أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

aklı kesmemek

aklı kesmemek Deyim 1) anlayamamak, idrak edememek; 2) sonucu tahmin edememek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-13
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اٰمِنُوا كَمَٓا اٰمَنَ النَّاسُ قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ كَمَٓا اٰمَنَ السُّفَـهَٓاءُۜ اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ السُّفَـهَٓاءُ وَلٰكِنْ لَا يَعْلَمُونَ

Ve (yine) onlara “İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin.” denildiğinde “Aklı kesmezlerin (sefihler, beyinsizler) iman ettiği gibi mi iman edelim?” derler. İyi bilin ki gerçek aklı kesmezler (sefihler, beyinsizler) onlardır ama bilmezler.

2/Bakara-282
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا
Bu kelime "borç etmek (yapmak)" deyiminde vurgulanmış
تَدَايَنْتُمْ
Bu kelime "borç etmek (yapmak)" deyiminde vurgulanmış
بِدَيْنٍ
Bu kelime "borç etmek (yapmak)" deyiminde vurgulanmış
اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى فَاكْتُبُوهُۜ وَلْيَكْتُبْ بَيْنَكُمْ كَاتِبٌ بِالْعَدْلِۖ وَلَا
Bu kelime "geri durmak " deyiminde vurgulanmış
يَأْبَ
Bu kelime "geri durmak " deyiminde vurgulanmış
كَاتِبٌ اَنْ يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ اللّٰهُ فَلْيَكْتُبْۚ وَلْيُمْلِلِ
Bu kelime "kayda geçirmek" deyiminde vurgulanmış
الَّذ۪ي عَلَيْهِ
Bu kelime "borca girmek" deyiminde vurgulanmış
الْحَقُّ
Bu kelime "borca girmek" deyiminde vurgulanmış
وَلْيَتَّقِ اللّٰهَ رَبَّهُ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْـٔاًۜ فَاِنْ كَانَ الَّذ۪ي عَلَيْهِ
Bu kelime "borca girmek" deyiminde vurgulanmış
الْحَقُّ
Bu kelime "borca girmek" deyiminde vurgulanmış
سَف۪يهاً اَوْ ضَع۪يفاً
Bu kelime "elinden bir iş (şey) gelmemek" deyiminde vurgulanmış
اَوْ لَا
Bu kelime "eli ermek " deyiminde vurgulanmış
يَسْتَط۪يعُ
Bu kelime "eli ermek " deyiminde vurgulanmış
اَنْ يُمِلَّ
Bu kelime "kayda geçirmek" deyiminde vurgulanmış
هُوَ فَلْيُمْلِلْ
Bu kelime "kayda geçirmek" deyiminde vurgulanmış
وَلِيُّهُ بِالْعَدْلِۜ وَاسْتَشْهِدُوا
Bu kelime "şahit tutmak " deyiminde vurgulanmış
شَه۪يدَيْنِ مِنْ رِجَالِكُمْۚ فَاِنْ لَمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَامْرَاَتَانِ مِمَّنْ تَرْضَوْنَ
Bu kelime "razı olmak (gelmek) " deyiminde vurgulanmış
مِنَ الشُّهَدَٓاءِ اَنْ تَضِلَّ اِحْدٰيهُمَا فَتُذَكِّرَ اِحْدٰيهُمَا الْاُخْرٰىۜ وَلَا يَأْبَ الشُّهَدَٓاءُ اِذَا مَا دُعُواۜ وَلَا
Bu kelime "es geçmek" deyiminde vurgulanmış
تَسْـَٔمُٓوا
Bu kelime "es geçmek" deyiminde vurgulanmış
اَنْ تَكْتُبُوهُ صَغ۪يراً اَوْ كَب۪يراً اِلٰٓى اَجَلِه۪ۜ ذٰلِكُمْ اَقْسَطُ عِنْدَ اللّٰهِ وَاَقْوَمُ لِلشَّهَادَةِ وَاَدْنٰٓى
Bu kelime "uygun düşmek" deyiminde vurgulanmış
اَلَّا
Bu kelime "kuşku beslemek (duymak) " deyiminde vurgulanmış
تَرْتَابُٓوا
Bu kelime "kuşku beslemek (duymak) " deyiminde vurgulanmış
اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً حَاضِرَةً تُد۪يرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَلَّا تَكْتُبُوهَاۜ وَاَشْهِدُٓوا
Bu kelime "şahit tutmak " deyiminde vurgulanmış
اِذَا تَبَايَعْتُمْۖ وَلَا
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
يُضَٓارَّ
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
كَاتِبٌ وَلَا شَه۪يدٌۜ وَاِنْ تَفْعَلُوا فَاِنَّهُ فُسُوقٌ
Bu kelime "yoldan çıkmak " deyiminde vurgulanmış
بِكُمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ

Ey iman edenler! Belirli bir vakte kadar birbirinize borç ettiğinizde onu yazın. Aranızdan bir kâtip doğrulukla yazsın. Kâtip, Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın ve yazsın. Üzerinde hak olan (borca girmiş) kişi de kayda geçirsin ve Rabb’i olan Allah'tan korksun da üzerindeki haktan, bir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borca girmiş) kişi aklı kesmeyen (zekâ geriliği olan) veya elinden bir iş gelmeyen (bedenen zayıf) biri olursa yahut kendisinin kayda geçirmeye eli ermezse velisi doğrulukla kayda geçirsin. Erkeklerinizden (şahitliğine güvendiğiniz) iki şahidi de şahit tutun. Eğer iki (güvenilir) erkek yok ise şahitliklerinden razı olacağınız bir erkekle iki kadın (da olur) ki kadınlardan biri unutacak olursa diğeri ona hatırlatsın. Şahitler de çağrıldıkları zaman (şahitlikten) geri durmasınlar. Küçük-büyük (az-çok), onu (borcu) vadesiyle yazmayı es geçmeyin. Bu, Allah katında daha doğru (kıst), şahitlik bakımından da daha sağlamdır. Ve kuşku duymamanız için de en uygun düşen budur. Aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticareti yazmadığınızda sizin için bir günah yoktur. Alışverişinizde de şahit tutun. Kâtibe de şahide de bir zarar verilmesin. Eğer onlara (kötü) bir şey yaparsanız bu sizin açınızdan yoldan çıkmak olur. Allah'tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi bilendir.

4/Nisa-4
وَاٰتُوا النِّسَٓاءَ صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةًۜ فَاِنْ طِبْنَ لَكُمْ عَنْ شَيْءٍ مِنْهُ نَفْساً فَكُلُوهُ هَن۪ٓيـٔاً مَر۪ٓيـٔاً

Kadınlara mihrlerini gönül hoşluğu ile verin. Eğer isteyerek ondan bir miktar size bağışlarlarsa afiyet ve rahatlıkla onu yiyin.

4/Nisa-5
وَلَا تُؤْتُوا السُّفَـهَٓاءَ اَمْوَالَكُمُ الَّت۪ي جَعَلَ اللّٰهُ لَكُمْ قِيَاماً وَارْزُقُوهُمْ ف۪يهَا وَاكْسُوهُمْ وَقُولُوا لَهُمْ قَوْلاً مَعْرُوفاً

Allah'ın sizin gözetiminize vermiş olduğu malları aklı kesmeyenlerin (zekâ geriliği olanlar) ellerine vermeyin. Bu mallardan onları rızıklandırın, giydirin ve kendilerine güzel söz söyleyin.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.08.2025
Paylaş: