أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

secde etmek

secde etmek Deyim 1) alnı, eli, ayakları, dizleri, ayak parmaklarını yere getirmek; 2) mec. saygı göstermek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

2/Bakara-58
وَاِذْ قُلْنَا ادْخُلُوا هٰذِهِ الْقَرْيَةَ فَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ رَغَداً وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّداً وَقُولُوا حِطَّةٌ نَغْفِرْ لَكُمْ خَطَايَاكُمْۜ
Bu kelime "hata etmek (eylemek işlemek)" deyiminde vurgulanmış
وَسَنَز۪يدُ الْمُحْسِن۪ينَ

Şöyle demiştik: “Şu şehre girin, orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken, 'Dileğimiz bağışlanmadır.' deyin; (biz de) işlediğiniz hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha fazlasını vereceğiz.”

4/Nisa-154
وَرَفَعْنَا فَوْقَهُمُ الطُّورَ بِم۪يثَاقِهِمْ
Bu kelime "söz almak" deyiminde vurgulanmış
وَقُلْنَا لَهُمُ ادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّداً وَقُلْنَا لَهُمْ لَا تَعْدُوا فِي السَّبْتِ وَاَخَذْنَا
Bu kelime "söz almak" deyiminde vurgulanmış
مِنْهُمْ م۪يثَاقاً
Bu kelime "söz almak" deyiminde vurgulanmış
غَل۪يظاً

Onlardan söz almak için Tur dağını onların üstünde yükselttik. “(Şehir) kapısına secde ederek girin.” dedik. “Cumartesi yasağında sınırları aşmayın.” dedik. Ve onlardan ağır bir söz aldık.

7/Araf-11
وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ
Bu kelime "can vermek 2" deyiminde vurgulanmış
ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ
Bu kelime "şekil vermek " deyiminde vurgulanmış
ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَۗ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ لَمْ يَكُنْ مِنَ السَّاجِد۪ينَ

Yine Ant olsun ki size (önce madde olarak) can verdik, sonra size (mükemmel bir) şekil verdik, sonra da meleklere dedik ki “Âdem'e secde edin (onun önünde saygı ile eğilin.)” Onların hepsi secde ettiler sadece (aslen cin taifesinden olan) İblis direndi ve secde edenlerden olmadı.

7/Araf-161
وَاِذْ ق۪يلَ لَهُمُ اسْكُنُوا
Bu kelime "yurt edinmek (tutmak) " deyiminde vurgulanmış
هٰذِهِ الْقَرْيَةَ وَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ وَقُولُوا حِطَّةٌ وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّداً نَغْفِرْ لَكُمْ خَط۪ٓيـَٔاتِكُمْۜ
Bu kelime "hata etmek (eylemek işlemek)" deyiminde vurgulanmış
سَنَز۪يدُ الْمُحْسِن۪ينَ

Onlara şöyle denildi: “Şu şehri (Kudüs) yurt edinin. Ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yiyin. ‘Dileğimiz bağışlanmadır.' deyin ve kapıdan secde ederek girin ki işlediğiniz hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha fazlasını vereceğiz."

9/Tevbe-112
اَلتَّٓائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّٓائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ الْاٰمِرُونَ
Bu kelime "iş edinmek " deyiminde vurgulanmış
بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّاهُونَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَالْحَافِظُونَ لِحُدُودِ اللّٰهِۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

(Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamt edenler, seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler; iyiliği kendine iş edinen ve kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele!

12/Yusuf-4
اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَباً وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ

Hani Yusuf, babasına "Ey babacığım! Ben (rüyada) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm. Bunların bana secde ettiklerini gördüm." demişti.

13/Ra'd-15
وَلِلّٰهِ يَسْجُدُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ طَوْعاً وَكَرْهاً وَظِلَالُهُمْ بِالْغُدُوِّ وَالْاٰصَالِ

Göklerde ve yerde olanların hepsi, isteyerek yahut istemeyerek Allah'a secde ederler. Gölgeleri de sabah akşam (secde ederler).

15/Hicir-30
فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ

Meleklerin tamamı ona secde ederek saygı gösterdiler.

15/Hicir-31
اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ اَبٰٓى اَنْ يَكُونَ
Bu kelime "birlik olmak " deyiminde vurgulanmış
مَعَ
Bu kelime "birlik olmak " deyiminde vurgulanmış
السَّاجِد۪ينَ

Fakat İblis hariç! O, secde edenlerle birlik olmaktan kaçındı.

15/Hicir-32
قَالَ يَٓا اِبْل۪يسُ مَا لَكَ اَلَّا تَكُونَ
Bu kelime "birlik olmak " deyiminde vurgulanmış
مَعَ
Bu kelime "birlik olmak " deyiminde vurgulanmış
السَّاجِد۪ينَ

(Allah:) Ey İblis! Secde edenlerle birlik olmayışının sebebi nedir? dedi.

15/Hicir-98
فَسَبِّـحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُنْ مِنَ السَّاجِد۪ينَۙ

“Sen şimdi Rabb'ini hamt ile tespih et ve secde edenlerden ol!”

16/Nahıl-48
اَوَلَمْ يَرَوْا اِلٰى مَا خَلَقَ اللّٰهُ مِنْ شَيْءٍ يَتَفَيَّؤُ۬ا ظِلَالُهُ عَنِ الْيَم۪ينِ وَالشَّمَٓائِلِ سُجَّداً لِلّٰهِ وَهُمْ دَاخِرُونَ

Allah'ın yarattığı herhangi bir şeyi görmediler mi? Onların gölgesi, küçülerek ve Allah'a secde ederek sağa sola döner.

16/Nahıl-49
وَلِلّٰهِ يَسْجُدُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ مِنْ دَٓابَّةٍ وَالْمَلٰٓئِكَةُ وَهُمْ لَا
Bu kelime "büyüklük taslamak " deyiminde vurgulanmış
يَسْتَكْبِرُونَ
Bu kelime "büyüklük taslamak " deyiminde vurgulanmış

Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler, Allah'a secde ederler ve büyüklük taslamazlar.

18/Kehif-50
وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ كَانَ مِنَ الْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ اَمْرِ رَبِّه۪ۜ اَفَتَتَّخِذُونَهُ
Bu kelime "dost edinmek " deyiminde vurgulanmış
وَذُرِّيَّتَهُٓ اَوْلِيَٓاءَ
Bu kelime "dost edinmek " deyiminde vurgulanmış
مِنْ دُون۪ي وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّۜ بِئْسَ لِلظَّالِم۪ينَ بَدَلاً

Meleklere; "Adem'e secde edin." dediğimizde İblis dışında hepsi secde etti. O cinlerdendi, Rabb’inin emrinden çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da onu ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. Bu zalimler için ne kötü bir değişmedir.

25/Furkan-64
وَالَّذ۪ينَ يَب۪يتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّداً وَقِيَاماً

Gecelerini Rablerine secde ederek ve ayakta geçirirler.

27/Nemil-24
وَجَدْتُهَا وَقَوْمَهَا يَسْجُدُونَ لِلشَّمْسِ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَزَيَّنَ
Bu kelime "kendine (herhangi bir şeye) ... süsü vermek " deyiminde vurgulanmış
لَهُمُ الشَّيْطَانُ اَعْمَالَهُمْ فَصَدَّهُمْ
Bu kelime "yoldan çevirmek " deyiminde vurgulanmış
عَنِ
Bu kelime "yoldan çevirmek " deyiminde vurgulanmış
السَّب۪يلِ
Bu kelime "yoldan çevirmek " deyiminde vurgulanmış
فَهُمْ لَا يَهْتَدُونَۙ

Onun ve kavminin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan onların amellerine “çok değerliymiş” süsü vermiş de kendilerini yoldan çevirmiş. Dolayısıyla hidayete eremiyorlar.

27/Nemil-25
اَلَّا يَسْجُدُوا لِلّٰهِ الَّذ۪ي يُخْرِجُ
Bu kelime "(bir durumu) açığa çıkarmak " deyiminde vurgulanmış
الْخَبْءَ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ

(Şeytan bunu) göklerde ve yerde gizli olanı açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmesinler, diye yapmış.

48/Fetih-29
مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُٓ اَشِدَّٓاءُ عَلَى
Bu kelime "inkârdan gelmek " deyiminde vurgulanmış
الْكُفَّارِ
Bu kelime "inkârdan gelmek " deyiminde vurgulanmış
رُحَمَٓاءُ بَيْنَهُمْ تَرٰيهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَاناًۘ س۪يمَاهُمْ ف۪ي وُجُوهِهِمْ مِنْ اَثَرِ السُّجُودِۜ ذٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرٰيةِۚۛ وَمَثَلُهُمْ فِي الْاِنْج۪يلِ۠ۛ كَزَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْـَٔهُ۫ فَاٰزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوٰى عَلٰى سُوقِه۪ يُعْجِبُ
Bu kelime "(birinin) hoşuna gitmek" deyiminde vurgulanmış
الزُّرَّاعَ لِيَغ۪يظَ بِهِمُ الْكُفَّارَۜ وَعَدَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرَةً وَاَجْراً عَظ۪يماً

Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da inkârdan gelenlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû edip secde ederken görürsün. Allah'tan fazıl ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekincilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük ecir vadetmiştir.

55/Rahman-6
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ

Yıldızlar ve ağaçlar secde etmektedir.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 08.09.2025
Paylaş: