أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

anlayıp dinlemek

anlayıp dinlemek Deyim bir olayı iyice anlamak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

6/Enam-98
وَهُوَ الَّـذ۪ٓي اَنْشَاَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ فَمُسْتَقَرٌّ وَمُسْتَوْدَعٌۜ قَدْ فَصَّلْنَا الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَفْقَـهُونَ

Sizi tek bir nefisten yaratan odur. Sizin için karar kılınmış (dünya) ve gelip geçici olan (kabir) vardır. Biz, anlayıp dinleyen kimselere ayetleri açıkladık.

7/Araf-179
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يراً مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّۜ
Bu kelime "çukura düşmek" deyiminde vurgulanmış
اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

Ant olsun, cehennem için birçok cin ve insan yarattık. onların kalpleri vardır, onlarla anlayıp dinlemezler, gözleri vardır onlarla görmezler ve kulakları vardır onlarla duymazlar. Bunlar hayvanlar gibidir hatta onlar, (aşağıların aşağısına) çukura düşmüşlerdir. İşte bunlar gaflet uykusuna dalanlardır.

8/Enfal-65
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ حَرِّضِ الْمُؤْمِن۪ينَ عَلَى الْقِتَالِۜ اِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ عِشْرُونَ صَابِرُونَ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِۚ وَاِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ مِائَةٌ يَغْلِبُٓوا اَلْفاً مِنَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

Ey Nebi! Mü’minleri savaş için şevke getir. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelir. Eğer sizden yüz kişi olursa inkârdan gelenlerden bin kişiye galip gelir. Çünkü onlar, anlayıp dinlemeyen bir topluluktur.

9/Tevbe-81
فَرِحَ
Bu kelime "ferahlık duymak " deyiminde vurgulanmış
الْمُخَلَّفُونَ بِمَقْعَدِهِمْ
Bu kelime "boş oturmak" deyiminde vurgulanmış
خِلَافَ رَسُولِ اللّٰهِ وَكَرِهُٓوا اَنْ يُجَاهِدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَقَالُوا لَا
Bu kelime "sefere kalkmak" deyiminde vurgulanmış
تَنْفِرُوا
Bu kelime "sefere kalkmak" deyiminde vurgulanmış
فِي الْحَرِّۜ قُلْ نَارُ جَهَنَّمَ اَشَدُّ حَراًّۜ لَوْ كَانُوا يَفْقَهُونَ

Allah'ın Elçisi’ne muhalefet etmek için (savaştan) geri kalanlar, boş oturmaları ile ferahlık duydular; mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihattan ikrah getirdiler ve “Bu sıcakta sefere kalkmayın.” dediler. De ki “Cehennem ateşi daha sıcaktır.” Keşke anlayıp dinleselerdi!

9/Tevbe-87
رَضُوا بِاَنْ يَكُونُوا مَعَ الْخَوَالِفِ وَطُبِـعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ

geri kalanlarla birlikte olmaya razı oldular ve kalplerine kilit vuruldu. Onlar artık anlayıp dinlemezler.

9/Tevbe-127
وَاِذَا مَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍۜ هَلْ يَرٰيكُمْ مِنْ اَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُواۜ صَرَفَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

Bir sure indirildiğinde birbirlerine bakarak "Sizi birisi görüyor mu?" (diye işaretleşirler) sonra da savuşup giderler. Anlayıp dinlemeyen bir topluluk oldukları için Allah onların kalplerini çevirmiştir.

18/Kehif-93
حَتّٰٓى اِذَا بَلَغَ بَيْنَ السَّدَّيْنِ وَجَدَ مِنْ دُونِهِمَا قَوْماًۙ لَا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ قَوْلاً

Nihayet iki seddin arasına ulaştığında onların önünde neredeyse hiçbir sözü anlayıp dinlemeyen bir topluluk buldu.

48/Fetih-15
سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ اِذَا انْطَلَقْتُمْ اِلٰى مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْۚ يُر۪يدُونَ اَنْ يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللّٰهِۜ قُلْ لَنْ تَتَّبِعُونَا كَذٰلِكُمْ قَالَ اللّٰهُ مِنْ قَبْلُۚ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَاۜ بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ اِلَّا قَل۪يلاً

(Savaştan) geri kalanlar, ganimetleri almak için gittiğinizde, “Bırakınız, biz de sizinle beraber gelelim!” diyeceklerdir. Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki “Siz asla bizimle beraber gelmeyeceksiniz. Allah sizin için önceden böyle buyurdu.” Onlar, "Hayır, siz bizi kıskanıyorsunuz!” diyecekler. Aslında onlar, pek az anlayıp dinleyen kimselerdir.

59/Haşir-13
لَاَنْتُمْ اَشَدُّ رَهْبَةً
Bu kelime "dehşete düşürmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪ي صُدُورِهِمْ مِنَ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

Sizin onları, kendi içlerinde dehşete düşürmeniz Allah'ınkinden daha şiddetlidir. Bu onların anlayıp dinlemeyen bir topluluk olmalarındandır.

63/Münafikun-3
ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ

Bu onların iman edip sonra inkâr etmeleri dolayısıyladır. (Bu yüzden) kalplerine kilit vuruldu. Onlar artık anlayıp dinlemezler.

63/Münafikun-7
هُمُ الَّذ۪ينَ يَقُولُونَ لَا تُنْفِقُوا عَلٰى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللّٰهِ حَتّٰى يَنْفَضُّواۜ
Bu kelime "başını alıp gitmek " deyiminde vurgulanmış
وَلِلّٰهِ خَزَٓائِنُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَفْقَهُونَ

Onlar, "Allah'ın elçisinin yanında bulunanlara harcamada (infakta) bulunmayın ki onlar, başlarını alıp gitsinler." diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır ama münafıklar anlayıp dinlemezler.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 04.07.2025
Paylaş: