kulak vermek
kulak vermek Deyim merak edip dinlemek, işitmeye çalışmak.
İlgili Deyimler
Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler
Hani, bir zaman da (Sina) Dağı(nı) üzerinize yükselterek sizden kesin söz almıştık: “Size verdiklerimize kuvvetlice tutunun ve söylenenlere kulak verin.” demiştik. Onlar, “Kulak verdik ve isyan ettik.” dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki “Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!”
Kimi Yahudiler, kelimelerin yerlerini değiştirirler ve sözleri ağızlarında geveleyerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek “Kulak verdik ve isyan ettik. (Sen) Kulak ver, işitmez olası ve 'Raina' ‘bizi güt' (ey çoban) derler. Eğer onlar, “Kulak verdik ve itaat ettik, sen de kulak ver ve bizi gözet.” deselerdi elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onlara küfürleri dolayısıyla lanet etmiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmazlar.
(Davete), ancak (bütün kalpleriyle) kulak verenler uyar. (Kalben) ölüleri ise (yalnızca) Allah diriltir. Sonra da hepsi ona döndürülürler.
İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Fakat akıllarını kullanıp anlamak istemiyorlarsa sen (gerçeği) sağırlara işittirebilir misin?
Onlar, yeryüzünde (Allah'ı) acze düşürecek değillerdir. Onların Allah'tan başka (yardım isteyecekleri) velileri de yoktur. Onların azabı kat kat olacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) ne görebiliyorlar ne de (gerçeklere) kulak veriyorlardı.
“Ben seni (elçi olarak) seçtim. Öyleyse vahyolunana kulak ver.”
Yoksa sen onların çoğunun kulak verdiklerini veya akıl ettiklerini mi sanıyorsun? Onlar ancak hayvanlar gibidirler hatta onlar, davranış olarak (aşağıların aşağısına) çukura düşmüşlerdir.
Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler.
Kendilerinden önce nice nesilleri helak etmiş olmamız onları yola getirmedi mi? Oysa kendileri de onların yurt edindikleri yerlerde dolaşıyorlar. Şüphesiz bunda ayetler vardır. Yine de kulak vermiyorlar mı?
Onlar yüce topluluğa (melekler topluluğu) kulak veremezler. Kovularak her taraftan atılırlar. Onlar için sürekli bir azap vardır.
Doğrusu bunda, kalbi olana veya hazır bulunup kulak verene ders vardır.
Çağrıcının, yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver.
"Eğer kulak vermiş veya akıl etmiş olsaydık, çılgın ateşin halkı içinde olmazdık." derler.
Bu sayfa yardımcı oldu mu?