söz almak
söz almak Deyim 2) birinin bir işi yapacağını kesin olarak bildirmesini sağlamak.
İlgili Deyimler
Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler
Hani, bir zaman da (Sina) Dağı(nı) üzerinize yükselterek sizden kesin söz almıştık: “Size verdiklerimize kuvvetlice tutunun ve onda olanı (hükümleri) hatırınıza getirin ki sakınasınız.” dedik.
Hani İsrailoğullarından, 'Allah'tan başkasına kul olmayın, anne-babanın, yakınların, yetimlerin ve miskinlerin hatırını hoş edin, insanlarla hoşbeş edin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin' diye söz almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, ters yüzü geri dönüp gidiyorsunuz.
Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız.” diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz.
Hani, bir zaman da (Sina) Dağı(nı) üzerinize yükselterek sizden kesin söz almıştık: “Size verdiklerimize kuvvetlice tutunun ve söylenenlere kulak verin.” demiştik. Onlar, “Kulak verdik ve isyan ettik.” dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki “Eğer iman getirmişseniz, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!”
Allah, nebilerden şöyle söz almıştı: “Bakın! Size kitap ve hikmet verdim. Şimdi yanınızda bulunanı doğrulayıcı bir elçi geldiğinde ona mutlaka inanacak ve yardımda bulunacaksınız. Bunu ikrar ettiniz mi? Bu ağır yükü uhdenize aldınız mı?” Onlar da “İkrar verdik!” dediler. “O hâlde şehadette bulunun ve ben de sizinle beraber şehadette bulunanlardanım.” dedi.
Allah, kendilerine kitap verilenlerden şöyle söz almıştı: “Onu (Kur’an ayetlerini) insanlar için muhakkak gözler önüne sereceksiniz, asla onun üstüne perde çekmeyeceksiniz.” Onlar, bu ahdi kulak ardı ettiler ve onu (Kur’an ayetlerini) değersiz bir şey için pazara çıkardılar. Ne kadar da kötü bir alışveriş yaptılar!
Hem onu nasıl geri alacaksınız ki! Birbirinizle içli dışlı olmuştunuz ve sizden kesin bir söz almışlardı.
Onlardan söz almak için Tur dağını onların üstünde yükselttik. “(Şehir) kapısına secde ederek girin.” dedik. “Cumartesi yasağında sınırları aşmayın.” dedik. Ve onlardan ağır bir söz aldık.
Allah'ın size olan nimeti ve “işittik, itaat ettik” dediğiniz zaman sizden alınan söz hatırınıza gelsin ve Allah'tan sakının. Şüphesiz ki Allah sinelerdekini çok iyi bilir.
"Biz Hristiyanlarız." diyenlerden de kuvvetli söz almıştık. Onlar, hatırlarında tutmaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. Biz de onların aralarına kıyamet gününe kadar devam edecek bir düşmanlık ve kin saldık. Allah, yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.
Ant olsun ki İsrailoğullarından sağlam söz aldık ve onlara elçiler gönderdik. Ne zaman bir elçi onlara nefislerinin hoşuna gitmeyen (ilâhî hükümleri) getirdi ise onlar (elçilerin) bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Ondan yeise bürününce (meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki “Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında ifrata kaçtığınızı bilmiyor musunuz? Babam bana müsaade edinceye veya Allah hakkımda hükmünü icra edinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım. O hükmünü icra edenlerin en hayırlısıdır.”
Nebi, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de müminlerin analarıdır. Akraba olanlar miras hususunda Allah'ın kitabına göre birbirlerine muhacirlerden ve Ensar'dan daha yakındır. Ancak dostlarınız için örfe uygun olarak yapacaklarınız başka. Bunlar kitapta yazılmıştır.
Hani biz nebilerden kesin söz almıştık. Senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan… Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
Tâ ki doğru kimselerin doğruluklarını [sıdkıhim] sorgulayabilsin. İnkârcılar için de can yakıcı bir azap vardır.
Elçi sizi, Rabb’inize iman etmeniz için davet ederken siz ne diye Allah’a iman etmiyorsunuz? Hâlbuki (ezelde) sizden sağlam bir söz almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz… (bu çağrıya uyun)
Bu sayfa yardımcı oldu mu?