أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

davet etmek

davet etmek Deyim 1) çağırmak;

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-23
وَاِنْ كُنْتُمْ ف۪ي رَيْبٍ مِمَّا نَزَّلْنَا عَلٰى عَبْدِنَا فَأْتُوا بِسُورَةٍ مِنْ مِثْلِه۪ۖ وَادْعُوا شُهَدَٓاءَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku duyuyorsanız siz de onun bir suresinin benzerini getirin ve eğer (sözüne) sadık kalanlardansanız Allah'tan başka şahitlerinizi de davet edin. (çağırın).

2/Bakara-221
وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكَاتِ حَتّٰى يُؤْمِنَّۜ وَلَاَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ وَلَوْ اَعْجَبَتْكُمْۚ
Bu kelime "(birinin) hoşuna gitmek" deyiminde vurgulanmış
وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِك۪ينَ حَتّٰى يُؤْمِنُواۜ وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ وَلَوْ اَعْجَبَكُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ يَدْعُونَ اِلَى النَّارِۚ وَاللّٰهُ يَدْعُٓوا اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِه۪ۚ وَيُبَيِّنُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ۟
Bu kelime "ders almak " deyiminde vurgulanmış

Şirk koşan kadınları, imana gelinceye kadar nikâhlamayın; imana gelmiş bir esir kadın, hoşunuza giden şirk koşan bir kadından daha hayırlıdır. Şirk koşan erkekleri de imana gelinceye kadar nikâhlamayın; imana gelmiş bir esir erkek de hoşunuza giden şirk koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe davet eder; Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete davet eder. O, insanlara ayetlerini bildirir. Umulur ki ders alırlar.

3/Aliimran-104
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Bu kelime "felah bulmak " deyiminde vurgulanmış

Sizden marufu (örfe uygun olanı/bilineni) iş edinen, münkerden (bilinmedik olandan) kaçınan ve hayra davet eden bir ümmet olsun! İşte onlar felaha erenler’dir.

6/Enam-71
قُلْ اَنَدْعُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا
Bu kelime "fayda vermemek " deyiminde vurgulanmış
يَنْفَعُنَا
Bu kelime "fayda vermemek " deyiminde vurgulanmış
وَلَا
Bu kelime "zararı olmamak " deyiminde vurgulanmış
يَضُرُّنَا
Bu kelime "zararı olmamak " deyiminde vurgulanmış
وَنُرَدُّ
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
عَلٰٓى
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
اَعْقَابِنَا
Bu kelime "çark etmek " deyiminde vurgulanmış
بَعْدَ اِذْ هَدٰينَا اللّٰهُ كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاط۪ينُ فِي الْاَرْضِ حَيْرَانَۖ لَهُٓ اَصْحَابٌ يَدْعُونَهُٓ اِلَى الْهُدَى ائْتِنَاۜ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىۜ وَاُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

De ki “Allah'ı bırakıp da bize fayda da vermeyen, zararı da olmayan şeye mi yalvaralım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra çark mı edelim? Tıpkı kendisini doğru yola davet eden arkadaşları, ‘Bizimle gel!' diye seslendikleri hâlde şeytanların aldatmasıyla yolunu şaşırmış kimse gibi mi (olalım?)” Yine de ki “Allah'ın hidayeti, gerçek hidayettir ve biz âlemlerin Rabb’ine teslim olmakla emrolunduk.”

7/Araf-193
وَاِنْ تَدْعُوهُمْ اِلَى الْهُدٰى لَا يَتَّبِعُوكُمْۜ سَوَٓاءٌ عَلَيْكُمْ اَدَعَوْتُمُوهُمْ اَمْ اَنْتُمْ صَامِتُونَ

Onları gerçeği kabul etmeye davet etseniz, size tabi olmazlar. Onları davet etseniz de etmeseniz de size karşı tutumları değişmez.

10/Yunus-38
اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِسُورَةٍ مِثْلِه۪ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

Yoksa “Onu kurguladı.” mı diyorlar? Şöyle de: “Eğer (sözüne) sadık kalanlardan iseniz siz de onun bir suresinin benzerini meydana getirin ve Allah'tan başka size hayır demeyecekleri de davet edin.

11/Hud-13
اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

Yoksa “Onu kurguladı.” mı diyorlar? Şöyle de: “Eğer (sözüne) sadık kalanlardan iseniz Allah'tan başka size hayır demeyecekleri de davet edin siz de kurgulanmış, ona benzer on sure meydana getirin.”

13/Ra'd-36
وَالَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَفْرَحُونَ
Bu kelime "ferahlık duymak " deyiminde vurgulanmış
بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمِنَ الْاَحْزَابِ مَنْ يُنْكِرُ بَعْضَهُۜ قُلْ اِنَّـمَٓا اُمِرْتُ اَنْ اَعْبُدَ
Bu kelime "(bir şeye) kul olmak " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهَ وَلَٓا اُشْرِكَ بِه۪ۜ اِلَيْهِ اَدْعُوا وَاِلَيْهِ مَاٰبِ

Kendilerine kitap verdiklerimiz sana indirilenle ferahlık duyarlar. Fakat (aleyhteki) gruplardan onun bir kısmını inkâr edenler vardır. De ki "Ben sadece Allah'a kul olmak ve ona şirk koşmamakla emrolundum. Ben yalnız ona davet ederim ve dönüşüm de onadır.

14/İbrahim-9
اَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَؤُا الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَۜۛ وَالَّذ۪ينَ مِنْ بَعْدِهِمْۜۛ لَا يَعْلَمُهُمْ اِلَّا اللّٰهُۜ جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرَدُّٓوا اَيْدِيَهُمْ ف۪ٓي اَفْوَاهِهِمْ وَقَالُٓوا اِنَّا كَفَرْنَا بِمَٓا اُرْسِلْتُمْ بِه۪ وَاِنَّا لَف۪ي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَـنَٓا اِلَيْهِ مُر۪يبٍ

Sizden önce yaşamış Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonra gelen, yalnızca Allah’ın bildiği kavimlerin haberleri size gelmedi mi? Elçileri onlara apaçık deliller getirdiklerinde, ellerini onların ağızlarına götürerek “Sizinle gönderilenleri kabul etmiyoruz ve bizi davet ettiğiniz şeylerden de kesin kuşkuya düşüyoruz.” demişlerdi.

42/Şûra-15
فَلِذٰلِكَ فَادْعُۚ وَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَۚ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَهُمْۚ وَقُلْ اٰمَنْتُ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنْ كِتَابٍۚ وَاُمِرْتُ لِاَعْدِلَ بَيْنَكُمْۜ اَللّٰهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْۜ لَـنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْۜ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْۜ اَللّٰهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَاۚ وَاِلَيْهِ الْمَص۪يرُۜ

İşte onun için sen (tevhide) davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların havasına uyma ve de ki “Ben Allah'ın indirdiği kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabb’imiz, sizin de Rabb’inizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışmaya gireceğimiz bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de onadır.

48/Fetih-16
قُلْ لِلْمُخَلَّف۪ينَ مِنَ الْاَعْرَابِ سَتُدْعَوْنَ اِلٰى قَوْمٍ اُو۬ل۪ي بَأْسٍ شَد۪يدٍ تُقَاتِلُونَهُمْ اَوْ يُسْلِمُونَۚ فَاِنْ تُط۪يعُوا يُؤْتِكُمُ اللّٰهُ اَجْراً حَسَناًۚ وَاِنْ تَتَوَلَّوْا كَمَا تَوَلَّيْتُمْ مِنْ قَبْلُ يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً اَل۪يماً

Bedevilerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki “Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı davet edileceksiniz. Onlarla savaşırsınız veya onlar teslimiyet gösterirler. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.

57/Hadid-8
وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِۚ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ اَخَذَ م۪يثَاقَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ

Elçi sizi, Rabb’inize iman etmeniz için davet ederken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Hâlbuki (ezelde) sizden sağlam bir söz almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz… (bu çağrıya uyun)

71/Nuh-7
وَاِنّ۪ي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُٓوا اَصَابِعَهُمْ ف۪ٓي اٰذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَاَصَرُّوا
Bu kelime "ısrar etmek " deyiminde vurgulanmış
وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَاراًۚ

Ve ben onları mağfiret buyurman için her davet ettiğimde onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar ve esvaplarına büründüler ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 13.07.2025
Paylaş: