أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

(bir şeyi birine) haram etmek

(bir şeyi birine) haram etmek Deyim o şeyden umulan yarar ve rahatı tattırmamak.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

6/Enam-140
قَدْ خَسِرَ
Bu kelime "hüsrana uğramak " deyiminde vurgulanmış
الَّذ۪ينَ قَتَلُٓوا اَوْلَادَهُمْ سَفَهاً بِغَيْرِ عِلْمٍ وَحَرَّمُوا مَا رَزَقَهُمُ اللّٰهُ افْتِرَٓاءً
Bu kelime "iftira atmak " deyiminde vurgulanmış
عَلَى اللّٰهِۜ قَدْ ضَلُّوا
Bu kelime "dalalete düşmek " deyiminde vurgulanmış
وَمَا
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
كَانُوا
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış
مُهْتَد۪ينَ۟
Bu kelime "hidayete ermek" deyiminde vurgulanmış

Akılsızlıkları yüzünden bilgisizce çocuklarını öldüren ve Allah'a iftira atarak Allah'ın onlara rızık olarak verdiği şeyleri kendilerine haram edenler elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar dalalete düşmüşler ve hidayete erememişlerdir.

66/Tahrim-1
يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَٓا اَحَلَّ اللّٰهُ لَكَۚ تَبْتَغ۪ي مَرْضَاتَ
Bu kelime "razı etmek" deyiminde vurgulanmış
اَزْوَاجِكَۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

Ey Nebi! Eşlerini razı etmek için, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

66/Tahrim-2
قَدْ فَرَضَ اللّٰهُ لَـكُمْ تَحِلَّةَ
Bu kelime "(bir şeyin) kefaretini ödemek" deyiminde vurgulanmış
اَيْمَانِكُمْۚ وَاللّٰهُ مَوْلٰيكُمْۚ وَهُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

Allah size, (gereksiz) yeminlerinizin kefaretini ödemeyi meşru kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur. O bilendir, hüküm sahibidir.

66/Tahrim-3
وَاِذْ اَسَرَّ
Bu kelime "sır vermek (sızdırmak) " deyiminde vurgulanmış
النَّبِيُّ اِلٰى بَعْضِ اَزْوَاجِه۪ حَد۪يثاًۚ
Bu kelime "sır vermek (sızdırmak) " deyiminde vurgulanmış
فَلَمَّا نَبَّاَتْ بِه۪ وَاَظْهَرَهُ اللّٰهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَاَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍۚ فَلَمَّا نَبَّاَهَا
Bu kelime "haber vermek " deyiminde vurgulanmış
بِه۪ قَالَتْ مَنْ اَنْبَاَكَ هٰذَاۜ قَالَ نَبَّاَنِيَ الْعَل۪يمُ الْخَب۪يرُ

Hani Nebi, eşlerinden birine bir sır vermişti. (Fakat eşi) o sözü (başkasına) bildirip Allah da bunu (Nebi’ye) haber verince o da (konunun) bir kısmını (eşine) bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. (Nebi) bunu ona (eşine) bildirince, (eşi) “Bunu sana kim bildirdi?” diye sormuş, o da “Bilen, haberi olan (Allah) bana bildirdi.” demişti.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 05.08.2025
Paylaş: