Meal Deyimleri

Kur'an meallerinde geçen deyimleri keşfedin ve anlamlarını öğrenin.

SUNUŞ

'Kendi aklına ve Kur'an'ın gücüne güvenenler için ve özellikle de kendim için' Kur'an meallerinde geçen Türkçe deyimlerle ilgili bir çalışma yaptım. İki yıla yakın süredir devam ettirdiğim bu çalışmada Türkçe Kur'an mealleri ile ilgili bir sitenin yanı sıra en çok başvurduğum bir başka internet sitesi de "Türk Dil Kurumu Sözlükleri" sitesi oldu. devamı

Toplam Deyim

1.336

Bahsedilen Ayet

2.947

Son Güncelleme

13.11.2025

Başlangıç

19.12.2024

Alfabetik Gezinti

Harflere tıklayarak ilgili bölüme atlayın

A Harfi ile Başlayan 103 Deyim

abuk sabuk konuşmak

acayibine gitmek

acı çekmek (duymak)

âciz kalmak

acze düşmek

(bir durumu) açığa çıkarmak

(bir durum) açığa çıkmak

(bir durumu) açığa vurmak

açığını kapamak (kapatmak)

açıklığa kavuşturmak

açıklık getirmek

açıklık kazanmak

açılıp saçılmak

açmaza düşmek

ad çekmeye girmek

ad vermek

adak adamak

âdet görmek

âdet olduğu üzere

affa uğramak

afiyet (afiyet şeker) olsun

ağır basmak

ağır gelmek

ağır kayba uğramak

ağırdan almak

ağırlığını (ortaya) koymak

ağırlık basmak (çökmek)

ağzı açık kalmak

ağzına almak

ağzına geleni söylemek

(bir şeyi) ağzında gevelemek

ağzını mühürlemek

akıl erdirmek

akıl etmek

akıllı geçinmek

akıp gitmek

aklı bir yerde olmak

aklı ermek

aklı kesmemek

aklını başına almak (toplamak, devşirmek)

(birinin) aklını çelmek

(birinin) aklını karıştırmak

aklını kullanmak

alaya almak

aldırış etmemek

aleyhinde (aleyhine) söylemek (bulunmak)

(birinin) aleyhine dönmek

alt etmek

alt perdeden konuşmak

(bir şeyin) altında kalmak

altından kalkamamak

altüst etmek

aman vermek

amana gelmek

andını bozmak

angarya (angaryasını) çekmek

anlam vermek

anlaşmazlığa düşmek

anlaşmazlık çıkmak

anlayıp dinlemek

anlayış göstermek

ant içmek

antipatik bulmak

arası (araları) açılmak (açık olmak, bozulmak)

arasını (aralarını) açmak (bozmak)

arasını (aralarını) bulmak

araya almak

arayı açmak

ardı arası kesilmemek

(birinin, bir işin) ardına (arkasına) düşmek

ardından gitmek

arka çıkmak

(bir şeyi) arkada bırakmak

arkada kalmak

(bir şeyin) arkası kesilmek

arkasına (bile) bakmadan gitmek (kaçmak)

arkasından atmak (konuşmak)

arkaya bırakmak (koymak)

arzu duymak

asayiş berkemal

askıda bırakmak

aslı astarı olmamak

aşırı gitmek

at izi it izine karışmak

ateş gibi

ateş vermek

atıp (atmak) tutmak

avucunun içine almak

ayağa kaldırmak

ayağa kalkmak

ayağına dolanmak (dolaşmak)

ayağını kaydırmak

ayak basmak

ayak diremek

(bir şeyi) ayakta tutmak

aykırı düşmek

ayrı düşmek

ayrı seçi yapmak

ayrıcalık tanımak (göstermek)

ayrıntıya inmek

az kaldı (kalsın)

azap çekmek

azap vermek

B Harfi ile Başlayan 86 Deyim

bağırıp çağırmak

bağlı kalmak

bağrına basmak

bağrını delmek

balık kavağa çıkınca

barış görüş olmak

basıp gitmek

baskı yapmak

baskın çıkmak (gelmek)

baskın vermek

baskın yapmak

baş başa bırakmak

(biriyle, bir şeyle) baş başa kalmak

baş eğmek

başa gelmek

başarı göstermek (kazanmak)

başarısızlığa uğramak

başı belada olmak

başı belaya girmek (uğramak)

başı derde girmek

başı sıkılmak (sıkışmak)

(birini, bir şeyi) başıboş bırakmak

başıboş kalmak

başına bir hâl gelmek

(birinin) başına dikilmek

başına geçirmek

(bir şeyin) başına geçmek

(bir yerin, bir işin) başına gelmek

(birinin) başına gelmek

başına kakmak (kakınç etmek)

(bir şeyi birinin) başına sarmak

başına taş düşmek (yağmak)

başından savmak

başını alıp gitmek

başını belaya sokmak

başını derde sokmak

başını kurtarmak

(bir yere) başını sokmak

başını yakmak

baştan çıkarmak

baştan çıkmak

baygınlık geçirmek

bela getirmek

belaya çatmak (girmek, uğramak)

(bir şey birinin) belini bükmek

belini kırmak

besmele çekmek

bıkkınlık gelmek

bildiğini yapmak

bile bile lades

bilincine varmak

bilir bilmez

bin pişman olmak

bir araya gelmek

bir araya getirmek

bir şey söylemek

bir tarafa bırakmak (koymak)

bir tutmak (görmek)

bir varmış bir yokmuş (Atasözü)

bir yol tutturmak

birbirine düşmek

birbirine katmak

birlik olmak

bitmek tükenmek bilmemek

bitmez (bitip) tükenmez

borca batmak

borca girmek

borç etmek (yapmak)

boş kalmak

boş oturmak

boşa çıkarmak

boşa çıkmak

boşa gitmek

(biriyle) boy ölçüşmek

boy vermek

boynunu bükmek

boynunu vurmak

boyun eğmek

boyun kırmak

boyun vermek

bulup buluşturmak

burun buruna gelmek

burun kıvırmak

büyük görmek (bilmek, tutmak)

büyüklük taslamak

büyüsüne kapılmak (tutulmak)

G Harfi ile Başlayan 106 Deyim

(birini) gafil avlamak

gaflet basmak

gaflet uykusuna dalmak (yatmak)

gaflete düşmek

galebe çalmak

galip gelmek

gam çekmek

garip bulmak

(birini bir şeye) gark etmek

gark olmak

gayret göstermek

gayrete gelmek

gazaba gelmek

gazaba uğramak

gebe kalmak

geberip gitmek

gelip çatmak (dayanmak)

gelip geçici olmak

gelip geçmek

geri almak

geri çevirmek

geri dönmek

geri durmak

geri göndermek

geri kalmak

(bir şeyi) geri vermek

geriye bırakmak

gezip tozmak

gibi olmak

gına getirmek

gizli din taşımak

(bir şeyi) gizli tutmak

göç etmek (eylemek)

göçüp gitmek

göğsü daralmak (tıkanmak)

göğsü kabarmak

göğüs germek

gönlü razı olmamak

gönlü varmamak

gönlünden kopmak

gönlüne dokunmak

gönül (gönlünü) almak

gönül okşamak

gönül rızası ile

gönül vermek

görmezlikten gelmek

(birini) görüp gözetmek

görüş birliği sağlamak

gösterişe kaçmak

göz (gözler) önüne sermek

göz (gözünün) önünde olmak

göz açıp kapayıncaya kadar

göz açtırmamak

göz ardı etmek

göz dikmek

göz gezdirmek

göz göre göre

göz ucuyla süzmek

gözaltına almak

gözaltında tutmak

(birine) gözdağı vermek

gözden (gözünden) kaçmak

gözden çıkarmak

göze görünmek

göze görünmemek

gözetim altında tutmak

gözleri berraklaşmak

gözleri buğulanmak (bulutlanmak)

gözleri parlamak (parıldamak)

gözleri yuvalarından (evinden) fırlamak (uğramak)

gözlerini kaçırmak

gözü (gözleri) kamaşmak

gözü (gözleri) kararmak

gözü (gözleri) kaymak (kaçmak)

gözü arkada kalmak

gözü kapalı olmak

(bir şeyde) gözü olmamak

gözün aydın

gözünden (gözlerinden) yaş (yaşlar) boşanmak

gözünü (gözlerini) (bir şeye) dikmek

gözünü (gözlerini) kapamak

gözünü (gözlerini) kırpmadan

(bir şey) gözünü almak

(birinin bir şey) gözünü bağlamak

(bir şeye) gözünü yummak

gurura kapılmak

gücü kesilmek

gücü yetmek

güçlük çekmek

güçlük çıkarmak

güçsüz düşmek

gülüp oynamak (söylemek)

gün gibi açık

günah işlemek

günaha girmek

günaha sokmak

günahı (günahı vebali) boynuna

(birinin) günahını çekmek

gündeme getirmek

güneş doğmak

günü dolmak

gününü gün etmek

gürültü çıkarmak (etmek, koparmak, yapmak)

güven duymak (beslemek)

güven vermek

(birine, bir şeye) güveni olmak

H Harfi ile Başlayan 97 Deyim

haber vermek

haberi olmak

haberin olsun!

hacet dilemek

hacir altına almak

haddi mi (haddine mi düşmüş)

haddini aşmak

hafif gelmek

hafife almak

hak (hakkını) yemek

hak etmek

hâk ile yeksan etmek (olmak)

hakir görmek

hakkını vermek-1

hakkını vermek-2

haksızlığa uğramak

halef selef olmak

hâli (hâlleri) duman olmak

hâli kalmamak

hâli vakti yerinde

halt etmek

(bir işin) hamallığını etmek (yapmak)

hapis kalmak

har vurup harman savurmak

(bir şeyi birine) haram etmek

haram yemek

harama uçkur çözmek

harap düşmek

(birinin) harcı olmamak

harekete geçirmek (getirmek)

harekete geçmek

hasret çekmek

(birinin veya bir şeyin) hasretini çekme

hasta düşmek

hata etmek (eylemek işlemek)

hataya düşmek

hatırı sayılır

hatırına gelmek

hatırına getirmek

hatırında tutmak

hatırını hoş etmek

havasına uymak

hayat geçirmek

(bir şeye) hayat vermek

hayır dememek

hayır dua etmek

hayır işlemek

hayır yok

hayrete (hayretlere) düşmek

hayrı dokunmak

hayrını görmek

hayvan gibi

(bir yerde) hazır bulunmak (olmak)

(bir şeyi) hazır etmek

hazırlık görmek (yapmak)

hazırlıklı olmak (bulunmak)

helak etmek

helak olmak

hele şükür!

hesaba almamak (katmamak)

hesabını görmek

hesap etmek

hesap görmek

heves etmek

hevesine düşmek

hezimete uğramak

hiç değilse (olmazsa)

hiçe saymak (indirgemek)

hidayete ermek

hissine (hislerine) kapılmak

hissini vermek

hizaya gelmek

(birini, bir şeyi) hor görmek

(birini) hor tutmak

hoş geldiniz

hoş görmek (karşılamak)

(birini) hoş tutmak

hoşa gitmek

hoşbeş etmek

hoşnutluk duymak

(birinin) hoşuna gitmek

husumet beslemek

huy edinmek

huyunu suyunu değiştirmek

huzur bulmak

huzur vermek

huzurunu kaçırmak

hükme varmak

hükmünü icra etmek

hüküm vermek

hükümsüz kılmak

hürmette kusur etmemek

hüsnü kabul göstermek

hüsnüzan etmek

hüsrana uğramak

hüzne kapılmak

hüzün duymak

İ Harfi ile Başlayan 87 Deyim

ibaret olmak (kalmak)

ibret almak

icat etmek 1

icat etmek 2

iç açmak

iç çekmek

iç içe girmek (geçmek)

içeri girmek

içeriden çıkmak

içi boşalmak

içi daralmak

içi titremek

içinden geçirmek

içinden gelmek

içine almak

içine kuşku çökmek

içine sinmek

içini açmak

içli dışlı olmak

idrak etmek

iflah olmamak

iflahını kesmek

ifrata kaçmak

ifrata vardırmak

iftira atmak

iğfal etmek

ihanete uğramak

ihata etmek

ihrama girmek

ihtarda bulunmak

ihtilafa düşmek

(bir kimseye, bir şeye) ihtiyaç duymak

iki arada kalmak

ikileme düşmek

ikrah getirmek

ikram görmek

ileri atılmak (çıkmak)

ileri gitmek

ileri götürmek

ileri sürmek

ilerisini gerisini düşünmemek

ilgi duymak

ilgi göstermek

ilgisini kesmek

ilham etmek (vermek)

ilişiği kalmamak

(biriyle) ilişki kurmak

(biriyle) ilişkiye girmek

(bir şeyin) ilminden anlamak

imana gelmek

imkân vermek

imtihana çekmek

(bir şeyi) imza etmek

inadı tutmak

inadım inat olmak

inayette bulunmak

inkârdan gelmek

intikam almak

(birini) ipe çekmek

irtibat kurmak

israfa kaçmak

istek duymak

istikamet vermek

iş bitirmek

iş çevirmek

iş edinmek

iş işten geçmek

iş yapmak

işaret vermek

işbaşına gelmek

işe yaramak

işi allah'a kalmak

işin içinden çıkmak (sıyrılmak)

işin ortasını bulmak

işine bak!

işine koyulmak

işkembeden atmak (söylemek)

işleme koymak

itibar görmek

iyiliği dokunmak

iyilik görmek

iz bırakmak

izin almak

(birinin) izinden yürümek

izine dönmek

izine uymak

izinli saymak

K Harfi ile Başlayan 126 Deyim

kabahat işlemek

kabul görmek

kâbus basmak (çökmek)

kafa (kafasını) karıştırmak

kafa yormak

kafası almamak

kafası bulanmak

kafası işlemek (çalışmak)

kafası karışmak

kafası yerine gelmek

kafasına göre

kâfi gelmek

kahır (kahrını) çekmek

kalbi kararmak

kalbine girmek

kale almamak

kalp (kalbini) kazanmak (fethetmek)

kan dökmek

(bir şeye) kanaat getirmek

kanat çırpmak

kanıya varmak

kapana sıkıştırmak

kapıyı açmak

(birine) kara çalmak

karanlık basmak (çökmek)

karanlık kesilmek

karar almak

karar vermek

karara bağlamak

karara varmak

kargaşa çıkarmak

karın doyurmak

karşı çıkmak

(birine) karşı durmak

(birine) karşı gelmek

karşı karşıya gelmek

karşı koymak

karşılık vermek

kasım kasım kasılmak

kasıp kavurmak

kaskatı kesilmek

(birine) kastı olmak

kaş göz etmek

kaşlarını çatmak

katkıda bulunmak

katran gibi

kavga çıkarmak

kavgaya girişmek (tutuşmak)

kayda geçirmek

kaygı çekmek

kayıplara karışmak

kazançlı çıkmak

(bir şeyin) kefaretini ödemek

kefil göstermek

kehanette bulunmak

kelepçe vurmak (takmak)

kemale ermek (gelmek)

kendi derdine düşmek

(birini veya bir şeyi) kendi hâline bırakmak

kendine (herhangi bir şeye) ... süsü vermek

kendine gelmek

kendini (birini) temize çıkarmak (çıkartmak)

(birine, bir şeye) kendini adamak

kendini beğenmek

kendini harap etmek

kervana katılmak

kesintiye uğramak

kesip atmak

(bir şeye) ket vurmak

keyfi kaçmak

kibrine yedirememek

kilit vurmak

kin beslemek (tutmak)

kin duymak

kırıp geçirmek

kıyas kabul etmez

(birine, bir şeye) kıymet vermek

(birinin veya bir şeyin) kıymetini bilmek

kızıp durmak

kodese tıkmak

kokusunu (koku) almak (duymak)

(birine) kol kanat olmak (germek)

(herhangi bir biçim) kolayına gelmek

(birine) kolaylık göstermek

kontrol altına almak

kontrol altında tutmak

konuk etmek

koparıp atmak

korku düşmek

(birine) korku salmak

korkuya kapılmak

korkuya kesmek

korumaya almak

koşu koparmak

kök salmak

kökü kazınmak

köküne kibrit suyu dökmek (kökünü kurutmak)

kökünü kazımak

kötü olmak-1

kötü olmak-2

(biri için) kötü söylemek

kötü yola sapmak

kötülük etmek (yapmak)

(bir şeye) kul olmak

kulağı ağır işitmek

(bir şeye) kulak (kulaklarını) tıkamak

kulak arkası (ardı) etmek

kulak asmak

kulak tutmak

kulak vermek

kulis yapmak

kulp takmak

kumpas kurmak

kuruntuya kapılmak

kusur etmemek

kusur işlemek

kuşku beslemek (duymak)

kuşku yok

kuşkuya düşmek

(bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak

kuvvetten düşmek

küçük düşmek

küçük düşürmek

küçük görmek

(bir şeyin) künhüne varmak

küplere binmek

S Harfi ile Başlayan 94 Deyim

sabahı bulmak (etmek)

sabit olmak

saçı başı ağarmak

saçıp savurmak

sadık kalmak

sadra şifa vermek

saf bağlamak

saflara ayırmak

sağ kalmak

sağlama almak

sahip çıkmak

sakınması olmamak

salah bulmak

(birini, bir şeyi) salık vermek

sanısına kapılmak

sararıp solmak

savaş açmak (ilan etmek)

savaş vermek

savuşup gitmek

saygı duymak (beslemek)

saygı göstermek

sayıp dökmek

saymakla bitmemek (tükenmemek)

sebat etmek (göstermek)

sebebiyet vermek

secde etmek

secdeye varmak (kapanmak)

sefa sürmek

sefere kalkmak

(bir iş) sekteye uğramak

selam (selamı) almak

selam olsun

selam söylemek

selam vermek

selamete çıkmak

senli benli olmak

serbest bırakmak

serseme çevirmek

sert çıkmak

sesini kesmek

sesini kısmak

sesini yükseltmek

set çekmek

sevgi beslemek

sevk etmek

seyrana çıkmak

sıfırdan başlamak

sıkıntı çekmek

sıkıntı vermek

sıkıntısı olmak

sıkıntıya düşmek

silip atmak

silip süpürmek

sınava çekilmek

sınır çekmek (çizmek)

sınır dışı etmek

sinirleri gevşemek (yatışmak)

siper etmek

sır tutmak (saklamak)

sır vermek (sızdırmak)

sıram sıram dizilmek

sırt (sırtını) çevirmek

son bulmak

son vermek

sonu gelmek

sonu gelmemek

sonuç almak

sonuç çıkarmak

sonuç vermek

sopa atmak (çekmek)

sorguya çekmek

sorumlu tutmak

söküp atmak

söz almak

söz atmak

söz dinlemek (tutmak)

(bir şeyden) söz etmek

(birine veya bir şeye) söz geçirmek

söz konusu olmak

söz sahibi olmak

söz vermek

sözünde durmak

sözünden dönmek

sözüne sadık kalmak

sözünü tutmak

strese sokmak

surat asmak

sureti haktan görünmek

sükûnet bulmak

sürgüne göndermek

sürtüp durmak

sürüp gitmek

süsleyip püslemek

sütten kesmek

Y Harfi ile Başlayan 120 Deyim

ya sabır çekmek

ya sabır!

yağmur boşanmak

yaka paça etmek (götürmek)

yakayı (yakasını) kurtarmak (sıyırmak)

yakından bilmek (tanımak)

yakınlık görmek

yakınlık göstermek

yakınlık kurmak

yakıp yıkmak

yakışık almamak

yalan atmak (kıvırmak)

yalan yere yemin etmek

yalancı çıkmak

yalvar yakar olmak

yan çizmek

yanılgıya düşmek

yanına almak

yanında olmak

yanıt vermek

yapıp etmek

yâr olmak

yara almak

yararlı kılmak

yardım görmek

yardımda bulunmak

yardımına koşmak

yarışa girmek

yarışa kalkmak

yasağı (yasakları) çiğnemek

yaygarayı basmak

(bir şeye kimseye) yazık etmek

yazıklar olsun

yeğ tutmak

yeis duymak

yeise bürünmek

yeise kapılmak

yele vermek

yem olmak

yemin billah etmek

yenik düşmek

yenilgiye uğramak

yer açmak

yer vermek

yerden yere vurmak

yere batmak

yere sağlam basmak

yere sermek

yere yıkılmak

yerin dibine geçmek (batmak veya girmek)

yerinde kalmak

yerinde olmak

yerinden fırlamak

yerinden oynamak

yerinden oynatmak

yerine geçmek

yerine gelmek

yerine getirmek

yerine koymak 1

yerine koymak 2

yerini bulmak

(bir şeyin) yerini tutmak

yerle bir etmek

yerlere kadar eğilmek

(birine) yetki vermek

yetkili kılmak

yığılıp kalmak

yıkım olmak

yitip gitmek

yiyip bitirmek

yiyip içmek

yok etmek

yok olmak

yoksun bırakmak (etmek, kılmak)

yoksun kalmak

yoksun olmak

yoktan var etmek

yol açmak

yol almak

yol aramak

yol bulmak

yol göstermek

yol kesmek

yol tutmak

yol vermek

yola (yollara) düşmek

yola çıkmak

yola düzülmek

yola gelmek

yola getirmek

yolda kalmak

yoldan çevirmek

yoldan çıkmak

yolları ayrılmak

yolu (yolunu) şaşırmak

yoluna koymak

yolunu değiştirmek

(bir şeyin) yolunu tutmak

yolunu tutmak

yorgun düşmek

yön vermek

yurt edinmek (tutmak)

yüksek perdeden konuşmak

yükünü çekmek

yüreği ağzına gelmek

yüreği çarpmak

yüreği titremek

yüreği ürpermek

yürürlükten kaldırmak

yüz çevirmek

(bir şey olmaya) yüz tutmak

yüz yüze gelmek

yüz yüze getirmek

yüzü asılmak

yüzü düşmek

yüzü gülmek

yüzü karışmak (allak bullak olmak veya alabora olmak)

yüzünden akmak

yüzüne vurmak (çarpmak)

yüzüstü bırakmak