yalan atmak (kıvırmak)
yalan atmak (kıvırmak) Deyim yalan söylemek.
Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler
Ehlikitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken sözleri ağızlarında geveleyip dururlar. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı hâlde, “Bu Allah katındandır.” derler. Onlar bile bile Allah'a karşı yalan kıvırıyorlar.
Bak, nasıl da Allah hakkında iftira ve yalan atıyorlar; apaçık bir günaha girmiş olmak için bu (onlara) kâfi gelir!
Allah, kulağı yarılıp salıverilen (Bahira), putlara adanan (Saibe), erkek-dişi ikizler doğuran (Vasîle) ve on defa yavru yapmasından dolayı sırtına yük vurulmayan (Ham) hayvanlarla ilgili uygulamaların hiçbirini hoş görmemiştir. Ancak kâfirler Allah hakkında iftira ve yalan atıyorlar. Onların çoğu aklını kullanmaz.
Kendi aleyhlerine nasıl yalan kıvırdılar, bir bak! İftira ettikleri (uydurma ilahları) de nasıl ortadan kayboluverdi?
Yalan (sözler) ile Allah'a iftira atandan daha zalim olan kimdir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de “İşte bunlar Rableri hakkında yalan kıvıranlardır.” diyecekler. Bilin ki Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir!
(Şuayb as.) “Ey kavmim! Elinizden geleni ardınıza koymayın! Ben de yaparım! Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve yalan atanın kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim.”
Dillerinizin kıvırdığı yalana dayanarak “Bu helaldir, şu da haramdır.” demeyin çünkü Allah'a, yalan (sözler) ile iftira atmış oluyorsunuz. Kuşku yok ki Allah'a, yalan (sözler) ile iftira atmış olanlar, iflah olmazlar.
Allah hakkında yalan kıvıranların kıyamet gününde yüzlerinin mosmor kesildiğini görürsün. Kibirlenenlerin kalacağı yer cehennemde değil midir?Muhammed Esed Meali Zümer Suresi 60. Ayet Açıklaması 62 İsvedde vechuhû (lafzen, “yüzü karardı” veya “karanlıklaştı”) deyimi, deyimsel olarak, acıyı ve aşağılanmayı yansıtan bir yüz ifadesini tanımlamak için kullanılır (karş. 16:58), tıpkı karşıtı olan ibyedda vechuhû (lafzen, “yüzü beyazlaştı” veya “parlamaya başladı”) deyiminin mutluluğun veya haklı bir gururun yüzdeki ifadesini göstermesi gibi: karş. 3:106 -“bazı yüzler [mutlulukla] parıldar ve bazı yüzler [acıyla] kararır”. Bunun yanında, her iki deyim mecazî bir anlama da sahiptir: “aşağılandı” [yahut “aşağılanmayı hissetti”] ve tersi olarak “onurlandırıldı” -bu ayette geçen “Allah hakkında yalan uydurma” konusunda ise bkz. yukarıdaki not 37. 63 Bkz. bu surenin 32. ayetinin son cümlesi ile ilgili not 38.
Bu sayfa yardımcı oldu mu?