أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

müjde vermek (götürmek)

müjde vermek (götürmek) Deyim bir kimseye sevindirici, mutlu bir haberi ulaştırmak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-97
قُلْ مَنْ كَانَ
Bu kelime "düşman olmak " deyiminde vurgulanmış
عَدُواًّ
Bu kelime "düşman olmak " deyiminde vurgulanmış
لِجِبْر۪يلَ فَاِنَّهُ نَزَّلَهُ عَلٰى قَلْبِكَ بِاِذْنِ اللّٰهِ مُصَدِّقاً
Bu kelime "doğru bulmak" deyiminde vurgulanmış
لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَهُدًى وَبُشْرٰى لِلْمُؤْمِن۪ينَ

“Kim Cebrail'e düşman olursa iyi bilsin ki Cebrail; Allah'ın izniyle evvelce inen kitapları doğru bulan, inananlara yol gösteren ve müjde veren Kur'an'ı senin kalbine indirmiştir.” De.

2/Bakara-213
كَانَ النَّاسُ اُمَّةً وَاحِدَةً فَبَعَثَ اللّٰهُ النَّبِيّ۪نَ مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۖ وَاَنْزَلَ مَعَهُمُ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِيَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ ف۪يمَا اخْتَلَفُوا
Bu kelime "ihtilafa düşmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪يهِۜ وَمَا اخْتَلَفَ
Bu kelime "ihtilafa düşmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪يهِ اِلَّا الَّذ۪ينَ اُو۫تُوهُ مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ بَغْياً بَيْنَهُمْۚ فَهَدَى اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لِمَا اخْتَلَفُوا
Bu kelime "ihtilafa düşmek " deyiminde vurgulanmış
ف۪يهِ مِنَ الْحَقِّ بِاِذْنِه۪ۜ وَاللّٰهُ يَهْد۪ي
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
مَنْ يَشَٓاءُ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ

İnsanlar tek bir ümmetti. Sonra Allah, müjde verici ve uyarıcı nebiler gönderdi. Onlarla birlikte, insanlar arasında ihtilafa düştükleri konularda hükmetmeleri için hak üzere kitap indirdi. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra aralarındaki kıskançlıklarından, kinlerinden dolayı bu (kitap) hakkında ihtilafa düşenler kendilerine kitap verilmiş olanlardan başkaları değildir. Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini hidayete erdirir.

3/Aliimran-21
اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَيَقْتُلُونَ النَّبِيّ۪نَ بِغَيْرِ حَقٍّۙ وَيَقْتُلُونَ
Bu kelime "canına kıymak " deyiminde vurgulanmış
الَّذ۪ينَ يَأْمُرُونَ بِالْقِسْطِ مِنَ النَّاسِۙ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَل۪يمٍ
Bu kelime "can yakmak " deyiminde vurgulanmış

Allah’ın ayetlerini inkâr edenler, haksız yere nebilerin canlarına kıyanlar ve adalet isteyen insanları öldürenler var ya, onlara can yakıcı bir azabın müjdesini ver!

3/Aliimran-170
فَرِح۪ينَ
Bu kelime "ferahlık duymak " deyiminde vurgulanmış
بِمَٓا اٰتٰيهُمُ اللّٰهُ مِنْ فَضْلِه۪ۙ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذ۪ينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِمْ مِنْ خَلْفِهِمْۙ اَلَّا
Bu kelime "korkuya kapılmak" deyiminde vurgulanmış
خَوْفٌ
Bu kelime "korkuya kapılmak" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِمْ وَلَا
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış
هُمْ
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış
يَحْزَنُونَۢ
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış

Onlar, Allah'ın kendi fazlından verdiğinden (şehitlikten) ferahlık duyarlar. Arkalarından gelecek olanlara da korkuya kapılmayacakları ve hüzün duymayacakları müjdesini vermek isterler.

4/Nisa-165
رُسُلاً مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى اللّٰهِ حُجَّةٌ بَعْدَ الرُّسُلِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزاً حَك۪يماً

(Yerine göre) müjde verici ve uyarıcı olarak elçiler gönderdik ki insanların elçilerden sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın! Allah izzet ve hikmet sahibidir.

5/Maide-19
يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ عَلٰى
Bu kelime "kesintiye uğramak " deyiminde vurgulanmış
فَتْرَةٍ
Bu kelime "kesintiye uğramak " deyiminde vurgulanmış
مِنَ الرُّسُلِ اَنْ تَقُولُوا مَا جَٓاءَنَا مِنْ بَش۪يرٍ وَلَا نَذ۪يرٍۘ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَش۪يرٌ وَنَذ۪يرٌۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ۟

Ey kitap ehli! Resullerin gelişi kesintiye uğradığında “Bize müjde verici ve uyarıcı bir resul gelmedi.” demeyesiniz diye, işte size hakikatleri beyan eden, müjde verici ve uyarıcı resulümüz gelmiştir. Allah’ın her şeye gücü yeter.

6/Enam-48
وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَل۪ينَ اِلَّا مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۚ فَمَنْ اٰمَنَ وَاَصْلَحَ
Bu kelime "salah bulmak " deyiminde vurgulanmış
فَلَا
Bu kelime "korkuya kapılmak" deyiminde vurgulanmış
خَوْفٌ
Bu kelime "korkuya kapılmak" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِمْ وَلَا
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış
هُمْ
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış
يَحْزَنُونَ
Bu kelime "hüzün duymak " deyiminde vurgulanmış

Biz, elçileri ancak müjde vericiler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve salah bulursa onlar, korkuya kapılmazlar ve hüzün duymazlar.

7/Araf-188
قُلْ لَٓا اَمْلِكُ لِنَفْس۪ي نَفْعاً وَلَا ضَراًّ اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ وَلَوْ كُنْتُ اَعْلَمُ الْغَيْبَ لَاسْتَكْثَرْتُ مِنَ الْخَيْرِۚ وَمَا مَسَّنِيَ السُّٓوءُ اِنْ اَنَا۬ اِلَّا نَذ۪يرٌ وَبَش۪يرٌ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ۟

De ki “Allah'ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (bir şeye) malik değilim. Eğer gaibi bilebilseydim kendi hayrıma yaptıklarımı (tedbirimi) çoğaltırdım da bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim.'

9/Tevbe-1
بَرَٓاءَةٌ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ٓ اِلَى الَّذ۪ينَ عَاهَدْتُمْ
Bu kelime "(bir şeyi) imza etmek " deyiminde vurgulanmış
مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۜ

Allah ve Resul’ünden, kendileriyle antlaşmayı imza ettiğiniz müşriklere kesin bir uyarıdır:

9/Tevbe-2
فَس۪يحُوا فِي الْاَرْضِ اَرْبَعَةَ اَشْهُرٍ وَاعْلَمُٓوا اَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِي
Bu kelime "acze düşmek " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهِۙ وَاَنَّ اللّٰهَ مُخْزِي
Bu kelime "(birini) rezil etmek" deyiminde vurgulanmış
الْكَافِر۪ينَ

(Ey müşrikler!) Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin ki Allah'ı acze düşüremezsiniz. Allah kâfirleri rezil edecektir.

9/Tevbe-3
وَاَذَانٌ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ٓ اِلَى النَّاسِ يَوْمَ الْحَجِّ الْاَكْبَرِ اَنَّ اللّٰهَ بَر۪ٓيءٌ مِنَ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
الْمُشْرِك۪ينَۙ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
وَرَسُولُهُۜ فَاِنْ تُبْتُمْ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۚ وَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِي
Bu kelime "acze düşmek " deyiminde vurgulanmış
اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا
Bu kelime "inkârdan gelmek " deyiminde vurgulanmış
بِعَذَابٍ اَل۪يمٍۙ

Ve Büyük Hac günü, Allah'tan ve rasulünden insanlara bir duyuru: Allah, şirk koşanlardan kesinlikle uzaktır, onun rasulü de… Eğer tövbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer (küfre) dönerseniz bilin ki Allah'ı acze düşüremezsiniz. İnkârdan gelenlere elim bir azabın müjdesini ver.

10/Yunus-2
اَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَباً
Bu kelime "acayibine gitmek " deyiminde vurgulanmış
اَنْ اَوْحَيْنَٓا اِلٰى رَجُلٍ مِنْهُمْ اَنْ اَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ قَالَ الْكَافِرُونَ
Bu kelime "inkârdan gelmek " deyiminde vurgulanmış
اِنَّ هٰذَا لَسَاحِرٌ مُب۪ينٌ

İçlerinden bir adama, “İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek bir makam' olduğunu müjde ver.” diye tarafımızdan vahyolunması, insanların acayibine mi gitti? İnkârdan gelenler, “Gerçekten bu, apaçık bir büyücüdür.” dediler.

10/Yunus-87
وَاَوْحَيْنَٓا اِلٰى مُوسٰى وَاَخ۪يهِ اَنْ تَبَوَّاٰ لِقَوْمِكُمَا بِمِصْرَ بُيُوتاً وَاجْعَلُوا بُيُوتَكُمْ قِبْلَةً وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

Biz de Musa ile kardeşine şunu vahyettik: “Mısır’da halkınız için evler hazırlayın. Evlerinize birer kıble[*] yapın ve namazı tam kılın. İnanıp güvenenlere de müjde verin.”

15/Hicir-54
قَالَ اَبَشَّرْتُمُون۪ي عَلٰٓى اَنْ مَسَّنِيَ
Bu kelime "(bir şey birinin) belini bükmek " deyiminde vurgulanmış
الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ

(İbrahim) “İhtiyarlık belimi bükmesine rağmen, bana müjde mi veriyorsunuz? Neye dayanarak müjde veriyorsunuz?” dedi.

15/Hicir-55
قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ
Bu kelime "umudunu kesmek " deyiminde vurgulanmış
الْقَانِط۪ينَ
Bu kelime "umudunu kesmek " deyiminde vurgulanmış

"Sana hak ile müjde verdik, sakın umudunu kesenlerden olma!" dediler.

15/Hicir-67
وَجَٓاءَ اَهْلُ الْمَد۪ينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ

Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi.

18/Kehif-56
وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَل۪ينَ اِلَّا مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۚ وَيُجَادِلُ
Bu kelime "mücadele vermek" deyiminde vurgulanmış
الَّذ۪ينَ كَفَرُوا
Bu kelime "inkârdan gelmek " deyiminde vurgulanmış
بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ وَاتَّخَذُٓوا
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış
اٰيَات۪ي وَمَٓا اُنْذِرُوا هُزُواً
Bu kelime "alaya almak" deyiminde vurgulanmış

Biz, elçileri sadece müjde vericiler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkârdan gelenler ise hakkı yürürlükten kaldırmak için mücadele veriyorlar. Ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyi de alaya alıyorlar.

61/Saf-6
وَاِذْ قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ يَا بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ اِنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ مُصَدِّقاً
Bu kelime "doğru bulmak" deyiminde vurgulanmış
لِمَا بَـيْنَ يَدَيَّ مِنَ التَّوْرٰيةِ وَمُبَشِّراً بِرَسُولٍ يَأْت۪ي مِنْ بَعْدِي اسْمُهُٓ اَحْمَدُۜ فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ بِالْبَـيِّنَاتِ قَالُوا هٰذَا سِحْرٌ مُب۪ينٌ

Hatırla ki Meryem oğlu İsa “Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğru bulan ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir elçiyi de müjde veren olarak geldim.” demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince “Bu apaçık bir büyüdür.” dediler.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 30.07.2025
Paylaş: