أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

azap çekmek

azap çekmek Deyim 1) eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak; 2) ceza görmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

4/Nisa-173
فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُوَفّ۪يهِمْ
Bu kelime "hakkını vermek-2" deyiminde vurgulanmış
اُجُورَهُمْ
Bu kelime "hakkını vermek-2" deyiminde vurgulanmış
وَيَز۪يدُهُمْ مِنْ فَضْلِه۪ۚ وَاَمَّا الَّذ۪ينَ اسْتَنْكَفُوا وَاسْتَكْبَرُوا
Bu kelime "büyüklük taslamak " deyiminde vurgulanmış
فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَاباً اَل۪يماًۙ
Bu kelime "can yakmak " deyiminde vurgulanmış
وَلَا يَجِدُونَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِياًّ وَلَا نَص۪يراً

İnanıp iyi iş yapanların haklarını (ecirlerini) verecek ve fazlından onlara ziyadesini de verecektir. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da can yakıcı bir azapla azap çektirecektir. Onlar, kendilerine Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır.

5/Maide-18
وَقَالَتِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارٰى نَحْنُ اَبْنَٓاءُ اللّٰهِ وَاَحِبَّٓاؤُ۬هُۜ قُلْ فَلِمَ يُعَذِّبُكُمْ بِذُنُوبِكُمْۜ بَلْ اَنْتُمْ بَشَرٌ مِمَّنْ خَلَقَۜ يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيُعَذِّبُ
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
مَنْ يَشَٓاءُۜ وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۘ وَاِلَيْهِ الْمَص۪يرُ

"Yahudiler ve Hristiyanlar “Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz.” dediler. De ki “öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azap çektiriyor? Doğrusu siz de onun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap verir. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak onadır."

5/Maide-118
اِنْ تُعَذِّبْهُمْ فَاِنَّهُمْ عِبَادُكَۚ وَاِنْ تَغْفِرْ لَهُمْ فَاِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ

Eğer onlara azap çektirirsen onlar senin kullarındır. Eğer affedersen şüphesiz ki affetme gücü ve hikmeti sende vardır.

6/Enam-49
وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا يَمَسُّهُمُ الْعَذَابُ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ
Bu kelime "yoldan çıkmak " deyiminde vurgulanmış

"Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince yoldan çıkmalarından dolayı onlar azap çekeceklerdir."

8/Enfal-33
وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَاَنْتَ ف۪يهِمْۜ وَمَا كَانَ اللّٰهُ مُعَذِّبَهُمْ
Bu kelime "azap vermek " deyiminde vurgulanmış
وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ

"Halbuki (Ey Rasûlüm) sen, onların içindeyken Allah onlara azap çektirecek değildi. İstiğfar ettikleri hâlde de Allah onlara azap verecek değil."

8/Enfal-34
وَمَا لَهُمْ اَلَّا يُعَذِّبَهُمُ اللّٰهُ وَهُمْ يَصُدُّونَ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَمَا كَانُٓوا اَوْلِيَٓاءَهُۜ اِنْ اَوْلِيَٓاؤُ۬هُٓ اِلَّا الْمُتَّقُونَ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

"Neden Allah onlara azap çektirmeyecekmiş? Hâlbuki onlar, insanları Mescidiharam’dan alıkoyuyorlar. Ve ona sahip de değiller. Asıl sahipleri, özlerini koruyan mü’minlerdir. Fakat onların çoğu bunu bilmezler."

9/Tevbe-14
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّٰهُ بِاَيْد۪يكُمْ وَيُخْزِهِمْ
Bu kelime "(birini) rezil etmek" deyiminde vurgulanmış
وَيَنْصُرْكُمْ
Bu kelime "yardımda bulunmak " deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ
Bu kelime "sadra şifa vermek " deyiminde vurgulanmış
صُدُورَ
Bu kelime "sadra şifa vermek " deyiminde vurgulanmış
قَوْمٍ مُؤْمِن۪ينَۙ

"Onlarla çarpışınız. Allah, onlara sizin ellerinizle azap çektirsin. Onları rezil etsin ve onlara karşı size yardımda bulunsun. Mü'minler topluluğunun sadrına şifa versin."

9/Tevbe-39
اِلَّا تَنْفِرُوا
Bu kelime "sefere kalkmak" deyiminde vurgulanmış
يُعَذِّبْكُمْ عَذَاباً اَل۪يماً وَيَسْتَبْدِلْ
Bu kelime "yerine koymak " deyiminde vurgulanmış
قَوْماً غَيْرَكُمْ وَلَا
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
تَضُرُّوهُ
Bu kelime "zarar vermek " deyiminde vurgulanmış
شَيْـٔاًۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Bu kelime "gücü yetmek " deyiminde vurgulanmış

Eğer (Allah yolunda) sefere kalkmazsanız o size, elim bir azapla azap verecek ve yerinize bir başka topluluğu koyacaktır. Siz ona hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah’ın her şeye gücü yeter.

9/Tevbe-55
فَلَا
Bu kelime "acayibine gitmek " deyiminde vurgulanmış
تُعْجِبْكَ
Bu kelime "acayibine gitmek " deyiminde vurgulanmış
اَمْوَالُهُمْ وَلَٓا اَوْلَادُهُمْۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ
Bu kelime "canı çıkmak" deyiminde vurgulanmış
اَنْفُسُهُمْ
Bu kelime "canı çıkmak" deyiminde vurgulanmış
وَهُمْ كَافِرُونَ

Onların malları ve çocukları acayibine gitmesin. Allah, bunlarla dünya hayatında onların azap çekmelerini ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.

9/Tevbe-74
يَحْلِفُونَ
Bu kelime "ant içmek " deyiminde vurgulanmış
بِاللّٰهِ مَا قَالُواۜ وَلَقَدْ قَالُوا كَلِمَةَ الْكُفْرِ وَكَفَرُوا بَعْدَ اِسْلَامِهِمْ وَهَمُّوا بِمَا لَمْ يَنَالُواۚ وَمَا
Bu kelime "intikam almak " deyiminde vurgulanmış
نَقَمُٓوا
Bu kelime "intikam almak " deyiminde vurgulanmış
اِلَّٓا اَنْ اَغْنٰيهُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ مِنْ فَضْلِه۪ۚ فَاِنْ يَتُوبُوا يَكُ خَيْراً لَهُمْۚ وَاِنْ يَتَوَلَّوْا يُعَذِّبْهُمُ اللّٰهُ عَذَاباً اَل۪يماً فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۚ وَمَا لَهُمْ فِي الْاَرْضِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ

Allah'a ant içiyorlar ki (o inkâr sözünü) söylemediler. Halbuki o küfür sözünü elbette söylediler ve Müslüman olduktan sonra kâfir oldular. Başaramadıkları bir şeye (suikast yapmaya) de yeltendiler. Allah ve Resul’ü kendi fazlından onları zenginleştirdiği hâlde intikam almaya kalkıştılar. Eğer tövbe ederlerse onlar için daha hayırlı olur. Tekrar dönerlerse Allah onlara dünyada da ahirette de elem verici bir azap çektirecektir. Yeryüzünde onların ne dostu ne de yardımcısı vardır.

9/Tevbe-85
وَلَا
Bu kelime "acayibine gitmek " deyiminde vurgulanmış
تُعْجِبْكَ
Bu kelime "acayibine gitmek " deyiminde vurgulanmış
اَمْوَالُهُمْ وَاَوْلَادُهُمْۜ اِنَّمَا يُر۪يدُ اللّٰهُ اَنْ يُعَذِّبَهُمْ بِهَا فِي الدُّنْيَا وَتَزْهَقَ
Bu kelime "canı çıkmak" deyiminde vurgulanmış
اَنْفُسُهُمْ
Bu kelime "canı çıkmak" deyiminde vurgulanmış
وَهُمْ كَافِرُونَ

Onların malları ve çocukları acayibine gitmesin. Allah bunlarla dünyada onların azap çekmelerini ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.

9/Tevbe-106
وَاٰخَرُونَ مُرْجَوْنَ لِاَمْرِ اللّٰهِ اِمَّا يُعَذِّبُهُمْ وَاِمَّا يَتُوبُ عَلَيْهِمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ

"(Sefere katılmayanlardan) diğer bir gurup da Allah'ın emrine bırakılmışlardır. O, bunlara ya azap çektirir veya tevbelerini kabul eder. Allah çok bilendir, hikmet sahibidir."

14/İbrahim-6
وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهِ اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ اَنْجٰيكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْۜ وَف۪ي ذٰلِكُمْ بَلَٓاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظ۪يمٌ۟

"Musa kavmine şöyle demişti: "Allah'ın üzerinizdeki nimeti hatırlayın. Hani size en kötü biçimde azap çektiren, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştı. Bunda sizin için Rabb’inizden büyük bir imtihan vardı."

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 06.07.2025
Paylaş: