/Tevbe-69
كَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ كَانُٓوا اَشَدَّ مِنْكُمْ قُوَّةً وَاَكْثَرَ اَمْوَالاً وَاَوْلَاداًۜ فَاسْتَمْتَعُوا بِخَلَاقِهِمْ فَاسْتَمْتَعْتُمْ بِخَلَاقِكُمْ كَمَا اسْتَمْتَعَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ بِخَلَاقِهِمْ وَخُضْتُمْ كَالَّذ۪ي خَاضُواۜ اُو۬لٰٓئِكَ حَبِطَتْ
Bu kelime "boşa gitmek " deyiminde vurgulanmış
اَعْمَالُهُمْ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ

(Ey münafıklar!) siz de tıpkı sizden öncekiler gibisiniz: Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha fazlaydı. Onlar paylarına düşenle sefa sürmüşlerdi. Sizden öncekilerin, paylarına düşen ile sefa sürdüğü gibi siz de payınıza düşen ile öylece sefa sürdünüz ve onların daldığı gibi, siz de (dünya zevkine) daldınız. İşte onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

10/Yunus-45
وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَاَنْ لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا سَاعَةً مِنَ النَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْۜ قَدْ خَسِرَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِلِقَٓاءِ اللّٰهِ وَمَا كَانُوا مُهْتَد۪ينَ

Onları huzuruna toplayacağı gün, gündüzün bir saatinden başka, (kabirde) durmamış gibidirler; aralarında tanışırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır.

10/Yunus-95
وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan da olma, sonra hüsrana uğrayanlardan olursun.

11/Hud-47
قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Dedi: 'Rabbim, bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.'

23/Mü'minun-103
وَمَنْ خَفَّتْ
Bu kelime "hafif gelmek " deyiminde vurgulanmış
مَوَاز۪ينُهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ ف۪ي جَهَنَّمَ خَالِدُونَۚ

Kimlerin tartıları da hafif gelirse işte onlar kendilerini hüsrana uğratanlar, cehennemde sonsuza kadar kalacak olanlardır.

26/Şuara-181
اَوْفُوا الْكَيْلَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُخْسِر۪ينَۚ

ölçüde titizlik gösterin, kendilerini hüsrana uğratanlardan olmayın.

39/Zümer-15
فَاعْبُدُوا مَا شِئْتُمْ مِنْ دُونِه۪ۜ قُلْ اِنَّ الْخَاسِر۪ينَ الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ وَاَهْل۪يهِمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اَلَا
Bu kelime "haberin olsun! " deyiminde vurgulanmış
ذٰلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُب۪ينُ

"Siz, onun dışında dilediklerinize ibadet edin." Söyle: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir."

39/Zümer-65
وَلَقَدْ اُو۫حِيَ اِلَيْكَ وَاِلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكَۚ لَئِنْ اَشْرَكْتَ لَيَحْبَطَنَّ
Bu kelime "boşa gitmek " deyiminde vurgulanmış
عَمَلُكَ وَلَتَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

(Resul’üm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur: “Ant olsun, Allah'a şirk koşarsan amellerin boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun!”

40/Mü'min-78
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا رُسُلاً مِنْ قَبْلِكَ مِنْهُمْ مَنْ قَصَصْنَا عَلَيْكَ وَمِنْهُمْ مَنْ لَمْ نَقْصُصْ عَلَيْكَۜ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ اَنْ يَأْتِيَ بِاٰيَةٍ اِلَّا بِـاِذْنِ اللّٰهِۚ فَاِذَا جَٓاءَ اَمْرُ اللّٰهِ قُضِيَ بِالْحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْمُبْطِلُونَ۟
Bu kelime "hükümsüz kılmak " deyiminde vurgulanmış

Ant olsun senden önce de elçiler gönderdik. Onlardan bazılarını sana anlattık bazılarını ise anlatmadık. Allah'ın izni olmadan hiçbir elçinin bir ayet getirmesi mümkün olamaz! Allah'ın emri geldiğinde hak ile karara varılır ve işte burada, (hakkı) hükümsüz kılmaya çalışanlar hüsrana uğrarlar.

40/Mü'min-85
فَلَمْ يَكُ يَنْفَعُهُمْ
Bu kelime "faydası olmak " deyiminde vurgulanmış
ا۪يمَانُهُمْ لَمَّا رَاَوْا بَأْسَنَاۜ سُنَّتَ اللّٰهِ الَّت۪ي قَدْ خَلَتْ ف۪ي عِبَادِه۪ۚ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْكَافِرُونَ

Ancak azabımızı gördükleri zaman, imanlarının onlara faydası olmadı. (Bu) Allah'ın, kulları hakkında uygulanagelen sünnetidir. İşte inkâr edenler, burada hüsrana uğramışlardır.

41/Fussilet-23
وَذٰلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذ۪ي ظَنَنْتُمْ بِرَبِّكُمْ اَرْدٰيكُمْ
Bu kelime "harap düşmek " deyiminde vurgulanmış
فَاَصْبَحْتُمْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Rabbiniz hakkında zehaba kapılmanız var ya, işte bu sizi harap düşürdü ve hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

41/Fussilet-25
وَقَيَّضْنَا
Bu kelime "(bir şeyi birinin) başına sarmak" deyiminde vurgulanmış
لَهُمْ
Bu kelime "(bir şeyi birinin) başına sarmak" deyiminde vurgulanmış
قُرَنَٓاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ
Bu kelime "gelip geçmek" deyiminde vurgulanmış
خَلَتْ
Bu kelime "gelip geçmek" deyiminde vurgulanmış
مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۚ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ۟

Biz onların başına birtakım yoldaşlar sardık da bunlar, onların geçmişlerine ve geleceklerine (yaptıklarına ve yapacaklarına) “çok değerliymiş” süsü verdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmuştur. Kuşkusuz ki onlar hüsrana uğrayanlardır.

42/Şûra-45
وَتَرٰيهُمْ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا خَاشِع۪ينَ
Bu kelime "boynunu bükmek " deyiminde vurgulanmış
مِنَ الذُّلِّ يَنْظُرُونَ
Bu kelime "göz ucuyla süzmek" deyiminde vurgulanmış
مِنْ
Bu kelime "göz ucuyla süzmek" deyiminde vurgulanmış
طَرْفٍ
Bu kelime "göz ucuyla süzmek" deyiminde vurgulanmış
خَفِيٍّۜ
Bu kelime "göz ucuyla süzmek" deyiminde vurgulanmış
وَقَالَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّ الْخَاسِر۪ينَ الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ وَاَهْل۪يهِمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اَلَٓا اِنَّ الظَّالِم۪ينَ ف۪ي عَذَابٍ مُق۪يمٍ

Ateşe sunulurken onların, zilletten boyunlarını bükerek göz ucuyla süzdüklerini göreceksin. İnananlar da “İşte asıl hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini hüsrana uğratanlardır.” diyecekler. Kesinlikle biliniz ki zalimler, sürekli bir azap içindedirler.

46/Ahkaf-18
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ
Bu kelime "gelip geçmek" deyiminde vurgulanmış
خَلَتْ
Bu kelime "gelip geçmek" deyiminde vurgulanmış
مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۜ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ

İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde üzerlerine söz gerçekleşmiş kimselerdir. Şüphesiz onlar hüsrana uğrayanlardır.

58/Mücadele-19
اِسْتَحْوَذَ
Bu kelime "avucunun içine almak" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَاَنْسٰيهُمْ ذِكْرَ اللّٰهِۜ اُو۬لٰٓئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِۜ اَلَٓا اِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ

Şeytan onları avucunun içine aldı da kendilerine Allah'ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın tarafını tutanlardır. Şeytanın tarafını tutanlar ise hep hüsrana uğrayacaktır.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 24.07.2025
Paylaş: