أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

imtihana çekmek

imtihana çekmek Deyim 1) bilgisini ölçmek; 2) denemek, sınamak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-155
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ

Ant olsun ki biraz korku ve açlıkla; bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek sizi imtihana çekeriz. Sabredenleri müjdele.

2/Bakara-249
فَلَمَّا فَصَلَ طَالُوتُ بِالْجُنُودِۙ قَالَ اِنَّ اللّٰهَ مُبْتَل۪يكُمْ بِنَهَرٍۚ فَمَنْ شَرِبَ مِنْهُ فَلَيْسَ مِنّ۪يۚ وَمَنْ لَمْ يَطْعَمْهُ فَاِنَّهُ مِنّ۪ٓي اِلَّا مَنِ اغْتَرَفَ غُرْفَةً بِيَدِه۪ۚ فَشَرِبُوا مِنْهُ اِلَّا قَل۪يلاً مِنْهُمْۜ فَلَمَّا جَاوَزَهُ هُوَ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُۙ قَالُوا لَا طَاقَةَ لَنَا الْيَوْمَ بِجَالُوتَ وَجُنُودِه۪ۜ قَالَ الَّذ۪ينَ يَظُنُّونَ
Bu kelime "kanıya varmak " deyiminde vurgulanmış
اَنَّهُمْ مُلَاقُوا اللّٰهِۙ كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَل۪يلَةٍ غَلَبَتْ
Bu kelime "galip gelmek " deyiminde vurgulanmış
فِئَةً كَث۪يرَةً بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ مَعَ الصَّابِر۪ينَ

Talut, askerleri(ni) yürütüp (ordugâhtan) çıkarınca dedi ki "Allah, bir ırmakla sizi imtihana çekecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Ondan (içmeyenler ile kana kana) tatmayıp sadece eliyle bir avuç alanlar bendendir." İçlerinden pek azı hariç, hepsi ondan içtiler. Nihayet (Talut’un) beraberindeki inananlar, ırmağı geçince "Bugün Calut'a ve askerlerine bizim takatimiz yetmez." dediler. Allah'a kavuşma konusunda, bir kanıya varanlar ise "Nice az bir topluluk var ki Allah'ın izniyle çok topluluğa galip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir."

3/Aliimran-152
وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللّٰهُ وَعْدَهُٓ اِذْ تَحُسُّونَهُمْ بِاِذْنِه۪ۚ حَتّٰٓى اِذَا فَشِلْتُمْ وَتَنَازَعْتُمْ فِي الْاَمْرِ وَعَصَيْتُمْ مِنْ بَعْدِ مَٓا اَرٰيكُمْ مَا تُحِبُّونَۜ مِنْكُمْ مَنْ يُر۪يدُ الدُّنْيَا وَمِنْكُمْ مَنْ يُر۪يدُ الْاٰخِرَةَۚ ثُمَّ صَرَفَكُمْ عَنْهُمْ لِيَبْتَلِيَكُمْۚ وَلَقَدْ عَفَا عَنْكُمْۜ وَاللّٰهُ ذُوفَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ

Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size verdiği sözüne sadık kaldı. Nihayet, öyle bir an geldi ki Allah arzuladığını (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; emir konusunda kavgaya tutuştunuz ve asi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, imtihana çekmek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve ant olsun sizi bağışladı. Zaten Allah’ın fazlı müminlerin üzerinedir.

3/Aliimran-186
لَتُبْلَوُنَّ ف۪ٓي اَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْ وَلَتَسْمَعُنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَمِنَ الَّذ۪ينَ اَشْرَكُٓوا اَذًى كَث۪يراًۜ وَاِنْ تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا فَاِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ

Ant olsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a şirk koşanlardan incitici birçok laf işiteceksiniz. Eğer sabreder ve (Allah’a karşı gelmekten) sakınırsanız bilin ki bunlar azim gerektiren işlerdendir.

5/Maide-48
وَاَنْزَلْـنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِناً عَلَيْهِ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَلَا
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
تَتَّبِعْ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
اَهْوَٓاءَهُمْ
Bu kelime "havasına uymak " deyiminde vurgulanmış
عَمَّا جَٓاءَكَ مِنَ الْحَقِّۜ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجاًۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَجَعَلَكُمْ اُمَّةً وَاحِدَةً وَلٰكِنْ لِيَبْلُوَكُمْ ف۪ي مَٓا اٰتٰيكُمْ فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعاً فَيُنَبِّئُكُمْ
Bu kelime "haber vermek " deyiminde vurgulanmış
بِمَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَۙ
Bu kelime "ihtilafa düşmek " deyiminde vurgulanmış

Sana da Kitap'ı, hak ile, kendinden önceki kitapları doğrulayıcı ve onların üzerine şahit olarak indirdik. Sen de onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hakkı bırakıp da onların havasına uyma. Sizin her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik. Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı. Ancak (bu) size verdiklerinden sizi imtihana çekmek içindir. Artık hayırlarda yarışa kalkın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, üzerinde ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

5/Maide-94
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللّٰهُ بِشَيْءٍ مِنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُٓ اَيْد۪يكُمْ وَرِمَاحُكُمْ لِيَعْلَمَ اللّٰهُ مَنْ يَخَافُهُ بِالْغَيْبِۚ فَمَنِ اعْتَدٰى
Bu kelime "haddini aşmak " deyiminde vurgulanmış
بَعْدَ ذٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) imtihana çeker ki gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra haddini aşarsa onun için acı bir azap vardır.

7/Araf-163
وَسْـَٔلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّت۪ي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِۢ اِذْ يَعْدُونَ
Bu kelime "haddini aşmak " deyiminde vurgulanmış
فِي السَّبْتِ اِذْ تَأْت۪يهِمْ ح۪يتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعاً وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَۙ لَا تَأْت۪يهِمْۚ كَذٰلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ

Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününde haddini aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar, akın akın onlara gelirdi; cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihana çekiyorduk.

7/Araf-168
وَقَطَّعْنَاهُمْ فِي الْاَرْضِ اُمَماًۚ مِنْهُمُ الصَّالِحُونَ وَمِنْهُمْ دُونَ ذٰلِكَۘ وَبَلَوْنَاهُمْ بِالْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّـَٔاتِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere ayırdık. İçlerinde iyi olanları da vardı, olmayanları da… Onları biz, bazen nimetlerle, bazen da musibetlerle imtihana çektik. Sonunda belki hakka dönerler diye…

8/Enfal-17
فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ قَتَلَهُمْۖ وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ رَمٰىۚ وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِن۪ينَ مِنْهُ بَلَٓاءً حَسَناًۜ اِنَّ اللّٰهَ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ

Onları siz öldürmediniz, Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, Allah attı. Böylece mü'minleri güzel bir şekilde imtihana çekmek istedi. Allah duyandır, bilendir.

11/Hud-7
وَهُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَٓاءِ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلاًۜ وَلَئِنْ قُلْتَ اِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ مُب۪ينٌ

O, hanginizin davranışlarının daha güzel olacağı konusunda sizi imtihana çekmek için, Arş'ı henüz su üzerinde iken gökleri ve yeri altı evrede yaratandır. Böyle iken sen onlara: “Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz.” desen, o inkârcılar, “Mutlaka bu, apaçık bir büyüdür!” derler.

16/Nahıl-92
وَلَا تَكُونُوا كَالَّت۪ي نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ اَنْكَاثاًۜ تَتَّخِذُونَ اَيْمَانَكُمْ دَخَلاً بَيْنَكُمْ اَنْ تَكُونَ اُمَّةٌ هِيَ اَرْبٰى مِنْ اُمَّةٍۜ اِنَّمَا يَبْلُوكُمُ اللّٰهُ بِه۪ۜ وَلَيُبَيِّنَنَّ لَكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ مَا كُنْتُمْ ف۪يهِ تَخْتَلِفُونَ
Bu kelime "ihtilafa düşmek " deyiminde vurgulanmış

Bir toplum diğer bir toplumdan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir fesat aracı edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın. Allah, bununla sizi imtihana çekmektedir. Hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi kıyamet gününde mutlaka size bildirecektir.

18/Kehif-7
اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُمْ اَحْسَنُ عَمَلاً

Biz, yeryüzündeki şeyleri bir süs yaptık ki onunla, içlerinden hangisi amel yönünden daha güzeldir diye onları imtihana çekelim.

21/Enbiya-35
كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِۜ وَنَبْلُوكُمْ بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةًۜ وَاِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de hayırla da fitneye uğratıp imtihana çekiyoruz. Bize döndürüleceksiniz.

33/Ahzap-11
هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالاً شَد۪يداً

İşte orada inananlar, imtihana çekilmiş ve şiddetli sarsılmışlardı.

47/Muhammed-31
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَۙ وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ

Ant olsun ki içinizden cihat edenleri ve sabredenleri bilmek için sizi imtihana çekeceğiz, haberlerinizi (sözlerinizin doğruluğunu) de test edeceğiz.

76/İnsan-2
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعاً بَص۪يراً

Şüphesiz ki biz insanı, imtihana çekmek için karışık bir nutfeden yarattık. Onu işiten ve gören (bir varlık) yaptık.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 25.07.2025
Paylaş: