أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

eziyet etmek

eziyet etmek Deyim zahmet ve sıkıntı vermek, canını yakmak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-262
اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ ثُمَّ لَا يُتْبِعُونَ مَٓا اَنْفَقُوا مَناًّ
Bu kelime "başına kakmak (kakınç etmek) " deyiminde vurgulanmış
وَلَٓا اَذًۙى لَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۚ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Mallarını Allah yolunda verip de verdiklerinin arkasından başına kakmayıp eziyet etmeyenlerin alacakları ecir Rableri katındadır. Onlar ne bir korkuya kapılırlar ne de hüzün duyarlar.

2/Bakara-264
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُبْطِلُوا صَدَقَاتِكُمْ بِالْمَنِّ
Bu kelime "başına kakmak (kakınç etmek) " deyiminde vurgulanmış
وَالْاَذٰىۙ كَالَّذ۪ي يُنْفِقُ مَالَهُ رِئَٓاءَ
Bu kelime "sureti haktan görünmek" deyiminde vurgulanmış
النَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَاَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْداًۜ لَا
Bu kelime "elde etmek " deyiminde vurgulanmış
يَقْدِرُونَ
Bu kelime "elde etmek " deyiminde vurgulanmış
عَلٰى شَيْءٍ مِمَّا كَسَبُواۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ

Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde malını insanlar için harcarken (hemen) sureti haktan görünen kimse gibi, başına kakmak ve eziyet etmek suretiyle, sadakalarınızı ziyan etmeyin. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfir bir toplumu hidayete erdirmez.

4/Nisa-16
وَالَّذَانِ يَأْتِيَانِهَا مِنْكُمْ فَاٰذُوهُمَاۚ فَاِنْ تَابَا وَاَصْلَحَا فَاَعْرِضُوا عَنْهُمَاۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ تَـوَّاباً رَح۪يماً

İçinizden fuhuş yapan iki kişiye de (livatacılar) eziyet edin. Eğer tövbe eder de salah bulurlarsa artık onları bırakın. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.

6/Enam-34
وَلَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ فَصَبَرُوا عَلٰى مَا كُذِّبُوا وَاُو۫ذُوا حَتّٰٓى اَتٰيهُمْ نَصْرُنَاۚ وَلَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِ اللّٰهِۚ وَلَقَدْ جَٓاءَكَ مِنْ نَبَا۬ئِ الْمُرْسَل۪ينَ

Senden önce nice elçiler yalanlanmıştı. Sonunda onlara yardımımız yetişene kadar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabrettiler/direndiler. Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Ant olsun ki elçilerin haberleri sana da gelmiştir.

7/Araf-129
قَالُٓوا اُو۫ذ۪ينَا مِنْ قَبْلِ اَنْ تَأْتِيَنَا وَمِنْ بَعْدِ مَا جِئْتَنَاۜ قَالَ عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُهْلِكَ عَدُوَّكُمْ وَيَسْتَخْلِفَكُمْ فِي الْاَرْضِ فَيَنْظُرَ كَيْفَ تَعْمَلُونَ۟

Onlar da sen bize gelmeden önce de geldikten sonra da bize eziyet edildi, dediler. (Musa), “Umulur ki Rabb’iniz düşmanınızı helak eder ve onların yerine sizi yeryüzünde yetkili kılar da nasıl iş yapacağınıza bakar.” dedi.

9/Tevbe-61
وَمِنْهُمُ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ اُذُنٌۜ قُلْ اُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

Onlardan bazıları da Nebi’ye eziyet ederler. Ve “O, bir kulaktır.” derler. De ki “O, sizin için iyilik kulağıdır. Allah’a inanır, Müminlere itimadı vardır, sizden inananlar için bir rahmettir.” Ve Allah’ın elçisine eziyet edenler için elem verici bir azap vardır.

29/Ankebut-10
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ فَاِذَٓا اُو۫ذِيَ فِي اللّٰهِ جَعَلَ فِتْنَةَ النَّاسِ كَعَذَابِ اللّٰهِۜ وَلَئِنْ جَٓاءَ نَصْرٌ مِنْ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ اِنَّا كُنَّا مَعَكُمْۜ اَوَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَعْلَمَ بِمَا ف۪ي صُدُورِ الْعَالَم۪ينَ

İnsanlardan öyleleri vardır ki "Allah'a iman ettik." der, ancak Allah uğrunda kendisine eziyet edildiğinde insanların eziyetlerini Allah'ın azabı gibi sayar. Rabbinden bir zafer geldiğinde ant olsun, "Şüphesiz ki biz de sizinle beraberdik." diyeceklerdir. Oysa Allah âlemlerin (insanların) göğüslerinde olanları daha iyi bilen değil midir?

33/Ahzap-57
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ وَاَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً مُه۪يناً

Allah ve Resul'üne eziyet edenlere, Allah, dünya ve ahirette lanet etti. Ve onlar için hakir görücü (horlayıcı) bir azap hazırladı.

33/Ahzap-58
وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَاناً وَاِثْماً مُب۪يناً۟

İnanmış erkek ve kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz büyük bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.

33/Ahzap-59
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَٓاءِ الْمُؤْمِن۪ينَ يُدْن۪ينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَاب۪يبِهِنَّۜ ذٰلِكَ اَدْنٰٓى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُوراً رَح۪يماً

Ey Nebi! Eşlerine, kızlarına ve Mü'min kadınlara söyle, üzerlerine dış kıyafetlerini salsınlar. Bu şekil onların bilinmeleri ve eziyet edilmemeleri için daha uygundur. Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmeti kesintisizdir.

33/Ahzap-69
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ اٰذَوْا مُوسٰى فَبَرَّاَهُ اللّٰهُ مِمَّا قَالُواۜ وَكَانَ عِنْدَ اللّٰهِ وَج۪يهاً

Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. Zaten sonunda Allah onu, demekte olduklarından temize çıkardı. O, Allah katında itibarlıdır.

61/Saf-5
وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِه۪ يَا قَوْمِ لِمَ تُؤْذُونَن۪ي وَقَدْ تَعْلَمُونَ اَنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْۜ فَلَمَّا زَاغُٓوا اَزَاغَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ

Hani o zaman Musa, kavmine "Ey kavmim! Gerçekten benim, sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" demişti. (ama onlar dinlememişti.) İşte onlar (böylece Hak’tan) eğrilip-sapınca Allah da onların kalplerini eğriltip saptırmış idi. Allah, fasık bir kavmi hidayete erdirmeyecektir.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 16.07.2025
Paylaş: