أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

süsleyip püslemek

süsleyip püslemek Deyim özenle, özen göstererek süslemek, göze çarpacak kadar süslemek, telleyip pullamak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

15/Hicir-16
وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَٓاءِ بُرُوجاً وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِر۪ينَۙ

Ant olsun biz, gökte burçlar oluşturduk ve onu bakanlar için süsleyip püsledik.

37/Saffat-1
وَالصَّٓافَّاتِ
Bu kelime "saf bağlamak" deyiminde vurgulanmış
صَفاًّۙ
Bu kelime "saf bağlamak" deyiminde vurgulanmış

And olsun, o saf bağlayıp duranlara (melekler),

37/Saffat-2
فَالزَّاجِرَاتِ
Bu kelime "set çekmek" deyiminde vurgulanmış
زَجْراًۙ

Vazgeçirip set çekenlere,

37/Saffat-3
فَالتَّالِيَاتِ ذِكْراًۙ

Zikri (Kur’an) okuyanlara,

37/Saffat-4
اِنَّ اِلٰهَكُمْ لَوَاحِدٌۜ

Gerçekten ilahınız tektir.

37/Saffat-5
رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِۜ

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabb’idir, doğuların da Rabb’idir.

37/Saffat-6
اِنَّا زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِز۪ينَةٍۨ الْـكَوَاكِبِۙ

Şüphesiz ki biz, en yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip püsledik.

50/Kaf-1
قٓ۠ وَالْقُرْاٰنِ الْمَج۪يدِۚ

Kâf. Şanı yüce Kur’an’a ant olsun.

50/Kaf-2
بَلْ عَجِبُٓوا
Bu kelime "hayrete (hayretlere) düşmek" deyiminde vurgulanmış
اَنْ جَٓاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْـكَافِرُونَ هٰذَا شَيْءٌ عَج۪يبٌ

Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesinden hayrete düştüler de o kâfirler, “Bu, tuhaf bir şey!” dediler.

50/Kaf-3
ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا
Bu kelime "toprak olmak " deyiminde vurgulanmış
تُرَاباًۚ
Bu kelime "toprak olmak " deyiminde vurgulanmış
ذٰلِكَ رَجْعٌ بَع۪يدٌ

"Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır)."

50/Kaf-4
قَدْ عَلِمْنَا مَا تَنْقُصُ الْاَرْضُ مِنْهُمْۚ وَعِنْدَنَا كِتَابٌ حَف۪يظٌ

Şüphesiz biz, toprağın; onlardan neleri eksilttiğini bilmekteyiz. Yanımızda (o bilgileri) koruyan bir kitap vardır.

50/Kaf-5
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَهُمْ فَهُمْ ف۪ٓي اَمْرٍ مَر۪يجٍ
Bu kelime "kafası bulanmak " deyiminde vurgulanmış

Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi ise kafaları bulanmış bir hâldedirler.

50/Kaf-6
اَفَلَمْ يَنْظُرُٓوا اِلَى السَّمَٓاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا وَزَيَّنَّاهَا وَمَا لَهَا مِنْ فُرُوجٍ

Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsleyip püsledik? Onun hiç bir çatlağı yok.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 13.08.2025
Paylaş: