أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

yol göstermek

yol göstermek Deyim 1) kılavuzluk etmek, yolu bilmeyene anlatmak, tarif etmek; 2) mec. ne yapılacağını, nasıl davranılacağını öğretmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

1/Fatiha-6
اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ

Bize doğru yolu göster.

2/Bakara-1
الٓمٓ ۚ

Elif, lam, mim

2/Bakara-2
ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا
Bu kelime "kuşku yok " deyiminde vurgulanmış
رَيْبَۚۛ
Bu kelime "kuşku yok " deyiminde vurgulanmış
ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ

İşte Kitap!.. Onda asla kuşku yok. O, muttakiler için yol göstericidir...

2/Bakara-3
اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ
Bu kelime "(bir şeyi) ayakta tutmak " deyiminde vurgulanmış
الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ

Onlar gaibe inanırlar ve namazı ayakta tutarlar. Rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

2/Bakara-4
وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ
Bu kelime "(bir şeye) kanaat getirmek " deyiminde vurgulanmış

Sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanırlar, ahirete de kesin kanaat getirirler.

2/Bakara-5
اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Bu kelime "felah bulmak " deyiminde vurgulanmış

İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve felah bulanlar onlardır.

2/Bakara-38
قُلْنَا اهْبِطُوا مِنْهَا جَم۪يعاًۚ فَاِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنّ۪ي هُدًى فَمَنْ تَبِعَ هُدَايَ فَلَا
Bu kelime "korkuya kapılmak" deyiminde vurgulanmış
خَوْفٌ
Bu kelime "korkuya kapılmak" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِمْ وَلَا
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış
هُمْ
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış
يَحْزَنُونَ
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış

Dedik ki “Hepiniz oradan inin! Tarafımdan size bir yol gösterici gelir de kim ona uyarsa onlar, korkuya kapılmazlar ve hüzün duymazlar.

2/Bakara-97
قُلْ مَنْ كَانَ
Bu kelime "düşman olmak " deyiminde vurgulanmış
عَدُواًّ
Bu kelime "düşman olmak " deyiminde vurgulanmış
لِجِبْر۪يلَ فَاِنَّهُ نَزَّلَهُ عَلٰى قَلْبِكَ بِاِذْنِ اللّٰهِ مُصَدِّقاً
Bu kelime "doğru bulmak" deyiminde vurgulanmış
لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرٰى
Bu kelime "müjde vermek (götürmek)" deyiminde vurgulanmış
لِلْمُؤْمِن۪ينَ

“Kim Cebrail'e düşman olursa iyi bilsin ki Cebrail; Allah'ın izniyle evvelce inen kitapları doğru bulan, inananlara yol gösteren ve müjde veren Kur'an'ı senin kalbine indirmiştir.” de.

2/Bakara-185
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُۜ
Bu kelime "oruç tutmak" deyiminde vurgulanmış
وَمَنْ كَانَ مَر۪يضاً اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ يُر۪يدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُر۪يدُ بِكُمُ الْعُسْرَۘ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ramazan ayı, insanlara yol gösteren ve furkan olan (doğruyu yanlıştan ayıran) Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve sizi hidayete erdirmesine karşılık, Allah'ı yüceltmeniz ve ona şükretmeniz içindir.

3/Aliimran-4
مِنْ قَبْلُ هُدًى لِلنَّاسِ وَاَنْزَلَ الْفُرْقَانَۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَد۪يدٌۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ ذُوانْتِقَامٍ
Bu kelime "intikam almak " deyiminde vurgulanmış

Bundan (Kur'an'dan) önce (onlar) insanlar için bir yol göstericiydi. Furkanı (doğruyu yanlıştan ayıranı) da indirdi. Gerçek şu ki Allah'ın ayetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah güçlüdür, intikam alıcıdır.

5/Maide-46
وَقَفَّيْنَا عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ بِع۪يسَى ابْنِ مَرْيَمَ مُصَدِّقاً
Bu kelime "doğru bulmak" deyiminde vurgulanmış
لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ التَّوْرٰيةِۖ وَاٰتَيْنَاهُ الْاِنْج۪يلَ ف۪يهِ هُدًى وَنُورٌۙ وَمُصَدِّقاً
Bu kelime "doğru bulmak" deyiminde vurgulanmış
لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّق۪ينَ

Onların (elçiler) ardından yanlarındaki Tevrat'ı doğru bulan Meryem oğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğru bulan ve muttakiler için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik.

7/Araf-52
وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلٰى عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Biz onlara bilgi ile açıkladımız, iman edenler topluluğu için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik.

7/Araf-186
مَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَلَا هَادِيَ لَهُۜ وَيَذَرُهُمْ
Bu kelime "(birini, bir şeyi) başıboş bırakmak" deyiminde vurgulanmış
ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Bu kelime "(birini, bir şeyi) başıboş bırakmak" deyiminde vurgulanmış

Allah kimi şaşırtırsa artık onun için yol gösteren yoktur. Ve onları tuğyanları içinde başıboş bırakır.

19/Meryem-58
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّ۪نَ مِنْ ذُرِّيَّةِ اٰدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍۘ وَمِنْ ذُرِّيَّةِ اِبْرٰه۪يمَ وَاِسْرَٓائ۪لَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَاۜ اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِمْ اٰيَاتُ الرَّحْمٰنِ خَرُّوا
Bu kelime "secdeye varmak (kapanmak)" deyiminde vurgulanmış
سُجَّداً
Bu kelime "secdeye varmak (kapanmak)" deyiminde vurgulanmış
وَبُكِياًّ

İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği nebilerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail’in (Yakup) soyundan, yol gösterdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.

25/Furkan-31
وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا
Bu kelime "ortaya koymak " deyiminde vurgulanmış
لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُواًّ مِنَ الْمُجْرِم۪ينَۜ وَكَفٰى بِرَبِّكَ هَادِياً وَنَص۪يراً

Biz bu şekilde her nebi için mücrimlerden bir düşman ortaya koyduk. yol gösterici ve yardımcı olarak Rabb’in yeterlidir.

28/Kasas-50
فَاِنْ لَمْ
Bu kelime "karşılık vermek" deyiminde vurgulanmış
يَسْتَج۪يبُوا
Bu kelime "karşılık vermek" deyiminde vurgulanmış
لَكَ فَاعْلَمْ اَنَّمَا يَتَّبِعُونَ
Bu kelime "hissine (hislerine) kapılmak " deyiminde vurgulanmış
اَهْوَٓاءَهُمْۜ
Bu kelime "hissine (hislerine) kapılmak " deyiminde vurgulanmış
وَمَنْ اَضَلُّ مِمَّنِ اتَّبَعَ
Bu kelime "hissine (hislerine) kapılmak " deyiminde vurgulanmış
هَوٰيهُ
Bu kelime "hissine (hislerine) kapılmak " deyiminde vurgulanmış
بِغَيْرِ هُدًى مِنَ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
يَهْدِي
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

Eğer sana karşılık veremezlerse bil ki onlar, sırf hislerine kapılmaktadırlar. Allah'tan bir yol gösterici olmaksızın hislerine kapılanlardan daha sapık kim olabilir! Elbette Allah zalim kavmi hidayete erdirmez.

41/Fussilet-17
وَاَمَّا ثَمُودُ فَهَدَيْنَاهُمْ فَاسْتَحَبُّوا
Bu kelime "yeğ tutmak " deyiminde vurgulanmış
الْعَمٰى عَلَى الْهُدٰى فَاَخَذَتْهُمْ صَاعِقَةُ الْعَذَابِ الْهُونِ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَۚ

Semud'aysa yol gösterdik de onlar, körlüğü, doğru yola yeğ tutup sevdiler. Onları da kazandıklarına karşılık alçaltıcı bir azap yıldırımı yakaladı.

53/Necim-23
اِنْ هِيَ اِلَّٓا اَسْمَٓاءٌ سَمَّيْتُمُوهَٓا اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمْ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَمَا
Bu kelime "hoşa gitmek" deyiminde vurgulanmış
تَهْوَى
Bu kelime "hoşa gitmek" deyiminde vurgulanmış
الْاَنْفُسُۚ وَلَقَدْ جَٓاءَهُمْ مِنْ رَبِّهِمُ الْهُدٰىۜ

Bunlar sizin ve atalarınızın koyduğu adlardan başka bir şey değildir. Allah, haklarında hiç bir belge indirmemiştir. Onlar ancak zanlarına ve nefislerinin hoşuna gidenlere uymaktadırlar. Oysa ant olsun ki onlara Rablerinden yol gösterici gelmiştir.

93/Duha-7
وَوَجَدَكَ ضَٓالاًّ فَهَدٰىۖ

Şaşırmış bulup yol göstermedi mi?

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 14.09.2025
Paylaş: