أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Türkçe Deyim

söz vermek

söz vermek Deyim bir işi yapacağını kesinlikle bildirmek.

— Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

İlgili Deyimler

Deyimin Geçtiği Ayet/Ayetler

3/Aliimran-194
رَبَّنَا وَاٰتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلٰى رُسُلِكَ وَلَا
Bu kelime "(birini) rezil etmek" deyiminde vurgulanmış
تُخْزِنَا
Bu kelime "(birini) rezil etmek" deyiminde vurgulanmış
يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ اِنَّكَ لَا
Bu kelime "sözünden dönmek" deyiminde vurgulanmış
تُخْلِفُ
Bu kelime "sözünden dönmek" deyiminde vurgulanmış
الْم۪يعَادَ
Bu kelime "sözünden dönmek" deyiminde vurgulanmış

Rabbimiz! Elçilerine söz verdiklerini bize ver. Kıyamet gününde de bizi rezil etme. Sen, kuşkusuz sözünden dönmezsin

4/Nisa-95
لَا يَسْتَوِي الْقَاعِدُونَ
Bu kelime "boş oturmak" deyiminde vurgulanmış
مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ غَيْرُ اُو۬لِي الضَّرَرِ وَالْمُجَاهِدُونَ
Bu kelime "gayret göstermek " deyiminde vurgulanmış
ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۜ فَضَّلَ
Bu kelime "üstün tutmak" deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ الْمُجَاهِد۪ينَ
Bu kelime "gayret göstermek " deyiminde vurgulanmış
بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ عَلَى الْقَاعِد۪ينَ دَرَجَةًۜ وَكُلاًّ وَعَدَ اللّٰهُ الْحُسْنٰىۜ وَفَضَّلَ
Bu kelime "üstün tutmak" deyiminde vurgulanmış
اللّٰهُ الْمُجَاهِد۪ينَ
Bu kelime "gayret göstermek " deyiminde vurgulanmış
عَلَى الْقَاعِد۪ينَ اَجْراً عَظ۪يـماًۙ

Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- boş oturanlarla malları ve canlarıyla Allah yolunda gayret gösterenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile gayret gösterenleri, derece bakımından boş oturanlardan üstün tutmuştur. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) sözü vermiştir ama gayret gösterenleri, boş oturanlardan daha büyük bir ecirle üstün tutmuştur.

4/Nisa-120
يَعِدُهُمْ وَيُمَنّ۪يهِمْۜ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ اِلَّا غُرُوراً
Bu kelime "(birinin) aklını çelmek " deyiminde vurgulanmış

(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; Şeytan’ın onlara verdiği sözler, sadece (onların) aklını çelmek içindir.

5/Maide-9
وَعَدَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِۙ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَاَجْرٌ عَظ۪يمٌ

Allah, iman eden ve iyi şeyler yapanlara söz vermiştir; onlara bağışlama ve büyük mükâfat vardır.

5/Maide-10
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَح۪يمِ

İnkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar ise, onlar da, alevli ateşin halkıdırlar.

6/Enam-134
اِنَّ مَا تُوعَدُونَ لَاٰتٍۙ وَمَٓا اَنْتُمْ بِمُعْجِز۪ينَ
Bu kelime "acze düşmek " deyiminde vurgulanmış

Size söz verilen mutlaka gelecektir. Ve siz, (bizi) acze düşürecek değilsiniz.

7/Araf-44
وَنَادٰٓى اَصْحَابُ الْجَنَّةِ اَصْحَابَ النَّارِ اَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقاًّ فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقاًّۜ قَالُوا نَعَمْۚ فَاَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ اَنْ لَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الظَّالِم۪ينَۙ

Cennet halkı cehennem halkına seslenir: "Rabbimizin bize söz verdiğini gerçek olarak bulduk. Rabbinizin size söz verdiğini siz de gerçek olarak buldunuz mu?" "Evet!" derler. Biri aralarında şunu ilan eder: "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun."

9/Tevbe-72
وَعَدَ اللّٰهُ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً ف۪ي جَنَّاتِ عَدْنٍۜ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللّٰهِ اَكْبَرُۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ۟

Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adin cennetlerinde güzel meskenler için söz verdi. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur.

9/Tevbe-111
اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ
Bu kelime "maktul düşmek (olmak)" deyiminde vurgulanmış
وَعْداً عَلَيْهِ حَقاًّ فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْج۪يلِ وَالْقُرْاٰنِۜ وَمَنْ اَوْفٰى
Bu kelime "sözünü tutmak " deyiminde vurgulanmış
بِعَهْدِه۪
Bu kelime "sözünü tutmak " deyiminde vurgulanmış
مِنَ اللّٰهِ فَاسْتَبْشِرُوا بِبَيْعِكُمُ الَّذ۪ي بَايَعْتُمْ بِه۪ۜ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ

Allah yolunda savaşıp düşmanları öldüren ve maktul düşen müminlerin canlarını ve mallarını, Allah, cennet kendilerinin olmak karşılığında satın almıştır. onlara söz verilen cennet haktır ki Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da sabittir. Allah'tan ziyade sözünü tutan kimdir? O hâlde, yaptığınız bu hayırlı alışverişten dolayı sevinin. İşte bu, çok büyük saadettir.

13/Ra'd-35
مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ عُقْبَى الَّذ۪ينَ اتَّقَوْاۗ وَعُقْبَى الْكَافِر۪ينَ النَّارُ

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şudur: İçinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu Allah’a karşı gelmekten sakınanların elde edeceği mükâfattır. İnkâr edenlerin sonu ateştir.

14/İbrahim-22
وَقَالَ الشَّيْطَانُ لَمَّا قُضِيَ
Bu kelime "iş bitirmek " deyiminde vurgulanmış
الْاَمْرُ
Bu kelime "iş bitirmek " deyiminde vurgulanmış
اِنَّ اللّٰهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ الْحَقِّ وَوَعَدْتُكُمْ فَاَخْلَفْتُكُمْۜ وَمَا كَانَ لِيَ عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ اِلَّٓا اَنْ دَعَوْتُكُمْ فَاسْتَجَبْتُمْ ل۪يۚ فَلَا تَلُومُون۪ي وَلُومُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ مَٓا اَنَا۬ بِمُصْرِخِكُمْ وَمَٓا اَنْتُمْ بِمُصْرِخِيَّۜ اِنّ۪ي كَفَرْتُ بِمَٓا اَشْرَكْتُمُونِ مِنْ قَبْلُۜ اِنَّ الظَّالِم۪ينَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

İş bitirilince şeytan der: " Kesinlikle Allah size hak için söz verdi. Ben de söz verdim. Ama ben döndüm. Zaten ben sizin üstünüzde etkili değildim. Sadece ben sizi çağırdım siz de çağrıma uydunuz. O hâlde beni kınamayın kendi kendinizi kınayın. Artık beni kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Daha önce beni (Allah'a) şirk koşmanızı da tanımamıştım zaten. Gerçekten zalimler için pek acıklı bir azap vardır.

17/İsra-64
وَاسْتَفْزِزْ
Bu kelime "ayağa kaldırmak" deyiminde vurgulanmış
مَنِ اسْتَطَعْتَ مِنْهُمْ بِصَوْتِكَ وَاَجْلِبْ
Bu kelime "yaygarayı basmak" deyiminde vurgulanmış
عَلَيْهِمْ بِخَيْلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكْهُمْ
Bu kelime "ortak olmak" deyiminde vurgulanmış
فِي الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِ وَعِدْهُمْۜ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ اِلَّا غُرُوراً
Bu kelime "(birinin) aklını çelmek " deyiminde vurgulanmış

“Onlardan gücünün yettiğini sesinle ayağa kaldır. Süvarilerinle ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas. Mallarda ve evlatlarda onlara ortak ol, kendilerine sözler ver!” Şeytan’ın onlara verdiği sözler, sadece (onların) aklını çelmek içindir.

19/Meryem-61
جَنَّاتِ عَدْنٍۨ الَّت۪ي وَعَدَ الرَّحْمٰنُ عِبَادَهُ بِالْغَيْبِۜ اِنَّهُ كَانَ وَعْدُهُ مَأْتِياًّ
Bu kelime "yerine gelmek" deyiminde vurgulanmış

Bu cennetler, Allah’ın kendi kullarına onlar yokken söz verdiği Adin cennetleridir. Çünkü Allah’ın sözü yerine gelecektir.

20/Taha-86
فَرَجَعَ مُوسٰٓى اِلٰى قَوْمِه۪ غَضْبَانَ
Bu kelime "gazaba gelmek " deyiminde vurgulanmış
اَسِفاًۚ
Bu kelime "teessüf etmek" deyiminde vurgulanmış
قَالَ يَا قَوْمِ اَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْداً حَسَناًۜ اَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ اَمْ اَرَدْتُمْ اَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَاَخْلَفْتُمْ مَوْعِد۪ي

Bunun üzerine Musa, kavmine geri döndüğünde gazaba gelmiş, teessüf ederek dedi ki “Ey kavmim! Rabb’iniz size güzel bir söz vermedi mi? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabb’inizden üzerinize bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?'

24/Nur-55
وَعَدَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ
Bu kelime "yetkili kılmak" deyiminde vurgulanmış
فِي الْاَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ
Bu kelime "yetkili kılmak" deyiminde vurgulanmış
الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۖ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ د۪ينَهُمُ الَّذِي ارْتَضٰى
Bu kelime "razı olmak (gelmek) " deyiminde vurgulanmış
لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ اَمْناًۜ يَعْبُدُونَن۪ي
Bu kelime "(bir şeye) kul olmak " deyiminde vurgulanmış
لَا
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
يُشْرِكُونَ
Bu kelime "şirk koşmak " deyiminde vurgulanmış
ب۪ي شَيْـٔاًۜ وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara söz vermiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl yetkili kıldıysa onları da yeryüzünde yetkili kılacak, kendileri için razı olduğu dinlerini sağlamlaştıracak ve onları korkularından kurtaracaktır. Onlar, yalnızca bana kul olurlar ve bana hiç bir şeyi şirk koşmazlar. Kim bundan sonra inkârdan gelirse işte onlar fasıktır.

33/Ahzap-12
وَاِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ
Bu kelime "gizli din taşımak" deyiminde vurgulanmış
مَا وَعَدَنَا اللّٰهُ وَرَسُولُـهُٓ اِلَّا غُرُوراً
Bu kelime "(birinin) aklını çelmek " deyiminde vurgulanmış

O sırada münafıklar ve kalplerinde gizli din taşıyanlar şöyle diyorlardı: "Allah ve elçisi, bize verdikleri sözlerle, sadece aklımızı çelmek istediler.”

35/Fatır-40
قُلْ اَرَاَيْتُمْ شُرَكَٓاءَكُمُ الَّذ۪ينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ اَرُون۪ي مَاذَا خَلَقُوا مِنَ الْاَرْضِ اَمْ لَهُمْ شِرْكٌ فِي السَّمٰوَاتِۚ اَمْ اٰتَيْنَاهُمْ كِتَاباً فَهُمْ عَلٰى بَيِّنَتٍ مِنْهُۚ بَلْ اِنْ يَعِدُ الظَّالِمُونَ بَعْضُهُمْ بَعْضاً اِلَّا غُرُوراً
Bu kelime "(birinin) aklını çelmek " deyiminde vurgulanmış

De ki Allah'ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Onları gösterin bana! Onlar yerdeki hangi şeyi yarattılar! Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var! Yahut biz onlara, (bu hususta) bir kitap mı verdik de onlar, o kitaptaki bir delile dayanıyorlar? Hayır! O zalimlerin birbirlerine verdiği sözler, sadece birbirlerinin aklını çelmek içindir.

36/Yasin-52
قَالُوا يَا وَيْلَنَا مَنْ بَعَثَنَا مِنْ مَرْقَدِنَ۔اۢ هٰذَا مَا وَعَدَ الرَّحْمٰنُ وَصَدَقَ الْمُرْسَلُونَ

İşte o zaman, "Eyvah, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? Bugün Rahman’ın hesap için söz verdiği gündür. Resuller gerçekten doğru söylemiş!" derler.

41/Fussilet-30
اِنَّ الَّذ۪ينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا
Bu kelime "istikamet vermek " deyiminde vurgulanmış
تَـتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰٓئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا
Bu kelime "hüzne kapılmak" deyiminde vurgulanmış
تَحْزَنُوا
Bu kelime "hüzne kapılmak" deyiminde vurgulanmış
وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ

Rabb’imiz Allah'tır deyip sonra da (kendilerine) istikamet verenlerin üzerine melekler mutlaka iner. Onlara, “Korkmayın, hüzne kapılmayın; size söz verilen cennetle sevinin!” derler.

57/Hadid-10
وَمَا
Bu kelime "ne oluyor? " deyiminde vurgulanmış
لَكُمْ
Bu kelime "ne oluyor? " deyiminde vurgulanmış
اَلَّا تُنْفِقُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَلِلّٰهِ م۪يرَاثُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ لَا يَسْتَو۪ي مِنْكُمْ مَنْ اَنْفَقَ مِنْ قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَعْظَمُ دَرَجَةً مِنَ الَّذ۪ينَ اَنْفَقُوا مِنْ بَعْدُ وَقَاتَلُواۜ وَكُلاًّ وَعَدَ اللّٰهُ الْحُسْنٰىۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ۟
Bu kelime "haberi olmak " deyiminde vurgulanmış

Size ne oluyor da Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı söz vermiştir. Allah, amellerinizden haberi olandır.

70/Mearic-44
خَاشِعَةً اَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ ذٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذ۪ي كَانُوا يُوعَدُونَ

Gözleri düşkün bir hâldedir. Kendilerini de zillet bürür. İşte bu, onlara söz verilen gündür.

Bu sayfa yardımcı oldu mu?

Geri bildiriminiz için teşekkürler!
Güncelleme: 29.08.2025
Paylaş: