أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

öğütte bulunmak

öğütte bulunmak Deyim öğüt vermek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-231
وَاِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَٓاءَ فَبَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ فَاَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ اَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍۖ وَلَا تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَاراً
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
لِتَعْتَدُواۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُۜ وَلَا
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış
تَتَّخِذُٓوا
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış
اٰيَاتِ اللّٰهِ هُزُواًۘ
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış
وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَمَٓا اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُـكُمْ بِه۪ۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ۟

Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine düşmanlık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini alaya almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğütte bulunmak için indirdiği Kitap'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.

2/Bakara-232
وَاِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَٓاءَ فَبَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ فَلَا
Bu kelime "güçlük çıkarmak " deyiminde vurgulanmış
تَعْضُلُوهُنَّ
Bu kelime "güçlük çıkarmak " deyiminde vurgulanmış
اَنْ يَنْكِحْنَ اَزْوَاجَهُنَّ اِذَا تَرَاضَوْا بَيْنَهُمْ بِالْمَعْرُوفِۜ ذٰلِكَ يُوعَظُ بِه۪ مَنْ كَانَ مِنْكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ ذٰلِكُمْ اَزْكٰى لَكُمْ وَاَطْهَرُۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ

Kadınları boşadığınız ve onlar da iddetlerini bitirdikleri vakit, aralarında iyilikle anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyla evlenmek isterlerse onlara güçlük çıkarmayın. İşte bununla içinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğütte bulunmaktadır. Bu (vaaz) sizin için en iyisi ve en temizidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

2/Bakara-275
اَلَّذ۪ينَ يَأْكُلُونَ الرِّبٰوا لَا يَقُومُونَ اِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذ۪ي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَالُٓوا اِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبٰواۢ وَاَحَلَّ اللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبٰواۜ فَمَنْ جَٓاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّه۪ فَانْتَهٰى
Bu kelime "son vermek " deyiminde vurgulanmış
فَلَهُ مَا سَلَفَۜ وَاَمْرُهُٓ اِلَى اللّٰهِۜ وَمَنْ عَادَ
Bu kelime "izine dönmek" deyiminde vurgulanmış
فَاُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ

Riba yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka kalkmazlar. Bu, onların “Alım satım da ancak faiz gibidir.” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, ribayı yasaklamıştır. Kime Rabb’inden bir öğütte bulunulur da (ribaya) bir son verirse artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (geri) izine dönerse artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

4/Nisa-34
اَلرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَٓاءِ بِمَا فَضَّلَ
Bu kelime "üstün tutmak" deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ بَعْضَهُمْ عَلٰى بَعْضٍ وَبِمَٓا اَنْفَقُوا مِنْ اَمْوَالِهِمْۜ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّٰهُۜ وَالّٰت۪ي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّۚ فَاِنْ اَطَعْنَكُمْ فَلَا
Bu kelime "yol aramak" deyiminde vurgulanmış
تَبْغُوا
Bu kelime "yol aramak" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِنَّ سَب۪يلاًۜ
Bu kelime "yol aramak" deyiminde vurgulanmış
اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلِياًّ كَب۪يراً

Allah'ın, bazısını bazısına üstün tutması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğütte bulunun, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın ve kendilerini (kısa süreli yanınızdan) uzaklaştırın. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Kesinlikle Allah yücedir, büyüktür.

4/Nisa-58
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلٰٓى اَهْلِهَاۙ وَاِذَا حَكَمْتُمْ
Bu kelime "hüküm vermek" deyiminde vurgulanmış
بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا
Bu kelime "hüküm vermek" deyiminde vurgulanmış
بِالْعَدْلِۜ اِنَّ اللّٰهَ نِعِمَّا يَعِظُـكُمْ بِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ سَم۪يعاً بَص۪يراً

Allah emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hüküm vermenizi emretmektedir. Kesinlikle Allah ne güzel öğütte bulunuyor! Kesinlikle Allah duyandır, görendir.

7/Araf-164
وَاِذْ قَالَتْ اُمَّةٌ مِنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْماًۙۨ اللّٰهُ مُهْلِكُهُمْ
Bu kelime "helak etmek " deyiminde vurgulanmış
اَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَاباً شَد۪يداًۜ قَالُوا مَعْذِرَةً اِلٰى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
Bu kelime "hizaya gelmek" deyiminde vurgulanmış

Onlardan bir topluluk, “Allah'ın helak etmek veya şiddetli bir azap vermek istediği bir kavme ne diye öğütte bulunuyorsunuz?” dediğinde “Rabb’inize karşı bir mazeretimizin olması bir de belki hizaya gelirler diye!" dediler.

16/Nahıl-90
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ
Bu kelime "harama uçkur çözmek " deyiminde vurgulanmış
وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Bu kelime "ders almak " deyiminde vurgulanmış

Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya yardım etmeyi emreder; harama uçkur çözmeyi, münkeri ve azgınlığı da yasaklar. O, ders alırsınız diye size öğütte bulunuyor.

24/Nur-17
يَعِظُكُمُ اللّٰهُ اَنْ تَعُودُوا لِمِثْلِه۪ٓ اَبَداً اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَۚ

Eğer inanmış iseniz Allah size öğütte bulunuyor ki asla böyle bir şeye dönmeyesiniz.

26/Şuara-136
قَالُوا سَوَٓاءٌ عَلَيْنَٓا اَوَعَظْتَ اَمْ لَمْ تَكُنْ مِنَ الْوَاعِظ۪ينَۙ

(Onlar) şöyle dediler: “Sen öğütte bulunsan da bulunmasan da bizce birdir.”

31/Lokman-13
وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِه۪ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِۜ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظ۪يمٌ

Lokman, oğluna öğütte bulunarak “Yavrucuğum! Allah'a şirk koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür.” demişti.

58/Mücadele-3
وَالَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَٓائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَـتَحْر۪يرُ
Bu kelime "serbest bırakmak " deyiminde vurgulanmış
رَقَـبَةٍ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَتَمَٓاسَّاۜ
Bu kelime "(biriyle) temas etmek " deyiminde vurgulanmış
ذٰلِكُمْ تُوعَظُونَ بِه۪ۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ
Bu kelime "haberi olmak " deyiminde vurgulanmış

Kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin eşleriyle temas etmeden önce bir esiri serbest bırakmaları gerekir. İşte size bununla öğütte bulunulmaktadır. Allah, amellerinizden haberi olandır.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 01.08.2025
Paylaş: