أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

karşılık vermek

karşılık vermek Deyim cevap vermek, yanıt vermek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-186
وَاِذَا سَاَلَكَ عِبَاد۪ي عَنّ۪ي فَاِنّ۪ي قَر۪يبٌۜ اُج۪يبُ دَعْوَةَ الدَّاعِ اِذَا دَعَانِۙ فَلْيَسْتَج۪يبُوا ل۪ي وَلْيُؤْمِنُوا ب۪ي لَعَلَّهُمْ يَرْشُدُونَ

Kullarım Beni sana soracak olursa Ben (onlara) çok yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına karşılık veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma karşılık versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.

3/Aliimran-195
فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ اَنّ۪ي لَٓا اُض۪يعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰىۚ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍۚ فَالَّذ۪ينَ هَاجَرُوا وَاُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَاُو۫ذُوا
Bu kelime "eziyet çekmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪ي سَب۪يل۪ي وَقَاتَلُوا وَقُتِلُوا لَاُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْ وَلَاُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۚ ثَوَاباً مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ

Rableri onların dualarına şöyle karşılık verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun sizin içinizden çalışanın işini zayi etmem. Siz birbirinizdensiniz. Şüphesiz hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda eziyet çekenlerin, çarpışanların ve öldürülenlerin kötülüklerini örtecek ve kendilerini altından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. Bu Allah katından bir karşılıktır. Karşılığın en güzel olanı Allah katındadır. 3/ALİİMRAN-195

7/Araf-194
اِنَّ الَّذ۪ينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ عِبَادٌ اَمْثَالُكُمْ فَادْعُوهُمْ فَلْيَسْتَج۪يبُوا لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

Allah'tan başka dua ettikleriniz, sizin gibi kullardır. Eğer doğru sözlü kimselerseniz haydi onlara dua edin de size karşılık versinler.

8/Enfal-9
اِذْ تَسْتَغ۪يثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ اَنّ۪ي مُمِدُّكُمْ بِاَلْفٍ مِنَ الْمَلٰٓئِكَةِ مُرْدِف۪ينَ

Hani, rabbinizi yardıma çağırıyordunuz. “Ben, ardı ardına bin melek ile sizin destekçinizim” diye size icabet etti / karşılık verdi.

8/Enfal-24
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِه۪ وَاَنَّـهُٓ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

Ey iman edenler! Sizi hayatınıza yön verecek şeylere çağırdıklarında, Allah'a ve Elçi’sine (güzel) karşılık verin. Bilin ki Allah kişiyle kalbinin arasına girer ve siz onun huzurunda toplanacaksınız.

11/Hud-14
فَاِلَّمْ يَسْتَج۪يبُوا لَكُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّـمَٓا اُنْزِلَ بِعِلْمِ اللّٰهِ وَاَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ فَهَلْ اَنْتُمْ مُسْلِمُونَ

Eğer size karşılık vermezlerse onun ancak Allah'ın bilgisi ile indirilmiş olduğunu ve ondan başka ilah olmadığını bilin! Artık siz gerçeği kabul ettiniz mi?

13/Ra'd-14
لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّۜ وَالَّذ۪ينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِه۪ لَا يَسْتَج۪يبُونَ لَهُمْ بِشَيْءٍ اِلَّا كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ اِلَى الْمَٓاءِ لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِه۪ۜ وَمَا دُعَٓاءُ الْكَافِر۪ينَ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ
Bu kelime "boşa çıkmak" deyiminde vurgulanmış

Sadece ona hayır dua edilir. Ondan başka yalvardıkları ise kendilerine hiçbir şeyle karşılık veremezler. Onlar, ağzına ulaşması için suya doğru iki avucunu açan kimse gibidirler. Oysa (böyle yapmakla su) ona ulaşmaz. Kâfirlerin duası daima boşa çıkar.

18/Kehif-52
وَيَوْمَ يَقُولُ نَادُوا شُرَكَٓاءِيَ الَّذ۪ينَ زَعَمْتُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَج۪يبُوا لَهُمْ وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمْ مَوْبِقاً

O gün Allah şöyle buyuracak: "Bana eş sandıklarınızı çağırın. Onlar da çağıracaklar. Ancak onlar karşılık vermeyecekler. Biz de onların arasına bir ölüm deresi koyacağız.

28/Kasas-50
فَاِنْ لَمْ يَسْتَج۪يبُوا لَكَ فَاعْلَمْ اَنَّمَا يَتَّبِعُونَ اَهْوَٓاءَهُمْۜ وَمَنْ اَضَلُّ مِمَّنِ اتَّبَعَ هَوٰيهُ بِغَيْرِ هُدًى مِنَ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

Eğer sana karşılık veremezlerse bil ki onlar, sırf hislerine kapılmaktadırlar. Allah'tan bir yol gösterici olmaksızın hislerine kapılanlardan daha sapık kim olabilir! Elbette Allah zalim kavmi hidayete erdirmez.

35/Fatır-14
اِنْ تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَٓاءَكُمْۚ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْۜ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يَكْفُرُونَ بِشِرْكِكُمْۜ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَب۪يرٍ۟

Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.06.2025
Paylaş: